Selâhaddin Çakırgil
‘Ortadoğu Pokeri’nde kartlar yeniden dağıtılırken
Ortadoğu’da satranç’tan sözetsek.. Satrançta her şey ortadadır, zekâya dayanan bir beyin
imnastiğidir. Poker ise ap-açık bir kumar...
‘Suriye Buhranı’ patlak verdiğinde, 5 yıl önce bugünlerde, ‘Suriye için, poker masasına eli boş olarak oturur, sonra bütün kartları toplar, öyle kalkar denilir. Aynı durum tekrarlanmamalıdır’ diye yazmak gereğini hissetmiştim.
‘Suriye Buhranı’nda bugün gelinen nokta, o eski sözü hatırlatıyor. Hemen bütün taraflar tam bir tıkanmışlık içinde..
Bu arada, Suriye konusunda kendi yetersizliğini görünce, Rusya’yı da devreye sokmakla iftihar eden İran, geçen hafta da Rusya’nın bu zamana kadar verip vermediği konusunda açıklık bulunmayan S-400 füzelerini bir askerî törende sergiledi. Ama Suriye’ye gönderdiği askerî birlikleri, kan kaybetmeye devam ediyor.
***
Suriye’de bugünlerde bir de tuhaf bir seçim yapılıyor.
6. yılına dayanan korkunç ve viran edici bir iç-savaşın kurbanlarının sayısı 400 bine dayandı. 22 milyonluk ülke nüfusunun 7-8 milyonu Türkiye, Ürdün ve Lübnan’da... Bir o kadarı da kendi evlerini barklarını-terk edip başka yerlere gittiler. O seçimlerin nasıl yapıldığı da bilinmiyor değil.. B. Amerika, bu seçimin sonuçlarını kabul etmeyeceğini açıklarken, İran’ın eski Dışbakanı Ali Ekber Velayeti, -bu seçimi kasdederek neticeyi önceden ilân ediyor ve- ‘Beşşar Esed’in 2021 yılına kadar iktidarda kalacağını’ söylüyor.
***
Bu arada, Ortadoğu’da yeni dengeler de oluşuyor.
Suûdî Krallığı’nın, Amerika karşısındaki rolünü İran’a kaptıracağının ve böylece stratejik önemini yitireceğinin korkusunu yaşadığı, İran medyasında bile yazılıp çiziliyor.
Bu arada, 40 yıl öncelerde öldürülen Kral Faisal’dan sonraki en muktedir Suûd Kralı olarak nitelenen Selman bin Abdulaziz’in bölgede önemli stratejik oluşumlar peşinde olduğu ve Mısır’ı yanına çekmeye çalıştığının ve bu arada Türkiye’yle de geçmişte hiç olmadığı şekilde yakın ilişkilere önem verdiğinin işaretleri ortaya çıktıkça.. Amerikan emperyalizmi işkillenmeye başladı. Obama, artık, Türkiye’de, her isteklerine, ‘Yes man!. / Başüstüne Efendim!’ demeyen bir ‘Erdoğan Türkiyesi’ bulmanın rahatsızlığını da sık sık yansıtıyor.
Evet, tam da Türkiye ile Suûdî münasebetleri oldukça güçlenince, Amerikan Kongresi’nde, 11 Eylûl 2001 Saldırıları’nda Suudî rejiminin de suçlanması gerektiğine dair eski bir rapor gündeme tekrar getirildi. Bunun üzerine, Kral Selman da ellerindeki 750 milyar dolarlık Amerikan Hazine bonolarını ve diğer varlıkları satışa çıkarabileceklerini ve bunun da Amerikan ekonomisini çökerteceğini ihtar edince, Amerikan Başkanı Obama, programında olmadığı halde, hemen Riyad’a, Suûd Kralı’nın ayağına koşmak gereğini duydu. Halbuki, Obama’nın geçen ay Atlantic dergisine verdiği röportajda, ‘Bölge ülkeleri arasında Amerika’nın gücüne, asalak gibi yaklaşanlar var’ demiş ve bundan Riyad rahatsız olmuştu.
Bu arada OPEC toplantısında Suûdî rejimi, İran’ın faydalanmaması için, petrol fiyatlarının yükselmesini engelleyince, bu durum Rusya’yı da hışımlandırdı.
***
Amerikan emperyalizmi ise ‘İslamî bir devlet’ kurmak iddiasıyla ortaya çıkan DAİŞ’i gerekçe gösterip, ağır bombardırmanlar yaparak müdahil olduğu Suriye Buhranı’nda, Beşşar Esed’in iktidarını korumasını tercih etmiş ve bu yolda, birbirlerini karşılıklı olarak 30 küsur yıldır ağır şekilde suçladığı İran’la da işbirliği yapmış; daha sonra, Suriye’ye müdahale etmesi için Putin’e ‘yeşil ışık’ yakmış ve amma, Putin de netice alamamıştı.
Şimdi Obama, Beşşar Esed’in korkunç bir diktatör olduğunu ve onun iktidarını devam ettirmesinin iki ülkeye de zarar vereceğini Putin’e de söylediğini belirtiyor.
Beşşar Esed ise ‘tarihe, ülkesini kurtaran bir lider olarak geçmek istediğini’ söylüyor.
Evet, belirsizliklerle dolu bir poker masası..
stargazete