Suud Destekli Tekfirci Zalimliğine Dur Demek

Suud Destekli Tekfirci Zalimliğine Dur Demek

Londra’daki İslami İnsan Hakları Komisyonu’ndan Mesud Şecere :Suudi Arabistan ve Katar Tekfirci ideolojiyi destekliyor ve işlediği katliamın yayılması için finanse edip silahlandırıyor.

Şecere: Dünya Suudi Destekli Tekfirci Zalimliğe Son Vermek Zorunda
 
Londra'daki İslami İnsan Hakları Komisyonu'ndan Mesud Şecere Irak'ın tümündeki en son ölümcül bombalı saldırılar zinciri hakkındaki düşüncelerini paylaşmak üzere Press TV'nin Debate (Münazara) programına katıldı.  
 
Aşağıdaki metin bu röportajın yaklaşık bir çözümüdür.
 
 
Press TV: Bay Şecere, her şeyden evvel, Irak'taki terörist saldırıların arkasında kimin olduğunu düşünüyorsunuz?
 
Şecere: Peki, Irak'taki bu terör saldırıları, Irak'ın işgalinden iki yıl sonra bir şekilde ortaya çıktı. Direnişin ABD'yi hedefleyen politikası Müslümanları hedefler ve saldırır hale çevrildi. Bu açıkçası ABD'ye yarayan ama (aynı zamanda) Suudi Arabistan müdahalesiyle uygulanan ve Suudi Arabistan'daki ideolojinin desteklediği bir şeydi. Bu, doğrusu, Müslümanları öldürmek, Müslümanları Müslümanlara karşı savaştırmak için tasarlanmış Tekfirci bir ideolojidir.
 
Biliyorsunuz, birçok kişi bu çatışmanın yaratılmasının kasti bir politika olduğunu ileri sürdü. Böylelikle bir işgalci olarak ABD ana hedef olmayacak ve doğrusu sadece Irak'ı değil, onun ötesindeki bölgeyi de istikrarsızlaştıran Irak'taki bu iç savaş türünden kazanç sağlayacaktı.
 
 
Press TV: Bay Şecere, bununla birlikte birçok kişi Irak çok büyük şiddet gördü, diyor. 2006-2007 döneminde şiddetinin zirvesinde ABD kuvvetleri Irak'taydı ve onlar dahi isyancı gruplar ABD'den silah alıyor, diyorlardı. Bu durumda (programın diğer konuğu) Bay Peterson'un ortaya koyduğu noktalarda, ABD'nin gerçekten bundan menfaat sağlayan taraf olup olmadığı konusunda hemfikir misiniz ve bundan kim menfaat sağlıyor?
 
 
Şecere: Bu, ABD'nin yararına mı değil mi? Demek istediğim, doğrusu ben, bu tür bir çatışmanın yaratılmasından kimsenin yararlanmayacağını düşünüyorum ama ABD ve RAND dahil olmak üzere ABD'deki birçok düşünce kuruluşu çok uzun bir süre politik İslam'ın yükselişi ile uğraşmanın yollarından birisinin, gerçekte politik İslam'ın farklı türlerinin birbiriyle çatışması olduğunu ileri sürdüler. Biliyorsunuz, politik İslam ve gerçek İslam diyerek fraksiyonlara bölüyor ve bunlar arasındaki çatışma ABD'nin yararına olacak diyorlar. Bu kesinlikle İsrail'de tanımlandı. Bu İsrail'e ve onun menfaatlerine fayda sağlar. Zira Orta Doğu'dakiler dahil, şayet bu gruplar Müslüman Dünya ile bir koordinasyon, anlayış ve işbirliği içinde iseler, bu durumda İsrail'in menfaatleri zarar görecektir ve doğrusu, ABD'nin açıkça ve alenen İsrail'in menfaatini her yolla takip ettiğini ve bundan asla ayrılmayacağını söylediğini biliyoruz.
 
Başlangıçta da değindiğim gibi, işgal zamanında ABD'ye karşı olan isyancıların tavrının Suudilerin ve ideolojilerinin yardımıyla kardeş Müslümanları öldürmeye dönüştüğünü de gördük.
 
Biliyorsunuz, bazı olaylar da gördük, mesela, bir olay vardı, iki İngiliz asker Araplar gibi giyinip sakal bırakarak, cephaneler, bombalar ve  el bombalarıyla tutuklandıklarında ve onlara bunu niçin yaptıkları sorulduğunda, bunu niçin yaptığımızı açıklayamayız dediler ve 24 saat içinde İngiliz kuvvetleri tanklar ve zırhı araçlarla cezaevine saldırdı ve bu kişileri serbest bıraktı.
 
 
Şimdi, doğrusu, bir tarafı yahut diğerini suçlayan, gerçek bir çatışma çeşidini yaratacak bu gibi faaliyetleri görmek için bir nükleer bilim adamı olmanıza gerek yok.
 
Biliyorsunuz, Suudi Arabistan'ın sadece Irak'a değil Pakistan'a da müdahale ettiğini çok açıkça gösteren birçok delil var ve Malezya ve Endonezya'da araştırma yapan bazılarımız Tekfircilerin ve Müslümanlar arasında çatışma yaratmanın desteklendiğini görüyorlar. Bu onların temel projelerinden birisidir.
 
[Bay Peterson'a cevabında]: Açıklık getirmeme müsaade edin. Bu iyi belgelenmiş gerçek bir vakadır. Batılı medyada haberleştirildi ve doğrusu bu iki İngiliz asker… Ve İngiliz ordusu tanklar kullanarak Irak cezaevine girdiler ve bu adamları kuvvet kullanarak serbest bıraktılar. Bunlar bir tür paralı asker vesaire değildir.
 
Şunu da söylemek istiyorum,  insan Batı niçin böyle şeylerde müdahildir diye sorabilir. İşin gerçeği, bu bir korkudur, İslam hakkında bir korku var, politik İslam hakkında bir korku var ve Irak'ın her nasılsa İran ile yakınlaşacağına dair bir korku var. Bu da Orta Doğu'da olabilecek en kötü şeydir diye bir korku var. Gerçek bir alternatif yaratmak ve baskı oluşturmak, bu gördüğümüz en münasip politika olur… Evet, Şiiler ile Sünniler ve farklı görüşler arasında çatışma oldu ama asla bu seviyede değildi.
 
  Demek istediğim, Şah zamanında, Şah, Suudi Arabistan'a gitti ve kırmızı halılarla karşılandı ve doğrusu Şiiler her zaman saygı gördü ve müsamaha gösterildi.
 
Şimdi İslam tarihinde asla görmediğimiz bir keskinlik ve ölçüde Tekfirci bir ideolojinin ortaya çıkışını görüyoruz.
 
 
Press TV: Bay Şecere devam edin ve Bay Peterson'a cevap verin.
 
 
Şecere: Duruma önyargısız bir şekilde bakmak zorundayız. Gerçek şudur ki, İsrail diğer halkların toprağını işgal eden tek ülkedir. İsrail Orta Doğu'da nükleer silaha sahip tek ülkedir. İsrail Orta Doğu'da Birleşmiş Milletler tarafından savaş suçu işlemekle suçlanan tek ülkedir.
 
 
Şu gerçeği biliyorsunuz, bazı insanlar, masum Filistinliler, İsrail tarafından her gün öldürülüyor ve doğrusu İsrail herkese, tüm komşularına bir boğa gibi davranıyor. Böyle yaptı ve böyle yapmaya devam ediyor. İsrail gerçekten ölçüyü aşan bir acımasızdır.
 
Biliyorsunuz, eğer İran ile kıyaslarsanız, İran asla hiç kimsenin toprağını işgal etmedi, hiçbir saldırı savaşında savaşmadı, sadece kendini savundu ama gerçekliğe bakmak zorundayız. Orta Doğu'daki halklar İsrail tarafından tepelendi. Demek istediğim, senaryonun bütününe bakın, neler oluyor ve uluslararası toplum sadece sessiz kalmakla kalmayıp bunu gerçekten destekliyor ve İsrail devletini, İsrail devletinin masum insanları öldürme politikasını desteklediğini söylerken, bazı insanlar her gün, her hafta öldürülüyor. Bu asla değişmeyecek.
 
Press TV: Uluslararası toplumun rolü hakkında ne düşünüyorsunuz?
 
 
Şecere: Bence uluslararası toplum Suudi Arabistan ve Katar üzerinde muazzam bir baskı kurmalı. Suudi Arabistan ve Katar Tekfirci ideolojiyi destekliyor ve işlediği katliamın yayılması için finanse edip silahlandırıyor. Onlara katliamlarını gerçekleştirmek üzere bir ortam yaratma izni verilmemelidir ve doğrusu ABD tüm bu çatışmadan ve işgalden sonra başlayan tüm bu öldürmelerden sorumludur.
 
medyasafak.com