Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Tamam mı, devam mı?

Bu seçimler son derece önemli ve ilginç bir seçim olacak.

Erdoğan ve MHP’nin karşısında CHP, HDP, İyi Parti ve SP var. Ötekileri anladık da SP’nin onlar arasında ne işi var, onu bilmiyorum.

Muhalefet cephesinin arkasında ABD, İngiltere, İsrail, Almanya, Fransa, Vatikan, NATO, AB, hepsi var. PKK var. FETÖ var, DAEŞ var, DHKP-C var..

28 Şubat’a, Tek Parti günlerine geri dönmek istiyorsanız CHP’ye evet deyin.

FETÖ’ye evet diyorsanız, 15 Temmuz darbecilerini aklamak istiyorsanız İyi Parti’ye evet deyin.

Türkiye bölünsün diyorsanız HDP’ye evet deyin.

Türkiye’nin “küçük Amerika” olmasını istiyorsanız, bu koalisyona evet deyin.

Kişi sevdiği ile beraberdir ve her topluluk layık olduğu gibi idare olunur. Vekil tayin ettiklerinizin tasarruflarından da sorumlusunuz. Onlar sizin adınıza tasarrufta bulunacaklar ve sonuçta herkes layık olduğu gibi idare olunacak.

Ben bu işte yokum demek de çözüm değil. Yani oy kullanmayarak sorumluluktan kurtulamazsınız. Oy kullanmamak en kötüsüne razı olmak demektir. Ya iyilerden en iyisini, ya da kötülerden en az kötüsünü  / ehven-i şer’i seçeceğiz. Yani “Kerhen” destek vereceğiz.

Oy verirken verdiğimiz oy’un bir işe yaraması gerek bir de. Faydasız bir oy’un anlamı yoktur.

Önümüzdeki seçimde iki oy pusulası olacak. Bir başkanlık için, bir de milletvekilliği için oy kullanacağız.

Başkan adayı belli: Erdoğan. Ben bu konudaki oylamanın 2. Tur’a kalmayacağını düşünüyorum. Hem de açık ara bir sonuç bekliyorum.

CHP’li seçmenin bile başka bir sonuca razı olabileceğini sanmıyorum. Başka bir sonuç Türkiye’nin terör ve darbeye mahkûm edilmesi anlamına gelir. Böyle bir ihtimal Türkiye için sonu belli olmayan bir maceraya kapı aralamak olur. Gelenin gideni aratacağı bir dönemin başlangıcı olur. Bu sonucu aklı başına hiç kimse kabul edemez. Onun için sandık başında ben aklıselimin galib geleceğini düşünüyorum. Türkiye yeniden 15 Temmuz, 28 Şubat günlerine geri dönmeyecektir. Emperyalizmin ve onların yerli işbirlikçilerinin karanlık ve kanlı planlarına alet olmayacaktır. Selahaddin’in çocuklarının haçlı ordusuna asker olmayı reddetmesi gibi bu ihaneti görüp reddedecektir. Bu anlamda Fransa’daki “Aydıncıklar”ın Kur’an-ı Kerim’den bazı ayetlerin çıkarılması taleplerini içeren bildirisine “hayır” diyenler, onları arkalarına alarak Türkiye için sulh ve selamet peşinde koşuyor olamazlar.

AK Parti kesinlikle aday profilini ince eleyip, sık dokumak zorundadır. İyilerden önce olmaması gerekenlerin tesbit edilip ayıklanması gerekir. AK Parti kadrosunda olmaması gerekenlerin liste dışında bırakılması gerekir. Şaibeli, icraatları şüyuu bulan birtakım kifayetsiz muhterislerin kesinlikle yasama ve yürütmeden ayıklanması gerekir. AK Parti kadrolarının ciddi anlamda yenilenmesi gerekir. Siyaset vekalet müessesesidir. Halkla inatlaşma olmaz. AK Parti içindeki AKP’lilerin, hizipçilik yapanların, başka güç odaklarının parti içindeki uzantısı olanların sistemden ayıklanması gerekir. Özellikle FETÖ’cülerin, müstekbirlerin, menfaat çetelerinin, kumar, fuhuş gibi ahlaki zaaflarla malûl olanların da siyasetten uzaklaştırılmaları gerekir.

Erdoğan’a oy verip de milletvekili tercihinde başkalarına vekalet verecek olursanız, Erdoğan’ı kurda kuşa yem edersiniz. Elini kolunu bağlarsınız.

Daha yapılması gereken Anayasa değişikliği var. O süreç tamamlanmadı. Yapılması gereken reformlar var. Onun için mecliste salt çoğunluk yetmez, anayasal çoğunluğa ihtiyaç var. Aksi halde Meclis ve başkanlık arasındaki iki başlılık zaman kaybına ve krizlere sebeb olacaktır. Bu da siyasette kilitlenme, ekonomide krizlere sebeb olabilir.

Burada AK Parti’nin halkın önüne temiz bir kadro ile çıkması ilk şart. İkincisi de halkın güçlü bir desteği 2. Şart.

Burada bütün sorumluluk Erdoğan’da. Ben temayül ve mülakatların bu kadar kısa sürece çok sağlıklı bir sonuç doğuracağından çok da emin değilim. Elbette not edilmesi gerekir. Ama sonuçta son sözü söyleyecek olan Erdoğan’dır. Burada asıl sorumluluk kendisine düşmektedir. Bu konuda halk; teşkilatlardan ve ilgili kurullardan çok Erdoğan’a güvenmektedir. Yeni Meclis ve yeni teşkilat kadroları Erdoğan’ın yalnızlığını giderecek, sırtına yük olacak değil, Erdoğan’ın sırtındaki yükü hafifletecek bir kadro olması gerekir.

Siyasette ve özel hayatımızda yapılacak iş Hak’ka, hukuka ve ahlaka aykırı olmamalıdır! Asıl soru, sorun ve sorumluluk bu noktada düğümleniyor. Seciyesiz, sicili bozuk, ahlaksızlığı şüyu bulan, şaibeli kişileri çevremizden uzaklaştırmamız gerek. Çünkü onlar Allah’ın rahmet ve yardımının önündeki en büyük engel olabilir.

Selâm ve dua ile..

Son dakika: ABD ile İran arasındaki gerginlik artarken İsrail bu durumu bir fırsata dönüştürme gayreti içinde.. Gerilimin bir çatışmaya dönüşmesinden endişe edilirken, bu gerilimin İran ile Suudi Arabistan arasında bir füze savaşına dönüşmesinden korkuluyor.

Bu yazı toplam 996 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar