Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yeşil Feministler, Yeşil Kemalistler

Bizim “Beyaz Müslümanlar” da bunlar. Başımıza “Tom amca” kesildiler. FETÖ gitti sanıyorsunuz, bunların hayatında yeniden döndü geldi. Bunlar Yeşil Feministler, Yeşil Kemalistler. Yarın başörtü üzerine şapka da takarlar. Piercing ya da Tatto da yaptırırlar. Tatto’lu, Piercing’li bir imam. Ya da cemaat. Sahi Humonaid fahişeler, Humonoidlerin çalıştığı genelevler, ya da Humonoid harem kurmak caiz mi? Humonoid metresinizi başkasına satabilir ya da kiralayabilir misiniz!. Bir kişi en fazla kaç Humonoid fahişeye sahip olabilir.. Tabii “Made in Saudia” Humonoidlerin “Helal sertifikası” olacaktır herhalde!? Fetva verecek bir Vehhabi hoca bulurlar. Yeter ki yukarıdan emir gelsin!

Tevbe estağfurullah! Yakında duyarsınız Scientologist Müslümanları da. Çünkü her çeşit Müslüman var artık; sağcı, solcu, liberal, milliyetçi, kapitalist, Ortodoks, Protestan, Katolik Müslüman!?. LBGT yürüyüşlerinde başörtülü, sakallı “birey”ler yok mu? Hazır olun kadın imamlı cemaat şovlara… Artık apart kilise gibi apart mescidlere sahipler, yarın CEDAW Mescidlerinde “Partnerleri” ile birlikte namaz kılacakları mescidler açarlarsa şaşmamak gerek. Kına yaksın CEDAW’cılar, “İstanbul sözleşmesi”ni savunanlar, bunlara göz yumanlar, onlara destek verenler. Bu millet azar oldu, hep böyle azar azar oldu! Onlar saflarını seçiyorlarsa, bizim de safımız bellidir. Biz Hz. Lut’un yanındayız, onlar “Lut kavminin çocukları”. Herkes sevdiğinin peşinden gittiği, safında yer aldıkları ile onlara göz yuman, yardım eden, birlikte olanlarla haşrolacaktır. “Müminler arasında ahlâksızlığın yaygınlaşmasını isteyenlere dünyada ve âhiret’te can yakıcı bir ceza vardır.  Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Nûr 19) “Söz ve davranışlarında ileri gidip haddi aşanlar helâk oldular.” (Müslim)

Birileri nasıl cennete ya da cehenneme gidecek, işte böyle! Durmak yok yola devam.. Ayaklarınızın gittiği yere gideceksiniz. Sırtınızda taşıdığınız yük, ya kendi cennetinize taşıdığınız tuğla ya da kendi cehenneminize taşıdığınız odun olacak.

Aile bakanlığı niçin kurulmuştu, ne oldu! Bu süreçte görev alan ve bu sonuçtan sorumlu olan hiç kimse sessiz kalamaz. Yoksa içlerindeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden onlar da helak olur gider. Bakanı da, müsteşarı da, onun yardımcısı, daire başkanı, genel müdürü, bunlara destek veren herkes.. Bu işlere yardımcı olan STK’lar, vakıf dernek, sendika, onlar her kimse, onlara sponsor olan sermaye sahipleri, basında onların sözcülüğünü yapanlar, bu sonuçtan sorumlu olacaklar. Susmaya hakları yok. Sebeb oldukları pisliği temizlemek zorundalar.

Şu ramazanda yaşadığımız rezilliğe bakın! Bunların gazetelerinde yazılıp çizilenlere bakın. İş LBGT’den de öte ensest ilişki sınırına geldi dayandı. Artık, sivil, siyasi, media, iş aleminden destekçileri var. Belediyelere bu konuyu takip için komisyon kurulması talimatı veriyorlar.

Bu ahlaksızlığa, valilikleri, belediyeleri, üniversiteleri, mektepleri, hatta Diyaneti bile alet etmeye kalktılar. Ettiler de. Bu tezgahın içinde marka başörtüleri, pahalı parfümleri, göz alıcı makyajları ile bizim “Beyaz”lar da vardı ve hatta onları en öne çıkarıyorlardı. Satın aldığınızı sandığınız medianın cesedini aldınız, içindeki şeytanlarla birlikte. Ramazanda bile hâlâ porno basıyorlar. “Bizimkiler” dediklerimiz dizilerinde bunlara yer veriyor, sonra da kalkmış Netflix’i eleştiriyoruz. Nerdeyse farkı fark edemeyeceğiz zaten.

Millet sizin parmağınızla gösterdiğiniz yöne baksa da, ayağınızın gittiği yere gidiyor. “Şeytan sizi Allah’la aldatmasın” denmedi mi bize! Başkalarını Allah’a, Resul’üne, Kitab’a çağıracaktık. Kendimize (Liderimize, örgütümüze Şeyhimize) çağırıyoruz insanları. Bizim halimiz de ortada. Hani güzel örnek olacaktık. Gittiğimiz yol belli. Başkalarına güzel örnek olmadığımız gibi, onları bir sopa ile kovmadığımız kaldı! Peygamberimiz Mekke halkına böyle mi davrandı. Taif halkına böyle mi davrandı! O’nun siyasetinin dili bu muydu. Allah peygamberlerine böyle mi buyurdu. Bu Trollerin, bu sahibinin sesi media’nın dili ile nereye kadar varabiliriz. Sahi bu zengin ettiklerimiz, makam sahibi yaptıklarımız, öne çıkardıklarımızla mı çıkacağız Allah’ın huzuruna! Sahi ne zaman “inni küntü minezzalimin” diyeceğiz. Kendi nefsimizi hesaba çekeceğiz. Başkaları ile kavga etmekten kendimize bakamıyoruz! Arkadaşlar, “Karanlık aydınlığın yokluğudur”. Hani, “Hak geldi batıl zail oldu DE!” diyordu Allah, biz batıl geldi hak zail oldu diyoruz. Masonlar, Yahudiler, Siyonistler, Ateistler, CHP geldi böyle mi oldu. Yoksa biz Allah’ın ipini bıraktık, Allah da bizim ipimizi bıraktı, bunları başımıza musallat mı etti! Sahi bizim “Cemaat”ler ne buyururlar, ne yaparlar bu hususta!

Dostlar Allah bize “başkalarını değiştirin” demiyor, “kendinizi değiştirin, güzel örnek olun, ‘El Emin’ olun, onları Hakka davet edin” diyor. Sahi bize ne oldu böyle. Ne laf dinlemez bir topluluk olduk. Servet ve iktidar başımızı döndürdü. Ne kadar çabuk sekülerleştik. Ne çabuk onlara benzedik.. Başkalarını dönüştürmek için çıktığımız yolda biz dönüştük. Birliğimiz bozuldu ve tefrikaya düştük. Dünya metaının peşinde koşuyoruz gece gündüz. Yedikçe daha çok acıkıyoruz sanki. Ömrün, malın, zamanın bereketi kalktı gibi. Ahir zaman fitnesini mi bu yoksa. Öyle ya biz ahir zaman peygamberinin ümmeti değil miyiz? Ramazan ayındayız, ocağımıza ateş düştü, nesil elden gidiyor sanki. Ne çabuk bu kadar dünya nimetlerinin zevk ve eğlencesine kapıldık böyle.. Tevbe zamanıdır. Selâm ve dua ile.

Bu yazı toplam 1226 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar