Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Rasûlullah’ın iki özelliği

Kur’an-ı Kerim, Hazreti Peygamber’i “Üsve-i hasene – Güzel örnek” olarak tanımlıyor. Bir ilahi metin var, bu Kur’an-ı Kerim. Bir de onun insan hayatı olarak somutlaşması, ete – kemiğe bürünmesi var. “Güzel örnek” olmak, Hazreti Peygamber’in, sadece ölçüleri bildirmekle kalmaması, bizzat kendisinin onu hayat haline getirmesi demek. Böylece insanlığa sunduğu ölçülerin, bir insan hayatında nasıl şekilleneceğini göstermiş oluyor. Kur’an’da Rasulullah’ın vasıflarına ilişkin bir çok ayet var. Onların hepsi, bir Müslüman için kendi hayatını düzenlemek bakımından çok değerli özellikler. Ama iki özellik var ki, Kur’an’da bunlara çok farklı vurgu yapılmış. Olayı şöyle de görmek gerekiyor: Allah Teala, insanlığa gönderdiği Elçi’nin bazı vasıflarına özel dikkat çekiyor ve “Güzel örneğin güzelliğini kuşanacaksanız, asıl bu özelliklerine bakın” demek istiyor. Hangi özellikler bunlar? Bir: Ahlak İki: Rahmet. Ayetler bilinir: “Sen kesinlikle yüce bir ahlak üzeresin.” (Kalem suresi, 4) “Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya suresi, 107) Benim ilk İslam neslinin Rasulullah ile ilişkisine dair tespitim şu: Onlar Rasulullah’ı sevdiler, öğrendiler, yaşadılar. Aşkla sevdiler, hece hece öğrendiler ve aynileşme çabasıyla onu hayatlarına taşıdılar. Bugün de Müslüman, Allah Rasulü’nü “Güzel örnek” olarak görüp, aşkla sevip, O’nu hece hece hayatına taşırsa bir “ahlak insanı” olur, iki “rahmet insanı” olur. Ahlak ki, İslam’ın kişi hayatında en ince detaylarına kadar uzanan yaşanmışlığıdır, huy haline gelmişliğidir, özümsenmişliğidir, o da, bütün varlığın hukukunu gözetmektir, inceliktir, zarafettir, incitmemektir… İşte Müslüman böyle bir ahlak timsali almak durumundadır. Müslüman “Rahmet insanı” olmalıdır. Üstelik “Alemlere rahmet” gibi bir evrensel iyilik timsali anlamında rahmet insanı olmalıdır. “Rahmet” “Merhamet”ten öte, merhameti de içine alan ama “acımak”la sınırlı olmayan,başkasını kendine tercih etmek anlamında “İsar” cömertliğini kapsayan, girdiği her ortama iyilik nefhası taşıyan… Yere göğe, suya toprağa, gökte uçana, yerde sürünene iyilik taşıyan…. Yüreğini iyiliğe göre ayarlamış, dimağını rahmete formatlamış, fesadı içinden söküp atmış insan… Ben “O’nun yokluğunda O’nunla beraber olmak” derim. Rasulullah’ın güzelliğini kendi kişiliklerimize taşımak için bir “kalb yolu” açmalıyız Asr-ı Saadetten bugüne uzanan.

Bu yazı toplam 925 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar