"ABD Mallarını  Almak Haramdır"

"ABD Mallarını Almak Haramdır"

Zuhayli ile İslam Dünyası’nın yaşadığı problemleri, modern kültürü, Ramazan’ı ve Suriye ile İsrail arasında son zamanlarda yaşanan gerilimi konuştuk.

Prof. Dr. Vehbi Zuhayli:
-ABD mallarını almak haramdır
Şam Üniversitesi Şeriat Fakültesi eski Dekanı olan İslam Hukuku Profesör’ü Vehbi Zuhayli, Orta Asya’dan Afrika’ya kadar bütün İslam Alemi’nde bilinen bir isim. Türkiye halkının ise İslam Fıkhı Ansiklopedisi vesilesiyle yakından tanıdığı Zuhayli’yi, Şam’daki evinde ziyaret etme imkanı bulduk. Zuhayli ile İslam Dünyası’nın yaşadığı problemleri, modern kültürü, Ramazan’ı ve Suriye ile İsrail arasında son zamanlarda yaşanan gerilimi konuştuk. Fıkıhda otorite olarak kabul edilen bir alim ile sohbet etme imkanı yakalamışken, Türkiye’de çokça tartışılan bir takım fıkhi meseleleri de kendisine sormadan edemezdik. Zuhayli; zaruretler nedeniyle başörtüsünün açılıp açılamayacağı, sigara içilmesinin haram mı yoksa mekruh mu olduğu, ABD mallarının kullanılmasının hükmü ve benzeri meselelerle ilgili sorularımıza net cevaplar verdi. İlginize sunuyorum:

ADEM ÖZKÖSE-ŞAM / [email protected]


-İslam Dünyası bugün Batı’dan gelen yoğun bir kültürel kuşatmayla karşı karşıya. Müslüman toplumlar modern kültürün bu kuşatmasını nasıl etkisiz hale getirebilirler?

Karşı karşıya olduğumuz bu kültürel kuşatmanın etkisiz hale getirilmesi için dinimize, kültürümüze ve tarihimize güvenmemiz gerekiyor. Son yüzyılda Müslüman toplumların içinden Batı taklitçisi bir topluluk çıktı. İslam Dünyası bugün çalkantılar yaşıyorsa bunda Batı aşığı bu topluluğun çok büyük payı var. Ortaya çıkan sonuç ise Batı projesinin tamamen iflas ettiğini, İslam Dünyası’nın Batı’dan alınan kültürle asla feraha eremeyeceğini açık bir şekilde gözler önüne seriyor. Müslümanlar olarak, insanların ihtiyacı olan yegane kültürün İslam Kültürü olduğuna kuvvetli bir şekilde inanmalıyız. Bugün Müslümanlara zarar veren her noktada Batı kültürünün etkilerini görüyoruz. Batılılar “kültür alışverişi” diye bir kavram ürettiler. Bu kavramı kullanarak, bütün dünyayı kendi kültürlerinin tahakkümü altına almaya çalışıyorlar. Özellikle de İslam Kültürü medya vasıtasıyla hayatlarımızdan tamamen çıkarılmaya çalışılıyor. Bu çok büyük bir tehlike. Bu hileye karşı dikkatli olmalıyız. İslam’ın kendine has bir topluluk anlayışı ve şahsiyet tipi vardır. İslam, kendi insanını oluşturacak ve toplumunu kuracak güçte bir kültüre sahip. Batı’nın kültürel kuşatmasını da ancak İslam’ın bizden istediği topluluğu yeniden oluşturarak yenilgiye uğratabiliriz.
-İslam Dünyası’nın Batı karşısında zayıflamasına sebep olarak neleri görüyorsunuz?
Evet biz bugün Batı karşısında sanayi ve teknolojide zayıfız. Bunu itiraf ediyoruz. Zayıflığımızın hem düşmanlarımızdan, hem de bizden kaynaklanan sebepleri var. Düşmanlarımız, İslam toplumunu geri bırakmak için bir çok hileli yola başvurdu. Ülkelerimizi işgal ettiler, bizi parçalara ayırdılar. İslam Toplumu hilafetin düşmesiyle dünyanın dört bir yanına dağıldı. Zayıflığımızın en büyük sebeplerinden biri, yeryüzünde parça parça oluşumuzdur. Parça parça olmak zayıflığın, bütün olmak ise gücün ifadesi. Bizden kaynaklanan sebep ise, Müslümanların çağımızda tembel olmaları. Tembellik doğu toplumlarında zararlı bir kültüre dönüştü; hatta benimsendi. Batı eğer sanayi ve üretimde öne çıktıysa, bu bir çabanın neticesinde oluştu. Güçlü bir çabanın içine girersek; ancak o zaman zayıflığımızı ortadan kaldırabiliriz. Allah çaba göstereni kuvvetli kılıyor. İslam Toplumu tarihte olduğu gibi günümüzde de büyük bir atılım gerçekleştirebilir. Biz de bu atılımı oluşturabilecek kültür, alim ve fikir adamları mevcud. Ben bu atılımın gerçekleşmeye başladığına inananlardanım.
-Danimarka gazetelerinden sonra İsveç medyasında da peygamber efendimize yönelik hakaretler içeren yayımlar yapıldı. İslam peygamberine saldırarak ne yapmaya çalışıyorlar. Niçin böyle bir yol kullanmaya başladılar?
Batı İslam Dünyası’nı bir pazar haline getirmek, sömürmek istiyor. Bunu da Afganistan’a ve Irak’a müdahele ederek yapmaya çalıştı. İşgaller başarıya ulaşamadı. Hiç beklemedikleri bir mukavemetle karşılaştılar. Askeri müdaheleler başarılı olamayınca çıldırdılar, aptallaştılar.
Bu sefer de Peygamber Efendimizi hedef almaya başladılar. Bu saldırı alçakça bir saldırıdır. Onları bu denli kötü davranışlara iten bir başka sebep ise şirk içerisinde olmalarıdır. Kafirler şirk içindedir. Onlardan başka bir şey de bekleyemeyiz. Peygamberimize saldırarak bizi aciz ve zayıf bir konuma sokmak istiyorlar. Biz aciz ve zayıf değiliz. Bunu yakında daha iyi anlayacaklar. Şayet yeryüzünde gerçek adalet olsaydı, bu saldırıları yapanlar en şiddetli cezalara çarptırılırlardı. Fakat yeryüzünde adalet yok. Mahkemeler şu an onların elinde. Zaten Müslümanların Batılıların adaletine ihtiyaçları da yok. Dinimize ve peygamberimize en iyi şekilde bağlanmak bana göre, bu aptallara verilecek en güzel cevap olacaktır.
- Suriye ile İsrail arasında bir gerginlik yaşanıyor. Hatta Batı Medyasında savaş söylentileri dolaşıyor. Suriye ile İsrail arasında bir savaş çıkarsa Suriye’li alimlerin tavrı ne olacak?
Elimizden gelen bütün güçle onlara karşı direniriz ve halkımızı düşmana karşı koymaya çağırırız. Allah’a hamdolsun ki Suriye ve İran, İsrail’e karşılık verecek güce sahip. İsrail de bunu biliyor.
-İsrail savaş uçaklarının son tacizleri sizce neyi hedeflemiş olabilir?
İsrail Hizbullah karşısında uğradığı hezimetin acısını çıkarmaya çalışıyor. Çünkü biz, Lübnan’daki savaş esnasında açıkça Hizbullah’ın yanında saf tuttuk. Eğer İsrail ve Amerika bu tür tacizlerini sürdürürlerse , karşılarında kendilerini yokedecek, alçaltacak bir direniş bulacaklar. Irak’ta, Afganistan’da, Lübnan’da aldıkları hezimetin daha da beterini yaşayacaklar. Araplar İsrail ile bir çok kez savaştılar. Fakat artık zafer mevsimi geldi. Bu noktadan sonra inşallah Müslümanlar İsrail’e karşı zaferler kazanacaklar. Biz bütün Arapları ve Müslümanları İsrail ve Amerika’ya karşı şerefli bir duruş sergilemeye çağırıyoruz.
- Ramazan ayına girdik. Bir İslam Alimi olarak Müslümanlara Ramazan’ı nasıl geçirmelerini tavsiye edersiniz?
Ramazan bir okuldur. Ramazan okulundan hepimizin öğreneceği çok faydalar var. Bu ay herşeyden önce Kur’an’ın nazil olduğu şerefli bir aydır. Müslümanlara Ramazan’ı özellikle Kuran’la geçirmelerini tavsiye ediyorum. Bu ayı vesile kılıp kitabımızla ve Peygamber Efendimizin sünnetiyle bütünleşme çabasına girelim. Müslümanlara iyilik yapalım, zor durumdaki kardeşlerimizi hatırlayalım ve bol bol af dileyelim. Allah Azze ve Celle Kur’anda “Ey iman edenler, oruc sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılınmıştır. Umulur ki muttakilerden olursunuz.” diyor. Takva ise bir Müslüman’ın uğradığı güçlük ve zorluklara karşı, onu kuvvetli tutacak en etkili silahtır. Bu ay ayrıca Müslümanların nefislerini terbiye etme, sabretme ve güzel ahlak edinme noktasında da bir vesiledir.


- Hocam sohbetimizin bu bölümünde size Türkiye’de çokça tartışılan bir takım meselelerle ilgili sorular soracağım. İlk sorum başörtüsü ile ilgili. Başörtüsü yasağı olan ülkelerde genç kızlar başlarını açarak okuyabilirler mi? Veya başlarını açarak doktorluk, öğretmenlik, memurluk yapabilirler mi?
Başörtüsü farzdır. “Başörtüsü emri bir takım durumlarda terkedilebilir denilmesi” ise kesinlikle caiz değildir. Hiç kimse İslam’ın haram kıldığını değiştirip, helal kılmaya çalışamaz. Başörtüsünün farziyeti kesin naslarla bellidir. Kesin naslarla farz olan bir emri reddetmek kişiyi günaha sokar. Çünkü bu farziyet bir şer’i hükümdür. Biz kızlarımızın cahil kalmasını tabiki istemiyoruz. Fakat buna rağmen ben başörtüsünün açılmasına helal diyemem. Müslüman aileler kızlarını eğiteceklerse haram olmayan yolları tercih etmeliler. Ne İslami, ne de gayri İslami bir ülkede başörtüsünü açmak, başörtüsünü çıkarıp bir takım meslekleri icra etmek caiz değildir.
-ABD ve İsrail mallarını alıp kullanmak kişiyi günaha sokar mı?
Müslümanlar bugün Amerika ve İsrail’le bir savaş halindeler. Bu savaşın illa silahlarla olması gerekmiyor. Onlar bizim ekonomimizi çökertmeye çalışıyorlar. Biz de onların ekonomilerine zarar vermeliyiz. Bir Müslüman Amerika ve İsrail’in mallarını alırsa, İslam Toplumu’nun savaş halinde olduğu düşmana yardım etmiş olur. Bu ise çok tehlikeli bir durumdur. Bundan dolayı Müslümanların kanlarını akıtan Amerika ve İsrail’in mallarını almak, onların mallarına para ödemek şeran haramdır. Hatta Müslümanlar olarak Peygamber Efendimize karikatürler aracılığıyla hakaret eden ülkelerin mallarını da terketmeliyiz.
-Sigara içmek haram mı, yoksa mekruh mıdır?
Mala zarar verdiği için geçmiş ulemanın ekseri sigaraya mekruh diyordu. Fakat bugün tıp sigaranın zararlarının geçmiş de bilinenden çok daha fazla olduğunu keşfetti. Sigara insanı kansere, kalp hastalığına ve daha bir çok hastalığa sürüklüyor. İnsan sigara içerek Allah’ın emanet verdiği vücudu yavaş yavaş mahvediyor. Benim bu konudaki görüşüm zararlarının çok büyük olması nedeniyle sigaranın haram olduğu olduğu yönündedir.
-Batılılar tarafından canlı bomba eylemleri olarak nitelendirilen saldırıların İslam’daki hükmü nedir? Bu tür eylemler intiharla eş tutulabilir mi?
İntihar insanın kendini bir hedef gözetmeksizin öldürmesidir. Bizim Müslümanlar olarak “istişhadi eylem” dediğimiz, Batılıların ise “canlı bomba”saldırıları dedikleri eylem biçiminde bir amaç güdülüyor. Bu amaç Allah’ın düşmanlarına zarar vermektir. Eğer cephede savaşan Mücahidler düşmanları karşısında askeri olarak zayıflarsa ve yapılacak istişhad eylemi düşmana en çok zarar verecek bir yöntemse bu tür eylemler zaruretten dolayı caiz olur.Hatta bu feda ediş kişiyi şehadete ulaştırır. Çünkü gaye Allah’ın dininin güç bulmasıdır.
-Hamas ve İslami Cihad’a bağlı direnişçiler zaman zaman İsrail’li sivillere yönelik ölümcül saldırılar düzenliyorlar.
Bu nedenle Filistin’li direniş grupları sivil İsrail’lileri öldürdükleri için bir takım İslami çevreler tarafından eleştiriliyor. Sizin bu konudaki görüşünüz nedir?

Düşmanın illa üniformalı veya asker olması gerekmiyor. Düşman her haliyle düşmandır. İsrail halkı Filistin’i işgal ederek bu gün Müslümanlara savaş ilan etmiş durumdadır. Onlar düşmanlıkda en üst seviyeye çıktılar. İsrail halkının tümü şu an işgalci hükmündedir. Çünkü onlar Filistin’e yerleşmek için kendi topraklarını terkettiler. Ayrıca İsrail’li siviller ellerine fırsat geçince Müslümanlara en üst düzeyde düşmanlık yapıyorlar. Bu nedenlerden dolayı İsrail’li sivillere yönelik yapılan saldırılar haklı saldırılardır. Müslümanlar tarafından kınanamazlar.
GERÇEK HAYAT