Hakan Albayrak
Rabbi yessir...
Gazetemiz yazarlarından Hakan Arslan, Salı günü yayımlanan “Gönül rahatlığıyla ‘Evet’ diyorum” başlıklı yazısında, referandumda ‘Evet’ oyu kullanacağını açıkladı.
Yine gazetemiz yazarlarından Etyen Mahçupyan, Perşembe günü yayımlanan “Bir AK Parti’li niye ‘Hayır’ der?” başlıklı yazısında, oyunun ‘Hayır’ olacağını ilan etti.
Hakan Arslan ‘Hayır’cılara, Etyen Mahçupyan da ‘Evet’çilere sövüp saymadan dedi diyeceğini.
Tercihlerini belirtip efendi efendi gerekçelerini sıraladılar.
Siyasetçilerin propaganda yarışında onlarınkine benzer bir dil ve üslup hakim olsaydı daha ‘rafine’ bir siyaset manzarası arz edilmiş olurdu.
Sandıktan çıkacak netice de, ‘Evet’ veya ‘Hayır’, o kadar dramatik olmazdı.
***
Bu işi bir ölüm kalım savaşı gibi görenlerin/gösterenlerin, istemedikleri netice çıktığında ‘Biz öldük’ demelerini bekliyoruz!
Öyle ya; ‘Evet’ çıkarsa milli irade geri dönülmez bir diktatörlükten ve Yunan işgalinden yana tecelli etmiş olacak...
‘Hayır’ çıkarsa milli irade geri dönülmez bir siyasi krizden ve FETÖ-PKK-Haçlı hakimiyetinden yana tecelli etmiş olacak…
Her şey bitecek, yapılacak bir şey kalmayacak…
Saçma mı?
Bence de.
Öyleyse saçmalamayı bırakıp ciddi olalım.
***
Halkın çoğunluğu ister Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tercih etsin ister mevcut parlamenter sistemi, Türkiye’miz yine bizim Türkiye’miz olacak ve biz onu daha iyi yerlere taşıma şansına her halükârda sahip olacağız.
Biz ‘Evet’ dedik ama ‘Hayır’ mı çıktı?
Türkiye’nin selameti için mevcut sistem dahilinde çalışmaya devam edeceğiz ve bu arada mevcut sistemi tashih etmenin yollarını araştıracağız…
Biz ‘Hayır’ dedik ama ‘Evet’ mi çıktı?
Türkiye’nin selameti için yeni sistem dahilinde elimizden geleni yapacağız ve bu arada yeni sistemi tashih etmenin yollarını araştıracağız…
Sandıktan çıkan netice ‘mutlak’ olmayacak.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi üzerinde de tashihler yapılabilir, mevcut parlamenter sistem üzerinde de.
Paniğe mahal yok.
Hele savaş naraları atmaya hiç mahal yok.
***
Yarın sabah annem ve büyük kızımla beraber sandığa gidip ‘Evet’ diyeceğiz inşaallah (Eşim henüz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmadığı, küçük kızım ise yaşı tutmadığı için oy kullanamıyor, ama onlar da ‘Evet’çi. Merhum babam da kesin ‘Evet’çi olurdu).
Biz bunu ‘geldiğimiz yer’in ve ‘gitmek istediğimiz yer’in gereği olarak görüyoruz.
Bununla beraber, belki aynı saiklerle ‘Hayır’ demeyi tercih eden kardeşlerimize hürmet ve muhabbetimiz bakidir.
İktidarı eleştirme hakkımız da bakidir.
***
Ahmet Davutoğlu, dün Konya’da düzenlenen ‘Evet’ mitinginde güzel söyledi:
“17 Nisan sabahı, Sayın Cumhurbaşkanım değerli kardeşlerim, birliğimizi beraberliğimizi tekrar tahkim etme günüdür. Bu milleti bölmek isteyenlere karşı, 16 Nisan günü kim ne oy vermiş olursa olsun, 17 Nisan sabahı Türkiye’nin her köşesinde Türküyle, Kürdüyle, Sünnisiyle, Alevisiyle, Hakkârilisiyle, Edirnelisiyle, Artvinlisiyle, Muğlalısıyla, Konyalısıyla, Ankaralısıyla hep beraber o gün uyandığımızda birbirimize selam verelim. Her bir komşu bir diğerine selam versin. Tebessüm etsin. Türkiye’nin geleceği parlak olacak desin. Yine o gün sabah kalktığımızda kimse kaos ve kriz çığırtkanlığı yapmasın. Elhamdülillah, devletimizin başında 10 Ağustos 2014 günü sizlerin oyu ile seçilmiş Sayın Cumhurbaşkanımız var. 2019’a kadar görevinin başında. Elhamdülillah, 1 Kasım seçim zaferi ile oluşmuş TBMM ve onun içinde 316 vekilimiz var. Birbiriyle kenetlenmiş ve ne zaman beraber olmak gerektiğinde tek bir fire vermemiş AK Parti grubumuz var. Bu meclisin içinden çıkan hükümetimiz var. Kimse kaos ve kriz beklentisi içerisine girmesin. Bu millete kaos ve kriz yaşatmak isteyenlere dünyayı dar ederiz. Dünyayı dar ederiz. Dünyayı dar ederiz… O gün sabah söyleyeceğimiz şey açıktır; Millî Birlik, Millî Birlik. Birliğimiz beraberliğimiz daim olsun… Üçüncü olarak, aşikardır ki 17 Nisan sabahı itibariyle devletimizin yeniden tanzimi ve o çerçevede tamamıyla insan hakları ve özgürlüğe dayalı yeni anayasanın önünü açma günüdür. 17 Nisan sabahı ortak aklı işleterek kimin heybesinde ne varsa onu ortaya koyarak, hep beraber geleceğimizi inşa etme günüdür. 17 Nisan sabahı ortak kaderin, ortak vicdanın, ortak tarihin, ortak kimliğin, ortak aklın günü olmalıdır. 17 Nisan sabahı bu anlamda büyük davaların günü olmalıdır… Son olarak, Hazret-i Mevlana deyişi ile, 17 nisan sabahı ‘Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek ve Yeni Türkiye’yi kurmak lazım’ demeliyiz.”
***
“Rabbi yessir velâ tuassir Rabbi temmim bi’l-hayr”
Rabbim! Kolaylaştır, zorlaştırma. Rabbim! Hayr ile neticelendir.
karargazete