Okuyucu Soruları 2
Kur"an Müslümanlığı (11)
15. İslam"ın din bilgisi kaynağı akıl ve Kur"an"dır. Burada yeni bir "edille-i şer"iyye" tesbit ve anlayışının mevcudiyeti söz konusudur. Bu anlayışın temeli İslam"ın modernite ile bağdaştırılmasına dayanmakta, gerekçesini de Kur"an"dan başka "hatadan masun/korunmuş" bir kaynak olmadığı kabulü oluşturmaktadır.
Kur"an"dan başka kaynak olmadığı kabul edildiğinde, İslam adına sadece Kur"an"dan akıl rehberliğinde elde edilecek hükümler söz konusu olmaktadır. Burada temel birkaç problem bulunmaktadır:
1. "Sünnet"in rehberliği"nin yerini burada "akıl" almaktadır. Ama aklın hakkındaki bütün olumsuz itham ve iddialara rağmen Sünnet verilerinden daha müstakim, daha doğru, daha hatasız ve daha tutarlı olduğuna dair elimizde ne var?
Allah"ı inkâr eden felsefî akımlardan, yüzlerce bid"at fırkaya kadar birbiriyle bağdaştırılması mümkün olmayan sayısız oluşum hep akla dayanmıştır. Yani burada soru şudur: Kur"an"ın bize ne dediğini ve bizden ne istediğini "doğru" biçimde tesbit edecek olan akıl hangi akıldır ve o akıl hangi ilkelere göre çalışacaktır?
Bu seri yazı boyunca iddia ve tesbitlerini tartışma konusu yaptığımız aklın, müşriklere, Kitap ehline ya da bid"at gruplara ait olmadığı ortadadır. Zira iddia ve tespitleri, bu gruplardan hiç birisininkiyle örtüşmemektedir. Söylemek zorundayız ki, öncelikle bu aklın kendisini tam olarak ifade problemi vardır ve bu aklın hangi ilkeler doğrultusunda çalıştığı konusunda elimizde hiçbir veri mevcut değildir.
"Bu aklın iddia ve tesbitlerinin makbuliyeti, mezkûr kategorizasyon içinde yer almasına bağlı değildir; "sadece Kur"an ve akıl" diyenler de ayrı bir kategoriyi oluşturmaktadır" denecek olursa, biz de deriz ki: "O halde "sadece Kur"an ve akıl" diyenlerin, "sadece Kur"an ve akıl" demek dışında başka mümeyyiz vasıfları da olmalıdır. Oysa böyle diyenlerin kendi aralarında dahi kelle sayısı kadar gruba ayrılmış bulunduğu vakıası inkâr edilemez bir hakikattir. Böyle diyenlerin, ukubattan muamelata, şefaat, sırat, mizan" vb. gaybî hususlardan Fıkh"ın füruatına kadar hemen hiçbir konuda farklı görüşler benimsemiş bulunmasını nasıl izah etmesi mümkün değildir.
2. Yukarıdaki son cümlenin de işaret ettiği gibi, "sadece Kur"an ve akıl" söylemini, Sünnet"i, Sahabe otoritesini ve İcma"ı "din dışı" ilan etmesi, bu delillerin (rehberlerin) bizi yanlış yönlendirdiği kabulüne dayanıyorsa, ne idüğü belirlenememiş olan bu aklın arkasına düştüğümüzde nereye varacağımızı bilmemiz gerekiyor. Kuş bakışı baktığımızda "Sosyalist İslam"dan "Liberal İslam"a kadar bir sürü saçma sapan ideolojinin, küfür ve ilhadda Karmatîlik, Batınîlik" gibi tarihte kalmış olanların yerine sahne alan Bahaîlik/Babîlik, Kadıyanîlik" gibi çağdaş sapkınlıkların, Amina Wadud, Abdülkerim Süruş, gibi "kim ve ne adına konuştuğu" en az "ne konuştuğu" önemli ve kadar calib-i dikkat olan isimlerin bu Ümmet"i nereye götüreceği sorusunun cevabı biraz basiret sahibi olanlara gizli değildir.
3. Sünnet"in korunmuşluğu, Hz. Peygamber (s.a.v)"e itaat ve ittiba, O"na muhalefetten sakınma, keza ilim ehline ittiba, bizzat Kur"an"ın muhtelif delalet vecihleriyle ortaya koyduğu gerçeklerdir. (Bütün bu hususlar bu köşede sıklıkla ele alındığı ve gerekçeleriyle ortaya konduğu için burada onların delil ve gerekçeleri üzerinde durmuyorum.) Dolayısıyla bizi bu gerçeklere karşı kör ve sağır davranmaya çağıran hiçbir yaklaşım Kur"an adına ciddiye alınamaz!
4. "Sadece Kur"an" diyenler, bizi aslında "sadece kendi Kur"an anlayışlarına" çağırıyor. Edille-i Şer"iyye"nin diğer unsurlarının yanlış/yanıltıcı, bu efendilerin aklının doğru/doğrultucu olduğunu kabul eden bir yaklaşıma Kur"an adına da, akıl adına da "Allah selamet versin" deyip geçmek gerekir"
Devam edecek
milligazete
Bu yazı toplam 859 defa okunmuştur