Soylu'nun Bu Hissini Paylaşıyorum

Gündemde, Suriyeli muhacirlere karşı ayrımcı kararlar alan CHP’li ve İyi Parti’li belediyeciler var; ama Suriyeli muhacirlere sahip çıkmanın celbettiği berekete dikkat çeken AK Parti’li bir bakan da var.

Ne zaman Suriyeli muhacirler hakkında yazsam beni ve Suriyeli muhacirleri hakaret bombardımanına tutan bir kısım (maalesef büyük bir kısım) yabancı düşmanı okur, iş başına!

Suriyeli muhacirlerle ilgili o hikmetli sözünden dolayı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu kutluyorum bugün.

Dedi ki: “15 Temmuz’da nasıl kurtulduğumuzu zannediyoruz? Biz nasıl kurtulduk? Kim ne derse desin, 450 bin çocukları doğdu bu ülkede. Allah o 450 bin çocuğun hayrına 15 Temmuz’da bizi şu hainlere ezdirmedi. Ben onu bilirim.”

Kazalardan sağ salim kurtulduğunda “Verilmiş sadakamız varmış” diyen, yani kendimizi ancak başkalarını kollayarak koruyabileceğimize inanan bir milletin evladına işte böyle konuşmak yakışır.

Tebrikler Süleyman Bey.

 

Allah razı olsun.

***

15 Temmuz 2016 gecesi FETÖ ve müttefiklerinin askerî darbesini Allah’ın inayetiyle geri püskürtenler tabii ki o gece kelle koltukta sokağa çıkıp darbecilere direnenlerdir; başta şehitlerimiz ve gazilerimizdir darbe teşebbüsünü boşa çıkaranlar.

Soylu, bu hakikatle çelişen bir şey söylemedi; sadece, o kahramanların gayretlerinin nasıl bereketlendiğine dair hissini ifade etti.

Bu hissi paylaşıyorum.

Suriyeli muhacirlerle dayanışmadan yüksünen CHP’li Muharrem İnce “Burası aşevi mi?” diye sorduğunda yazdığım şu satırları bu vesileyle bir kere daha dikkatinize sunmak isterim:

“Biz ki Kerîm Allah’ın bereketine inanırız, ‘Kim kardeşinin ihtiyacını giderirse Allah da onun ihtiyacını giderir’ diyen Muhammed Mustafa’nın (aleyhisselatü vesselam) ümmetindeniz. Muharrem İnce’nin ‘Burası aşevi mi?’ diye sorduktan sonra ‘Benim ülkemin insanları işsiz; 1800 yabancı şirket 2017’de kapatmış gitmiş; çekler ödenmiyor, senetler ödenmiyor; dükkanlar kapalı, siftah yapamıyor; emekli geçinemiyor’ diyerek Suriyeli muhacirlere fatura çıkardığına bakmayın siz; bize yakışan, ‘Suriyeli muhacirlerle dayanışmamızın celbettiği bereket olmasaydı bu sorunlarımız herhalde çok daha büyük olurdu’ diye konuşmaktır. Korkunç bir kazadan sağ salim kurtulduğumuzda ‘Verilmiş sadakamız varmış’ deriz ya; muhacirlerle dayanışma Türkiye’nin verilmiş sadakasıdır. 15 Temmuz’da direkten dönüşümüz de ondandır belki.” (Evet, burası aşevi / Karar, 28 Mayıs 2018)

***

Vahşi bir materyalist literatüre teslim olmayalım; infakın bizden bir şey eksiltmediğini, bilakis bizi tahkim ettiğini bilelim, anlayalım.

Hicret yurdu olmak rahmet ve bereket vesilesidir vesselam.

Bu yazı toplam 1228 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar