Abdurrahman Dilipak
Sisi şimdi ne yapacak?
Sisi Suudi kralının cenazesine, hava muhalefetini gerekçe göstererek katılmadı.
Şimdi gerçek daha iyi anlaşılıyor. Meğer eski kralın yakın çevresi, kralın oğlunu işbaşına getirmek için uzun süreden beri temas içindeymiş.
Hatta Mısır, Suudi Arabistan’ın güvenliği için işbirliği anlaşması yaparak, 20.000 Mısır askerini Suudi Arabistan’a gönderecekmiş. Asıl hedef Suudi Arabistan’ın güvenliği değil, kraliyet içinde belli bir kanadın işbaşında kalmasının sağlanması için bir plan yapılmış.
Aslında bugün işbaşına gelen kral da yaşlı ve bir alzaymer hastası. Ancak bu görev değişikliği kraliyet ailesi açısından köklü bir değişiklik ifade ediyor. Ve bu değişim devam edecek..
Türkiye’ye ve Erdoğan’a hakaret eden Suudi Arabistan İslami İşler Bakanı Süleyman Ebu Hayl görevden alındı. Bu önemli bir gelişme.. Bunun anlamı şu, Suudi Arabistan’ın bundan sonra, sadece Türkiye ile ilişkilerinin seyri değil, Mısır, diğer Körfez ülkeleri, İsral, ABD ve batılı ülkelerle de ilişkilerin seyri değişecek. Türkiye ile ilişkiler yeniden düzenlenecek.. BAE için de durum aynı.
Batılı ülkeler de bu yeni yönelişler konusunda gelişmeleri izlemekten yanalar.. Sisi benzeri, işbirlikçi rejimlerin geleceği olmadığının onlar da farkındalar..
Yeni Kral Selman’ın daha önce Halid el Tuveycri ile birlikte geçtiğimiz hafta ölen krala yakın isimleri görevden aldığı haberleri geldi. Bunun devam edeceği anlaşılıyor.. Hatta yakın gelecekte kral sağlık sebebi ile görevi veliahdına bırakabilir. Bu durum devletin kraliyet konseyi ve aşiretler arası da yeni pazarlıklara konu edilebilir.
Bu gelişmeler ışığında Suudi Arabistan’ın yeni döneminde Türkiye ile daha yakın bir siyaset izleyebileceği ileri sürülüyor. Ebu Hayl, Suudi Arabistan içinde Türkiye karşıtı kliğin mensubu kabul ediliyordu. Bu arada Bender bin Abdulaziz’in de görevden alındığı biliniyor. Bu olanlar Suudi sarayında geniş çaplı bir deprem yaşandığını gösteriyor ve bu süreç daha belli bir süre devam edecek.
Birileri, “Erdoğan’ın gerilim politikasının Türkiye’nin bölge devletleri ile ilişkilerini zora soktuğunu” iddia ediyordu. Gelinen noktada Türkiye haklı çıktı ve Türkiye ile gerginlik çıkarmak isteyenler kaybetti. Bunda Türkiye’nin kararlı, cesur ve şahsiyetli politikasının etkisi çok açık.
Gelinen noktada Türkiye karşıtları ve Sisi kaybetti.
Bu arada Kobani/Aynel Arap’da yaşananlar ve devam eden süreç, bölünmüş, parçalanmış bir Irak, bir Suriye’nin kimsenin geleceği açısından teminat oluşturmayacağı, bölgenin o takdirde yabancı devletlerin ve terör örgütlerinin oyuncağı olacağını göstermiştir.. Onun içindir ki, Suriyeli Kürt aşiretleri, Suudi yönetiminin kendilerine bağımsızlık vaad ederek kendi yanlarına çekme planlarını reddetmişlerdir.. Kalıcı barış, güvenlik ve sürdürülebilir kalkınma için birlik ve istikrara ihtiyaç vardır..
Artık bölge halkları oynanan kirli oyunun büyük ölçüde farkında. Erdoğan da TRT’deki son özel yayında çarpıcı gerçeğin bir kez daha altını çizdi. Eğer Kobani duyarlılığı insani bir duyarlılıksa, aynı duyarlılık niçin, Hama, Musul için gösterilmiyor..
Türkiye kuzeyde Ukrayna krizi, Güneyde Irak, Suriye, İsrail, Lübnan, Filistin krizi, batıda Yunanistan krizi, Doğuda Afganistan Ermenistan, Çeçenistan krizinin ortaya çıkma süreci ve sonuçları ışığında bir bilinç kazanıyor.. İçeride ciddi sorunlar var.. Bütün bunları bir arada düşününce aslında bu süreç sinir bozucu olduğu kadar, açıklayıcı, düşündürücü bir etkiye de sahip.. Bu yönü ile de bu kriz bir şansa dönüşüyor. Türkiye’deki giderek daha umut verici bir hal alan barış ortamı, devam eden kalkınma çabâları bu anlamda önemli.. Hatta bu başarısı ile diğer ülkeler için örnek alınan güvenilir bir dost ülke imajı kazanıyor..
Kaybeden Sisi oldu. Kaybeden İsrail oldu. “One minute”in 6. yılında kazanan, haklı çıkan Türkiye oldu.. Bugün Netanyahu ve İsrail kaybetti. AB ülkeleri bile artık Filistin devletini tanıyor. Fransa Netanyahu’nun kendine yönelik bir saldırı karşısında, taziye için bile gelmesinden rahatsız. ABD Netanyahu’ya “gelme” diyebiliyor..
İsrail Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde sanık sandalyesinde oturtulma riski ile karşı karşıya..
Dünya değişiyor.. Bundan sonra öyle zannediyorum ki, hiçbir şey, yarın bugünden daha kötü olmayacak.. Mesela Ermeni konusunda da batı başına yeni gaile daha sarmak istemeyecek. Yeni bir tartışma daha başlatarak kendini daha çok tartışmanın içine sürüklenmek istemeyecek.. Keskin sirkenin küpüne zarar vermekte olduğunu görüyorlar..
Sisi ve ona destek veren, onun peşinden gidenler için Suudi Arabistan’da yaşananlar ders olmalı. Batılılar bakalım ne zaman akıllarını başlarına toplayıp, darbeye “darbe”, “darbeci”ye darbeci diyecekler.. Sisi’ye bakalım daha ne kadar destek verecekler..
Selâm ve dua ile..
yeniakit