Neyzen Tevfik  bir hicviyyesinde, ‘Çobanın ismi Führer'dir, kasabın ismi Duçe/ Defter-i zulmünü Garb’ın, yed-i kudretdürüyor’diyordu. (Adolf Hitler ve Mussolini’yi anlatırken..)

Neyzen şimdikiTrump ve Kuzey Kore lideriKim gibi çılgın liderleri görseydi, kimbilir ne derdi.

***

K. Kore lideri  Kim, ‘Amerika’nın her tarafını vurabilecek nükleer füzelerin düğmeleri önümde, masamda..’  diyor..

Buna karşı, Amerikan Başkanı Trump da ondan geri kalmıyor ve  ‘Kuzey Kore lideri Kim Jong-un 'Nükleer silah butonunun her zaman masasında olduğunu'açıklamış. Ona, tükenmiş ve açlık çeken rejiminden biri, benim de nükleer silah butonumun olduğunu söylesin! Ancak bu, onunkinden çok daha büyük ve güçlü bir buton ve çalışıyor.’ diyor, 1 Ocak günü..

Hani,  işin içinde dünyayı ateşe verecek bu nükleer silahlar olmasa, ‘seyrine doyum olmaz tam bir soytarılık gösterisi’ denilebilecek bir durum... Beşeriyet adına esef edilecek bir durum..

***

Trump,siyaset sahnesine ‘İslam ve Müslüman düşmanlığı’nı sergileyen en akıl almaz, en frensiz ve saldırgan nutuklar söyleyerek girdiğinde, bizdeki medya Hillary Clinton’un Pensilvania Şeyhi’nden büyük bağışlar aldığını, onun seçilmesinin Türkiye aleyhinde daha tehlikeli olabileceğini düşündüklerinden bu sözlere pek aldırmadı. Halbuki, Amerika’da bütün adayların seçim dönemlerinde bu gibi bağışları alması kanûnen serbest..

***

Trump’ın tweet’lerinde, Kuzey Kore lideri için söylediklerinin devamında daha başka ülkelere de sataşmalar vardı. Nitekim,‘Boşuna milyarlarca dolar verdiğimiz tek ülke Pakistan değil, çok sayıda başka ülke de var. Örnek olarak, Filistinlilere yüz milyonlarca dolar veriyoruz ve takdir ya da saygı görmüyoruz. İsrail’le çok gecikmiş barış anlaşmasını bile istemiyorlar.. Bu gelecek büyük ödemeleri onlara neden yapmalıyız ki?’  diyordu. Trump, ‘Twitter'daki paylaşımında‘Pakistan'ın 2002'den bu yana kendilerinden 33 milyar dolar yardım aldığını, bunun karşılığında ise terör konusunda kendilerini aldattığını, aptal yerine koyduğunu, ABD'nin Afganistan'da mücadele ettiği teröristlere kucak açıp güvenlikli alan sağladığını’ ileri sürüyordu.. Ama, o, bunu söylerken, Amerikan emperyalizminin sadece Pakistan ve Afganistan’da bile, terörle mücadele adına, sivil halktan onbinlerce insanı füzelerle katlettiğini, sonra da, ‘İnsanî hata oldu.. Üzgünüz..’  deyip işin içinden sıyrıldığını hatırlamak bile istemiyor. Ve, dün, Trump’ın Pakistan’a yapılan malî yardımları durdurduğu açıklandı.

Trump,  ‘Birilerine o kadar para veriyoruz, yine de bize karşı çıkıyorlar..’  derken, o ülkeleri ve halklarını satın alınacak bir uşak ve kukla olarak gördüğünü ortaya koyuyor. Halbuki, o -sözde- yardımları sadece kendi dışsiyasetlerinin gereği olarak değil; kendi ekonomilerine ve hattâ, normal yollarla satamayıp depolarında kalan mallarını satmak, pazar açmak ve halkları daha bir aşağılamak için de veriyor USA emperyalizmi..

***

Trump, bugünlerde daha bir hırçın..Karşısına kim çıkarsa ona tosluyor.. Rusya soruşturmasıyla ilgili, oğlu Donald Jr. Trump'ısuçlayan eski başstratejistiSteven Bannon'a, ‘aklını kaybetmiş!’ diye tepki gösteriyor. (İşbu Bannon da, 30 Ekim 2017 günü yaptığı açıklamada, ‘Türkiye’nin kendileri için İran’dan daha tehlikeli olduğunu’ söylemişti.)

Bu günlerde, eski bir Beyaz Saray çalışanı olan Michael Wolff tarafından yazılan ve Trump’un Beyaz Saray’daki 1 yılını anlatan ve Amerika’da daha ilk günde kapışılan ve Trump’ı aklî dengesi yerinde olmayan bir kimse olarak gösteren ‘Ateş ve Öfke’ (Fire and Fury) isimli kitabında yazılanlar karşısında, USA Başkanı’nın kendisini, ‘zekî, dengeli ve hattâ bir ‘dâhi’(genius)olduğunu‘ ileri sürmesi ise, tam bir komedi..

Bu da gösteriyor ki, Trump, -başka psikolojik problemleri bir yana, ya da, İlber Ortaylı Hoca gibi, ’Adam deli.. Çok açık.. Bir hödük.. Ben bu arkadaşın devam edebileceğini sanmıyorum. Belki yerine ağzından çıkan lafı bilen birini getirirler.’ demesek bile, en azından, kendisini ‘en büyük’ görmek hastalığına mübtelâ bir ‘megaloman’..

stargazete