Abdurrahman Dilipak
Muhtaç olduğumuz imkan!
Eskişehir"de ise e-devlet kapısı kurulacaktı..
Bugün Türkiye e-devlet diye giderek batağa saplanıyor.. HW, SW ve bilgi çöplüğüne dönüyor.. Kimsenin buna dur dediği de yok..
Hâlâ bu fırsat var. Çok düşük maliyetle çok büyük katma değer ve istihdam meydana getirilebilir. Kamu ve özel yatırımlarda tasarruf sağlanabilir. Yani kıt kaynaklarımızı daha tasarruflu kullanabiliriz.
Peki bu proje niye hayata geçirilmedi, ya da ertelendi. Ya da kim engelledi..
Projenin hayata geçirilmesi, sadece Türkiye için değil bölge açısından da bir fırsat olacaktı..
Hâlâ tekno park diye bir şey tutturmuş gidiyoruz.. Birtakım oluşumlar ise, bazı işadamlarının bilişim yatırımlarının maliyetini düşürmek ve muafiyetlerden yararlanmak için bir imkan oluşturuyor o kadar..
Eskişehir"deki proje de, bir önceki Valinin merkeze alınması ile durdu.. Araya seçim girdi filan derken, Bakanlar Kurulundan çıkan karar uygulamaya konamadı..
Ne yazık ki yerli yazılımların ve kartların, eşzamanlı olarak diğer yazılım ve kartlarla test edilmesi için yeterli bir altyapı yok.. Dahası, yazılım yapacakların yararlanacakları bir yazılım arşivine de sahip değiliz.. Çağın en önemli sektörü sahipsiz.. Ciddi bir yazılım marketimiz de yok..
Yazılım bu konuya eğilimli gençlerin kısa süreli eğitimi ile kotarılabilecek bir iş. Bu anlamda her şey yapabiliriz.. Eğitim setleri, bilgisayar oyunları, daha birçok şey. Çizgi film yapacaksanız ressama ihtiyacınız var. Eğitim programı hazırlayacaksanız senaristlere, pedagoglara, grafikerlere ihtiyacınız var. Yani her alanda istihdam oluşturabilen bir sektör.. Fiziki mekan, makineler falan da istemiyor. Ama bu insanların tam gün ya da ek iş olarak evinden sisteme girip ulusal network üzerinden entegre çalışabilecekleri bir altyapımız yok..
On binlerce İngilizce, Almanca, Fransızca öğretmenimiz var. Hadi bunların işi var diyelim, bunların, bilgi, emek ve becerilerini verimli, etkin bir şekilde kullanabiliyor muyuz.. Resim ve müzik öğretmenleri için de durum aynı.. Neden resim öğretmenleri bir çizgi film ağı üzerinde çalışmasın, neden müzik öğretmenleri bunun seslendirmesin de telif karşılığı görev üstlenmesin?
Edebiyat öğretmenleri neden bulundukları yörenin kelime, deyim, şarkı, türkülerini, ağıtlarını, ninnilerini derlemesinler..
Türkiye bir yazılım devi olabilir.. Edirne"deki bir emekli biri, Ağrı"daki biri ile Samsun"daki Hatay"daki biri, Muğla"daki bir gençle birlikte aynı projede çalışabilir.. Bu gizli işsizliğin önüne geçmek için, bilgi ve emeğin etkin ve verimli, üretken bir zeminde yeniden yapılandırılması için bir fırsat olabilir..
Bu kaynaklarımızı heba ediyoruz.
Eskiden bunun oryantasyonu zordu, ama artık bilgisayar ve internet bize sunuyor. Sunuyor da, bunu hayata geçirebilir miyiz? Hayır, karşınıza altyapı sorunu, bürokrasi sorunu çıkar.. Bürokrat yasa ve yönetmeliği özgürlükçü bir şekilde kamu yararına yorumlamıyor. Şablona bakıyor.. Konferans için gelen hatibe, yasada konuşmacının cezai ehliyete sahip olması gerekir dediği için, kimi ceza-i ehliyetime sahibim diye yazı imzalatmaya kalkıyor, kimi savcılıktan sabıka kaydı yetmez, ruh ve sinir hastalıkları polikliniğinden rapor da isteyebiliyor.. Bu mizah değil. Muhatabı benim..
Türkiye bugünki bilişim yatırımının onda birine bugünkinden 100 kat daha verimli ve büyük bir güce sahip olabilirdi..
Bilişim sektörü, en düşük maliyetle en yüksek istihdam ve katma değerin yapılabileceği bir alandır..
İkincisi de, tarım ve hayvancılık.. Özellikle kardeş halkların arasına dökülen mayınların bir an önce temizlenerek tarıma açılması gerekir.. Güneydoğu bölgesinin işsizliğini yenmek için tek başına bu proje bile yeterlidir.. Anadolu"nun birçok yerinde tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi için yerli ve yabancı birçok proje biliyorum. Üniversitelerin ziraat, tarım, ormancılık, gıda, veteriner bölümlerinden bu konuda projeler istenerek, ciddi bir destek ve teşvikle kısa sürede bu iş hayata geçirilebilir..
Her iki proje için de içeriden ve dışarıdan yatırımcı ve finansal ortak bulmak mümkün..
Bu bilişim konusundaki dağınıklık, savrukluk nereden kaynaklanıyor bilmiyorum. Bunu birçok bakana da anlattım, Başbakanlık Müsteşarı ile de görüştüm.. Düşünebiliyor musunuz, kamuda 80 milyon kişilik, kişisel veri girişi 1.5 milyarı aşmış.. Veri giriş standardı da yok. Aynı bakanlıktaki serverlerin işletim sistemleri farklı, HW"leri farklı, hepsi ayrı ayrı veri giriyor. Standartlar farklı.. İhale açık bilgisayar ve yazılım almakla modernleşeceklerini sanıyorlar.. Bugünki ihale mevzuatı bu açıdan sorunlu.. Bürokrasinin kendi içinde de garip bir şekilde kıskançlık var.. Optimizasyon yapmıyorlar. Senkronizasyon yok.. Gelişme diye de düne göre iyi ise, onunla yetiniyorlar, olması gerekene göre bakmıyorlar.. Kimse sahip olduğu bilgiyi, imkanı, kaynağı paylaşmak istemiyor ve bütün yetkinin kendisinde olmasını istiyor. Kurumlar kendi içlerinde kıskanç davranıyor. Kamu yararına odaklanmıyor..
Lütfen Başbakan.. Artık e-Demokrasiden söz etmeliyiz.. Bakın hem istihdam, hem tasarruf, hem kârlılık açısından inanılmaz fırsatlar sunacak olan bu iki sektörle ilgili bir karar verin, bu gidişe bir dur diyin.. Zaman ve para kaybediyoruz ve giden zaman geri gelmiyor..
Bu projeleri hayata geçirecek olursak, Türkiye dünyanın ilgisini çekecek bir bölge merkezi, cazibe merkezi haline gelir.. Bugün Türkiye sektörde olması gereken yerin çok gerisinde, sivil datalarını yabancı ülkelerde host eden bir ülke..
Selâm ve dua ile..