Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

Seri (dizi) Mesajlarımız (3)

Soru: (Konya): Bazı konuşmalarınız ve yazılarınızda taviz vermiyor musunuz? Eskiden örnek alınacak bir dik duruşunuz vardı. Şimdi onu göremiyoruz. Yanılıyor muyuz acaba?

Cevabımız: Cesur bir yürek sahibi olmanızdan dolayı önce teşekkür ederim. Biz asırlardır kapalı toplum olduğumuz için, karşımızdaki insanın yanlış veya hatalarını münasip bir söz ve tavırla uyarmamız gerekirken, tam aksine aleyhine her türlü ithamı, gıybeti ve iftirayı yaparak güya vazifemizi yapmış oluruz. Hz. Ömer: "Gerçek dostum, hatalarımı gördüğünde beni uyaran kimsedir" der.
 

Önce konuşma ve yazılarımda taviz vermekten Allah"a sığınırım. Bu cümleyi iyi anlamak için, iki kavramı da öğrenmeliyiz. Bunlar taviz ve taktik kelimeleridir.

Taviz: Karşılık olarak vermek veya karşı tarafın lehine olacak şekilde vazgeçmek demektir. Eğer, Necip Fazıl"ı verir, Nazım Hikmet"i alırsak, bu bir tavizdir. İslam"ı verir, demokrasiyi alırsak bu da tavizdir. Elimizde, gönlümüzde olan hayırları verir, karşı taraftan şerleri alırsak buna taviz denir. Böyle bir alışveriş yaptığımı, bir milyon nüfusa gelmiş Konya halkımızın söylemesi gerekir. 42 senedir Konya"da bulunuyorum. Hayatımın ve fikirlerimi en ince noktasına kadar bilen binlerce akl-ı selim insan vardır.

İkinci kelime taktiktir. Taktik: Usül demektir. Veya bir işte başarı elde etmek için lüzum eden yolları kullanmaktır. Lüzum eden yolları kullanırken, taviz vermemektir. Âcizane bizim yaptığımız da budur. İslam Peygamberi isimli eserin 2. Cildinin 917. Sahifesinde müellif merhum Muhammed Hamidullah, Ahmed Bin Hanbel"in Müsned isimli hadis kitabından bir hadis nakleder.
 

"İslam"da cahiliyet devrinin faziletli şeyleri tatbik edilmeye devam olunacaktır."

Peygamberimiz, bir taraftan cahiliye adet ve yapısını ayaklarının altına aldığını söylerken, diğer taraftan, cahiliye devrine ait olup, halkın istifade edebileceği yararlı, faziletli şeyleri adeta revizyondan (düzeltmek) geçiriyor ve ümmetine takdim buyuruyorlar. Hâşâ Efendimiz taviz mi veriyor?
 

Eğer bugün A.B.D veya Rusya"da, Müslüman için yararlı, faydalı olan ki adına hikmet dediğimiz güzellikler varsa almayalım mı?
 

Netice olarak, konuşma ve yazılarımızdaki değişiklikleri taviz olarak ele almamanızı rica ederim. Bilmeyerek, hata ederek, kasıtsız yaptığımız her şeyden dolayı da Rabbimizden af, sizlerden ise özür dilerim.
 

Soru: (Antalya): Hocalarımız, alternatifi olmayan birçok konuda bizleri dar boğaza soktular. Şimdi ise bol keseden atıyorlar. Kimi tasdik edeceğiz, hangisi doğru, hangisi yanlış, karman çorman oldu zihnimiz. Lütfen, sizler de bizi anlayınız.

Cevabımız: Size önce bir örnek verelim. Rafi b. Amr isimli çocuk, bir bahçede bulunan hurma ağacını taşlar. Bahçe sahibi, bu çocuğu yakalayarak Hz. Peygamber"in huzuruna getirir. Durumu olduğu gibi anlatır. Peygamberimiz, çocuğa sorur:

Hurma ağaçlarını, niçin taşlıyorsun yavrucuğum? Rafi, mahcubiyet içinde cevap verir:

Aç idim Ya Resulallah. Yemek için taşladım, cevabını verir. Peygamberimiz (s.a.v):

Bir daha ağaçları taşlama yavrum. Ama istersen ağaçların altına düşenlerden alıp yiyebilirsin, buyurur. Daha sonra çocuğun başını okşayarak: Allah"ım" Bu yavrunun karnını Sen doyur, diye dua eder. (İbn Mâce, Ticârât, 67.)
 

 Bu hadis, biz Müslümanlara şu mesajı verir:
 

Peygamberimiz, çocuğa oldukça müsamahalı davranmıştır.

Ağaçları taşlamama konusunda yasak getirmiştir.

Ancak bu yasağa karşılık, ağaçların altına düşenleri alıp yemesini teklif ederek, alternatif getirmiştir. Üzülerek söylüyorum ki, asırlardır batı, haramları çekici, kendine davet edici ve bol bir hale getirirken, İslam âlemi, helalleri zor, itici ve az hale getirmiştir.
 

Televizyonu yasaklayan ancak bilgisayarı alternatif olarak devreye koymayan ailelerin çocukları internet kafelere abone olmuş, televizyon izleme kültürünü veren ve kontrollü kullanan ailelerin çocukları ise ahlaki sıkıntılara düşmemişlerdir. Gelecek hafta buluşmak üzere, selamlar ve sevgiler...

yeniakit

Bu yazı toplam 1635 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar