Abdurrahman Dilipak
Son hafta
Ve son haftaya girdik. Bir hafta sonra, yeni bir cumhurbaşkanı, yeni bir başbakan ve birkaç gün sonra da, iktidar partisinin ardından, yeni bir anamuhalefet partisi ile geleceğe yelken açacağız.
MHP’de durum ne olacak bilmiyoruz.. Cemaat için gelecek günler geçen günleri aratacak. Bir ikbal arayışı içinde, galiplerin safında yer alanlar açısından gelecek hiç de içaçıcı olmayacak. Bu kez yenilginin faturasını birlikte ödeyecekler.
Çatı operasyonu, 28 Şubat’taki 5’li çete ya da Gezi koalisyonu gibi, uluslarası güç odaklarının yönetimindeki derin güçlerle birlikte tezgahlanan bir kin ve intikam koalisyonu idi.. MHP, TSİP, BTP, CHP, Cemaat öyle kolay kolay bir araya gelmez.. 28 Şubat sonrası oluşturulan ANASOL-M gibi garabetler de benzer derin müdahalelerle oluşturulmamış mı idi. İşte tam da bu tür oluşumlar için “Media, Mafia, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, STK, şeyh ve fahişe de var kadrolarında” derken bunu anlatmaya çalışıyordum.
Şimdi yeni bir dönem başlıyor.. Yeni hükümeti zorlu bir süreç bekliyor. İç politika, dış politika gündemi belli.. Paralel yapıyla ilgili süreç daha da hız kazanacağa ve derinleşeceğe benziyor. Bu konuda MGK’da alınan bir karar var. Öncelik HSYK seçimlerinde..
Cumhurbaşkanının yemin töreninden hemen sonra atama yapılması bekleniyor. Yeni başbakan da kabinesini aynı hızla hazırlayıp sunması ve yine çok hızlı bir şekilde hükümet programının hazırlanıp, güvenoylamasına gidilmesi sözkonusu.
Bu arada, 30 Ağustos’ta yine, muhalefetin kriz çıkarmak için ellerinden geleni arkalarına koymamaları bekleniyor. Ondan sonra 12 Eylül, 29 Ekim, Kurban Bayramı vs. okullar açılacak, dershane, yurt konusu yine rutin gündem.
Gündemin 2 önemli başlığı daha var. Anayasa değişikliği ve paralel davası.
Kasım’da bütçe çalışmaları başlar, aralıkta bütçe müzakereleri. Ocak’tan itibaren milletvekili seçimleri başlayacak.
Eylül sonundan itibaren, özellikle de ekim, kasım, aralık, kendi partilerinde yeniden aday olamayacaklar için transfer dönemi başlayabilir, ama, mevcut siyasi partilerin hiçbiri gelecek vaad etmiyor.. Önce çatı koalisyonuna katılan durumların netlik kazanması gerek..
CHP bölünebilir, MHP barajı aşamayabilir. Yeni dönemde her şey mümkün. İktidar partisinden ayrılıp kaybedecek bir siyasi harekete katılmak pek akıllıca bir tercih olmayacaktır. Bugüne kadar ayrılanların akıbeti belli. Hem gidecekleri yer daha temiz olmadığı gibi boş kontenjan da yok.
Bugünden başlayarak Türkiye’yi hareketli günler bekliyor.. AK Parti teşkilatı kongreye hazırlanırken, paralel yapı A planı tutmayınca, B planını devreye sokmaya çalışıyor.. AK Parti’de, AK Parti grubunda, hükümet teşkilinde sorun çıkmasına sebeb olacak ve ülke gündemini sarsacak toplumsal anlamda sansasyonel bir olay örgütlenebilir mi? Eğer başarabilirlerse bunu denemekte tereddüt etmeyecekler.
Tarafların tümü kılıçlarını çekmiş gözüküyor. Manzaraya bakılırsa, kimsenin geri dönmeye niyeti olmadığı anlaşılıyor.
Bu arada ilginç gelişmeler oluyor. Almanya ile ciddi bir dinleme krizi yaşanıyor. Alman media kuruluşları Türkiye’de önemli basın kuruluşlarının ortağı.
Almanya ilginç bir ülke.. Kazı altından İsrail çıkar. Kazı ABD, İngiltere, Fransa çıkar, Vatikan çıkar, bir kolu Rusya’ya, Balkanlar’a, Türk dünyasına, Afrika’ya uzar.. Almanya Almanya’dan ibaret değildir.. Hablemitoğlu, Sıvas olayları iyi soruşturulursa Almanların parmak izine ulaşmak zor olmaz.. Doğan mediasının çizgisini izlerseniz, Rizzoli’den RTL’ye, Murdoch’a, CNN’e kadar birçok adrese ulaşırsınız. Alman vakıfları sadece çevre ve insan haklarının ve demokrasinin peşinde koşmuyorlarmış. Onlar oltaya takılan yemmiş. Gezi’de de meydandaydılar, Paralelin de arkasında duruyorlar, ulusalcıların arkasında durdukları gibi.
Birileri heykel krizi ile barış sürecini sabote etmeye çalışıyor sanki. Bana kalırsa bayrak indirme tezgahı kimin işi ise bu tezgah da onların işi.
Bakın, devletin yasal dinleme işini sorun haline getirenlerin Almanya ve ABD’nin, İsrail’in dinlemesi konusunda pek ses çıkarmayacaklar. Bu ülkeler hesabına dinleme yapanları da korumaya çalışacaklar..
MOSSAD’ın suikast timlerinin Türkiye’ye girişlerinin engellenmesi, terör grublarındaki, paralel ve ulusalcı cephedeki hareketlilik dikkat çekici..
Türkiye yine TOPYEKÛN BİR SALDIRI tehdidi ile karşı karşıya..
Batılılar Türkiye’ye karşı ne yapacaklarını bilmiyorlar.. Fırlattıkları bumerang kendilerini vuruyor.. ABD’deki Ferguson krizi derinleşerek yayılmaya devam ediyor.. Batı mediası Gezi’de canlı yayındaydı, Ferguson’da suspus oldular. Yarın bakarsınız bu isyanlar başka ülkelere de yayılır..
Son hafta oldukça sıcak geçeceğe benziyor. Operasyonlar devam ediyor, terör grubları fazla mesai yapıyor, müttefikler ittifaklarına ihanet ediyorlar.. Her şeye rağmen hayat devam ediyor ve gelişmeler doğru yönde ileri doğru.
Selâm ve dua ile..