Abdurrahman Dilipak
Türkiye kaybederse..
Dolar 3000 lira sınırında siyasi kriz tırmandırılmaya çalışılıyor. Terör hız kesmiyor. Muhalefet yangına körükle gidiyor.. Bahçeli Ecevit’e gösterdiği yakınlık, güven ve desteğin binde birini Davudoğlu’na göstermedi. Belirsizlik sürüyor.
Ama sanırım önümüzdeki hafta yol haritası belli olacak.
Herkes saldırıyor ama, Türkiye yara alacak olursa, bu enkazın altında Kürtler de, bu yangına benzin taşıyan herkes de kalır.. Birileri bunu düşünmüyor mu? Sanki bir akıl tutulması yaşanıyor..
Eğer işler kontrolden çıkarsa, sadece Kürtler değil, bölgede herkes için bir trajediye ve felakete dönüşür bu senaryo.. Şu anda böyle bir tehlike sözkonusu değil ama, Tanrıyı kıyamete zorlamak isteyen birilerinin hayalleri gerçekleşecek olursa bu bölgede uzun bir süre kimse rahat yüzü görmez. Bu bölgede yaşayanlar bu gün sahip oldukları şeylerden de mahrum kalırlar. Gelecek günler geçen günleri aratır. Türkiye’yi çekin, bölge kan gölüne döner.. Bu yeni bir dünya savaşına açılan kapı demektir. Bunun adı “kıyamet savaşı”dır..
Türkiye’yi geri çekin, terör Mekke’yi, İstanbul’u değil sadece, Kahire’yi ve Tahran’ı da yutar.. O zaman bu cehennem İsrail’i de yutar. Bu yangını ne ABD söndürebilir, ne AB.. Bu terör döner AB’yi de vurur, ABD’yi de.. Bu terör dünyayı, herkesi vurur. “Zalimlere yardım etmeyin, sonra ateş size de dokunur” denmiştir.. Türkiye bölgede adalet, barış, hürriyetin olmazsa olmaz şartıdır. Görünen köyün hikayesi böyle.
Birileri iktidar aşkı, Erdoğan öfkesi, özerklik hayalleri ile bazı gerçekleri görmemekte ısrarcı oldular.. Ama şimdi yaşananlar, bundan sonra yaşanacak olanlar, bazı gerçeklerin anlaşılması için önemli.
Eylül’de AK Parti kongresi var.. “Gül”den “3 dönem”e kadar bir çok konu ısıtılıp yeniden servis edilmeye çalışılacak. Ama bu arada AK Parti’nin birlik, kararlılık, dayanışma ve cesaret gösterisine ihtiyacı var. Seçim başarısı açısından bu önemli..
AK Parti’nin ülke yönetimi, ekonomik dengelerin korunması dışında muhalefetle ağız dalaşına girmeden kendi içine dönük çalışmalar yapması ve topluma, moral ve heyecan vermesi gerek..
Adaylar üzerinden şimdiden kolları sıvamak gerek. O anket ve temayül yoklamaları her türlü manipülasyona açık, daha ayağı yere sağlam basan modeller bulmak gerek.
Yine Belediyelerin, Bürokrasinin ciddi bir şekilde elden geçirilmesi gerek.. Ve tabii parti örgütünün de. Milletvekili, Bakan, Parti teşkilatı ve belediye arasındaki fasit daireden kurtarılması gerek partinin.. AK Parti’nin kendi içindeki bürokratik vesayet ya da paralel ve benzeri cemaat, hemşehricilik vesayetinin de önüne geçilmesi şart.
Türkiye’nin kazanması için bu şart.. Yoksa ülke kimlerin eline kalacak ortada..
Kimse Türkiye’yi karşısına almayı, Türkiye’yi kaybetmeyi göze alamaz. Türkiye’nin zaafa uğraması da sözkonusu değil. Birileri Türkiye’ye boyun eğdirmek istiyor. Türkiye’yi kendi yanlarına almak istiyorlar. Esasen bu da mümkün değil. Türkiye tek başına kimsenin sahip olamayacağı kadar büyük bir ülke. Biri Türkiye’ye tek başına sahip olmak isterse buna diğerleri izin vermez.. Onun için kimse ham hayaller kurmasın. Bu şartlarda ne Erdoğan’ın yeri doldurulabilir, ne Davudoğlu’nun yeri.. Türkiye kontrol edilmeye çalışılıyor. Erdoğan’a ve Davudoğlu’na birileri “bize rağmen daha fazla ileri gidemezsin” demek istiyor. Kendilerinin hesaba katılmasını istiyorlar..
Türkiye tehdidin nereden geldiğini biliyor ve görüyor. Kendi gücünün de farkında, karşısındakilerin de.. Onların niçin böyle davrandıklarını ve içerideki uzantılarını, kimler üzerinden geldiklerini de biliyor. Hatta AK Parti’nin içinde, çevresindeki kriptoları da biliyorlar.. Bu süreç bazı gerçeklerin görülmesi için çok önemli bir fırsat oldu. Aynı zamanda bir ders. Hem de pahalıya gelen önemli bir ders.
Süreç kolay değil, ama paniğe gerek yok. Bunlar bilinmeyen, beklenmedik olaylar değil.
Selam ve dua ile..
yeniakit