Kızgınlık Cuması

İran, Suriye Devrimi’nin iflahını kesme derdinde.

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır hükümeti, Katar’ın –dolayısıyla Hamas’ın, İhvan’ın- canına okumaktan başka bir şey düşünecek halde değil.

Filistin’deki uzatmalı Mahmut Abbas yönetimi de varını yoğunu Hamas’la mücadeleye adamış gibi görünüyor.

Hiçbirisinin Mescid-i Aksa ile hakkıyla ilgilenecek hali yok.

Esasen Mescid-i Aksa ile hakkıyla ilgilenmeyi arzu etmelerine el verecek bir samimiyet de yok hiçbirisinde.

***

Türkiye’miz, Mescid-i Aksa’nın selametini gözetmekte samimi olan bir hükümete sahip; gelgelelim bu hükümet, üzerine gelen yedi düvelin saldırılarını göğüslemekle ziyadesiyle meşgul.

Bir de doğalgaz meselesi var…

“One Minute” atmosferine bir dönüş pek muhtemel değil galiba.

***

Elde var sivil toplum…

Dünkü “Kızgınlık Cuması”nda Türkiye çapında binlerce, İslam dünyası çapında milyonlarca Müslüman, sokaklara çıkıp, İsrail işgali ve saldırısı altındaki Mescid-i Aksa’ya sahip çıkma iradesini ortaya koydu.

Cenab-ı Hak’tan niyazımız, biz hak etmesek de Mescid-i Aksa’nın hatırı için bu iradeyi bereketlendirmesidir.

***

Beyazıt Meydanı, uzun zamandır olmadığı kadar kalabalıktı.

Türkiye’nin başka illerinde de -15 Temmuz’la alâkalı eylemlerin haricinde- uzun zamandır görmediğimiz kadar büyük kalabalıklar toplandı Mescid-i Aksa için.

Ne var ki, hadi itiraf edelim, Kudüs-ü Şerif’te yaşanan felaketin büyüklüğü ile mütenasip kalabalıklar toplayamadık.

Yine de, ‘metal yorgunluğu’nu aşmaya istidat gösterdiğimizi söyleyebilir ve buna sevinebiliriz.

Bu iş burada bitmemeli.

Büyüyerek devam etmeli.

***

Öyle havra (sinagog) basmaya filan kalkışmayalım ama…

İstanbul’da bir grup genç, Neve Şalom Havrası’nın önünde toplanıp, Siyonistlerin Mescid-i Aksa’yı ibadete kapatmalarına misilleme olarak bu havrayı ibadete kapatabileceklerini söylemişler.

İsrail’e, ‘Siz oradaki Müslüman kardeşlerimize öyle davranmaya devam ederseniz, biz de bunun acısını buradaki Yahudilerden çıkarırız’ demişler.

Bir de havranın kapısını tekmelemişler, taş filan da atmışlar…

Tövbe estağfirullah.

İslam medeniyetinin çocuklarına yakışıyor mu?

Endülüs’ün intikamını Osmanlı topraklarındaki Hıristiyanlardan almayı düşünen Yavuz Sultan Selim’e “Zinhar! Bunu düşünmek dahî caiz değil” diyen Zenbilli Ali Efendi’nin ruhu şâd olsun.

***

Şu da var ki; İsrail, Türkiyeli Yahudilerin tehdit edilip ürkütülmesinden ancak memnuniyet duyar.

“Yahudiler korkup kaçsınlar Türkiye’den, buraya gelsinler, Yahudi Devletinin geleceğini tehdit eden demografik sorunu aşmaya yardım etsinler” diye düşünür zira.

Ondan sonra al sana “yerleşimci” diye anılan işgal güçlerine takviye!

Ülkemizde kalan bir avuç Yahudi’yi de İsrail’e kaptırmak şöyle dursun, işgal altındaki Filistin topraklarına göç etmiş olan Türkiyeli Yahudileri bile geri getirmenin yollarını aramalıyız.

Davayı akıllıca savunmak lazım vesselam.

karargazetesi

Bu yazı toplam 914 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar