Hasan Karakaya
O silahları DAEŞ’e satan, Fransa değil miydi?
Fransa’ya sormak lazım:
“Terörle mücadele” mi ediyorsunuz, “şov” mu yapıyorsunuz, yoksa“masturbasyon” yapıp, kendi kendinizi tatmin mi ediyorsunuz?..
Fransa’ya söylüyorum!
Cuma gecesi Paris’te düzenlenen “7 ayrı saldırı” sonrası “132 kişinin ölmesi” üzerine demişlerdi ki;
“Bu bir savaş ilânıdır!”
Kimin savaş ilanı?..
“DAEŞ adlı terör örgütü”nün!..
Fransa, DAEŞ’e karşı, dün saldırıya geçti ve güya, Rakka’da konuşlananDAEŞ’in hedeflerini vurdu!..
“Güya” diyorum, çünkü; vurulan hedefler DAEŞ hedefleri değil, sivil hedefler!..
Fransız jetleri; “700 bini aşkın sivilin yaşadığı” Rakka’da, gitti “yerel spor kompleksi”ni, bir “müze”yi ve bir “hastane”yi vurdu, iyi mi?..
Bu Amerikan, İngiliz ve Fransız uçakları, her ne hikmetse; bir türlü hedefi tutturamadı, her seferinde ya “hastane” vururlar, ya “okul” ya da “çocuk yuvası” veya “düğün evi!”
Sebebi ne acaba?..
Amaçları “terörle mücadele” değil de, “masturbasyon” ve “şov” olduğu için mi?
Öyle ya;
DAEŞ’e atılmak üzere jetlere yüklenen bombalara “From Paris, with love”yazmışlar...
Yani, “Paris’ten sevgilerle!”
Ulan soytarı, DAEŞ’e madem bir “misilleme”de bulunuyorsun, bari“hedef”i tutturabilseydin!..
Yaptığın, resmen ve alenen katliam!..
YÜZLERİNE VURACAKSIN!
Her neyse...
Bu; Fransa’nın ilk çuvallaması, ve ilk katliamı değildir... Fransa’nın tarihi“katliam”larla doludur!..
Hangi birisini sayalım?..
Cezayir’i mi,
Sierra Leone’yi mi,
Yoksa Ruanda’yı mı?..
Ya da; Haiti, Gana ve Senegal’i mi?..
Karşımızda öyle bir Fransa var ki, “Terör Devleti İsrail”den farksız!..İsrail’in devlet ya da hükümet başkanları; nasıl ki “eski teröristler” ise, yani; “terörist”leri kırpıp kırpıp, nasıl “Devlet Başkanı” yapmışlarsa, Fransada, bir “katliam mimarı”nı “devlet başkanı” yaptı, iyi mi?..
Mareşal De Gaulle’den söz ediyorum...
Bu “Avrupa”nın var ya;
Hem “ikiyüzlülük”lerini, hem “kalleşlik ve alçaklık”larını, hem de “Katliam karneleri”ni yüzlerine vuracaksın!..
Meselâ; Cezayir’i hatırlatacaksın, “Ruanda’da 800 bin insanı katlettiklerini” hatırlatacaksın, Haiti’deki, Senegal’deki, Gana’daki katliamlarını hatırlatacaksın!..
Bunları hatırlatacaksın ki;
Asıl “terörist”lerin, asıl “katliamcı”ların ve asıl “saldırgan”ların “kendileri”olduğunu bilsinler!..
Onlara; işgal edip, sömürdükleri Afrika’nın topraklarından çıkardıkları“kanlı elmas”larla zengin olduklarını da hatırlatacaksın!..
Bunları hatırlatacaksın ki;
Sakız gibi çiğnedikleri “demokrasi, özgürlük, insan hakları” gibi kavramların sadece “kâğıt üstünde” kaldığını, bu kavramların ağızlarına hiç yakışmadığını öğrensinler!..
KÜSTAH DE GAULLE!
Dedim ya;
Fransızlara, sık sık “Cezayir işgali”ni de hatırlatmak gerekir...
Malûm, Fransa;
1830’da girip, 1962’ye kadar, yani 132 yıl boyunca işgal ettiği Cezayir’de, tam bir soykırım uygulamış ve “1 milyon 700 bin Müslüman”ı katletmişti...
Öyle bir soykırım ki; işgal başladığında 8 milyon nüfusa sahip Cezayir,132 yılın sonunda 6 milyon nüfusa düşmüştü!..
Şu da hatırlatılmalı onlara:
1940’lardan sonra 45 bin kişinin katledildiği operasyonlara komutanlık eden Mareşal De Gaulle; işgal bittikten sonra, kendisine “1 milyon kişiyi katlettiniz” diyen bir gazeteciye, şu karşılığı vermişti:
“Yanılıyorsunuz!..
Biz Cezayir’de 1 milyon kişiyi değil, 800 bin kişiyi öldürdük!.. Bu da, Fransa’nın çıkarları için gerekliydi!”
Peki, böyle bir “katliam itirafı”nda bulunan bir adamı ne yaparlar?.. Elbette yargılarlar ve hapsederler değil mi?..
Ama hayır... De Gaulle, bu itiraftan sonra ödüllendirilmiş ve Fransa Devlet Başkanı seçilmiştir, iyi mi?
“Eli kanlı” bu adamlara, bütün bunlar hatırlatılmalı ve denilmeli ki;
“Siz, insanları yaşatmayı değil, öldürmeyi çok iyi bilirsiniz!”
Dün, Rakka’da yaptığınız gibi!..
RUANDA’DA 800 BİN ÖLÜ!
Genelde “Afrika”, özelde “Cezayir” böyledir de; sanki “Ruanda” farksız mıdır?
Söyleyin Allah aşkına;
1994 yılında, “Afrika kabileleri”ni birbirine “kırdıran” ve orada bir“soykırım” yaşanmasına yol açan kimdi?..
“Fransa” değil miydi o ülke?..
Hele hatırlayın o günleri...
1994’te; hem de “100 gün” içinde “Tutsi ve Huti kabileleri”nden, toplam“800 bin” insan ölmüştü.
Hem de, “satır”larla, “balta”larla, “bıçak”lar ve “taş”larla!..
Çünkü,
Ruanda Hükümeti’nin “silah” alacak parası yoktu!..
Bu yüzden de, Çin’e; “yüzbinlerce satır ve balta siparişi” verdiler!..
Fransa’dan ise; hem “silâh” hem de “eğitim” aldılar!..
Ruanda’da öyle bir “katliam” yaşandı ki;
“Tutsi kabilesi”nden “parası” olanlar; katillerine “kurşun parası” vererek,“acısız ölüm”ü satın aldılar!.. Parası olmayanlar ise; “acılar içinde kıvranarak” öldüler!.. “Öldürmekten yorulan” Hutu’lar, Tutsi’lerin kaçmasını önlemek maksadıyla, onların “baldır”larını veya “ayak bilekleri”nin damarlarını kesiyor, dinlendikten sonra “katliam”larına devam ediyorlardı...
“Ceset saklanabilecek” her yer cesetlerle dolmuştu...
Cesetlere saldıran “köpek”lere öfkelenen Hutu’lar, o dönemde, neredeyse ülkedeki tüm köpekleri öldürerek yok etmişti!..
İTİRAF VAR, ÖZÜR YOK!
Peki;
“100 günde 800 bin insanın ölümüne” yol açan “soykırım”ın mimarı kimdir?.
Elbette Fransa’dır!..
Buyrun, 12 Ocak 1998 tarihli Le Figaro gazetesine bir bakalım...
Fransa eski Cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın, gazeteye yaptığı açıklama şöyledir:
“Ruanda gibi ülkelerde bir soykırım yaşanması, o kadar da önemli bir şey değildir!”
1992 yılında Ruanda Cumhurbaşkanlığı Muhafızları’nı eğitmek içinbölgede bulunan emekli Ulusal Jandarma Müdahale Grubu Komutan Yardımcısı Thierry Prungnaud da; devlet radyosu France-Culture’e verdiği mülakatta şu itirafta bulunmuştu:
“1992 yılında Fransız askerlerinin Ruandalı sivil milislere atış eğitimi verdiğini gördüm.”
Emekli komutan, mülakatı yapan gazetecinin, “Fransa’nın Ruandalı milisleri eğittiği iddiasını reddettiğini” hatırlatması üzerine ise, şu çarpıcı ifadeyi kullanmıştır:
“Fransa bunu her zaman inkar etti, başka şeyler gibi!.. Ama önemli değil, ben doğruluyorum.”
Görüyorsunuz değil mi;
Cezayir’de “1 milyon 700 bin insanı katleden”, Ruanda’da ise “800 bin insanı birbirine kırdıran” Fransa, bu “katliam”lar için, umursamaz bir tavırla diyor ki;
“O kadar da önemli değil!”
Ulan, hiç olmazsa bir “özür” dileyin, “yanlış yaptık” deyin...
Ama, o da yok!..
TERÖR, BUMERANG GİBİDİR!
Fransız düşünür Victor Hugo, herhalde tam da bunu söylemek istedi!..
150 yıl önce demiş ki;
“Paris’te bir adam öldürülürse, bu bir cinayettir!.. Doğu’da elli bin insan boğazlanırsa, bu sadece bir meseledir!”
Peki, Victor Hugo’nun bu sözünden 150 yıl sonra, Fransa’da bir şey değişti mi?..
Hâlâ “küstahlık” yapıyorlar, Afrika’ya hâlâ tepeden bakıyorlar!..
Ve hâlâ “teröre destek” veriyorlar!..
Dün “42 diplomatımızı katleden” Ermeni Terör Örgütü ASALA’yı destekliyorlardı, bugün PKK ve DHKP-C’yi!..
Ne demiş eskiler;
“Alma mazlumun ahını,
Çıkar aheste aheste!”
Sen terörü destekler ve “mazlumların ahı”nı alırsan, o terör bir“bumerang” olur ve gelir, seni vurur!..
Cuma gecesi vurduğu gibi!..
O SİLAHLARI KİM SATTI?
Sen değil misin;
20 Nisan 2015’te, Lübnan’ın sipariş verdiği “3 milyar dolarlık silahı”teslim eden?..
Sen değil misin;
2010-2014 yılları arasında “silah ticaretinin yüzde 38’i”ni Ortadoğu ülkelerine yapan?..
Sen değil misin;
Sadece 2015’in ilk yarısında “16 milyar dolarlık silah ihracatı” yapan ve bunu yıl sonuna kadar “ikiye katlamayı” plânlayan?..
Eee, ne demişler;
“Su testisi, su yolunda kırılır!”
Sen, “dünyanın 4. büyük silah satıcısı” olarak “ölüm” ihraç edersen, o ölüm; gelir bir gün seni bulur!..
Cuma gecesi bulduğu gibi!..
Unutma Fransa;
“132 Fransız’ı öldüren” o silahları o teröristlere yine sen sattın!..
İşte; döndü, seni vurdu!..
Bari, bundan ders al!
*************************************************************************************************
YSK ve RTÜK... Üst Kurul mu, muhalefetin tetikçileri mi?
Bu iş, “hukuk” olmaktan çıktı, artık “ideolojik intikam alma”ya başladı...
AK Parti’nin “yüzde 49.5 oy” alıp, “tek başına iktidar” olmasından bu yana; “Muhalefetin Tetikçisi” gibi hareket eden RTÜK üyeleri, “iktidarı destekleyen medya organları”na “sansür ve karartma” uygulamaya, “para cezası” yağdırmaya başladı!..
Akit TV’ye verilen “para cezası” ve “lisansınızı iptal ederiz” tehdidinden sonra, A Haber’e, Ülke TV’ye, Kanal 24’e ve TV Net’e hem “uyarı”, hem“yayın durdurma” cezaları yağdı!..
Açık ve net söyleyelim:
Yüksek Seçim Kurulu ve Radyo-Televizyon Üst Kurulu, yani YSK ve RTÜK,“Üst Kurullar Cumhuriyeti”nin birer parçasıdır!..
Bu kurullar nasıl ki “darbe kalıntısı”dır, verdiği cezalar da “çağdışı”dır!..
Haaa, bir de “RTÜK’ün yapısı” var!.. “7 Haziran seçimleri”nden sonra, “Biz yılanla aynı çuvala girmeyiz” diyen ve böylece “HDP ile koalisyon”u reddeden MHP, bugün “CHP’li ve HDP’li RTÜK üyeleri ile birlik olup, iktidar destekçisi kanallara ceza yağdırıyor” iyi mi?.. Bırakın “yılanla çuvala girmeyi”, şu anda “yılanla flört” ediyorlar... İyi mi?..
“Yandaş’(!)lara ceza yağdıran YSK ve RTÜK, ne hikmetse, “yoldaş” ve“candaş”ları görmüyor!..
Teröriste “terörist” demedikleri için mi?..
yeniakit