"ABD'nin Demokrasi Gemisi Libya'da"
Arap Baharının ardından Ortadoğuya istediği demokrasiyi götüremeyen ABD, bunun adımlarının Suriye ile pekişeceği düşüncesinde de gerektiği şekilde başarılı olamadı...
http://twitter.com/ArzuErdogral
Arap Baharının ardından Ortadoğuya istediği demokrasiyi götüremeyen ABD, bunun adımlarının Suriye ile pekişeceği düşüncesinde de gerektiği şekilde başarılı olamadı.
Muhaliflere destek vermesi, elbette ki merhametinden değildi, ama planları tutmadı ve Türkiye savaşa sokulamadı. Gerektiğinde yine Esede arka çıkarak karışıklığın boyutunu değiştirebilir ve zaman kazanabilirdi. Ama Mısırın güçlü bir şekilde adımlar atması ABD ve İsrail için yeni bir senaryoyu gerektirdi.
Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin, Mekke'de yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesinde gündeme getirdiği Suriye krizini çözmek amacıyla, kendileri ile birlikte Türkiye, Suudi Arabistan ve İrandan oluşan 4lü zirve için bir araya gelinmesini sağlamasıyla rahatsızlık iyice arttı.
Büyükelçilik nezdinde gerçekleştirilen toplantının ilerleyen günlerde son aşaması olan liderler zirvesi gerçekleşmesin ve Mısır üstlendiği misyon yerine ülke içerisinde çıkan bir kargaşa ile meşgul olsun diye rota değişikliği yapılması artık elzemdi.
Çekilip rafa kaldırılan provokatif bir filmi ise güçlü bir şekilde vizyona sokma zamanı gelmişti.
-Filmin adı Müslümanların Masumiyeti"
-Yönetmen/Yapımcı İsrail asıllı Amerikalı Sam Bacile"
İşin ilginç tarafı yapımcısının basına yansıyan net bir görüntüsü bile yok!
Bu yapımcı, filminin parasını Amerikalı 100 önde gelen Yahudi asıllı işadamı ve şirketten topladığını kabul ediyor.
Böyle bile olsa bunu açıklaması da bir başka gariplik!
Özellikle Müslümanları tahrik etme yönünde!
Öyle de oldu.
Bingazide ABDnın Libya Büyükelçisi Christopher Stevens ve beraberindeki 4 Amerikalı görevli öldürüldü.
Libya ile birlikte Mısır, Tunus ve Irak karıştı.
(Bunlar yaşanırken ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nulandın bir açıklaması oldukça dikkat çekiciydi. İsrail ile ABDnin İrana saldırma konusunda ayrılık yaşadığı iddialarına değinen Nuland, ABD'nin İsrail'in güvenliğine olan bağlılığının ''sarsılmaz'' olduğunun altını çizerek, Obamanın da bu görüşte olduğunu, ''İran konusu da dahil olmak üzere İsrail ile sürekli olarak görüştüklerini ifade etti.)
Verilmek istenen "ABDde yeniden başkan olursam sizinleyiz" mesajının gerekli mercilere iletilmesine paralel olarak ABD Savunma Bakanlığı, elçilerinin öldürülmesini gerekçe göstererek Libya açıklarına (gerektiğinde Obamanın talimatıyla olası bir misyonu yerine getirmek üzere) iki savaş gemisi gönderdi.
Kaddafinin öldürülüşünü kahkahalar ile izleyen ABDli demokrasi havarileri böylelikle daha fazla özgürlük yükünü yeniden Libyaya ve sonrasında tüm Ortadoğuya getirmenin farklı bir adımını attı.
Demokrasi yükü taşıyan gemileri alabora olduğunda hemen yeni bir yük gemisini yola çıkaran ABD, daha öncede dünyadaki diktatörleri temizlemek adına farklı gerekçelerle (ilk adımda) Iraka demokrasi götürmüş, bu demokrasinin bedeli 1,5 milyon Iraklının ölmesi olmuştu.
ABD ve İsrail ortak yapımı demokrasi anıtlarının tek tek hangi ülkelere dikildiği de herkesin malumu.
Bugün ABDnin demokrasisi yine kendi vatandaşı olan Furkan Doğan, Gazzedeki ambargoyu kırmak için yola çıkan Mavi Marmara gemisinde şehit edildiğinde İsraile gitmiyorsa ve hiçbir Müslüman ülkenin kendi insanları suikasta uğrayıp öldürüldükten sonra bunu gerçekleştiren ülkelere gemilerle demokrasi götürme gibi bir şansı bulunmuyorsa, yaşanan son gelişmelerde bir tesadüf olamaz.
Vizyona giren ve seyredilmeyi hak etmeyen filmin gişe yapmaması için gerekli olansa, yönetmenin kazandıklarıyla daha geniş bir bütçeyle film yapmasına olanak vermemektir.
Bu demek değil ki İslami değerlere ve İslam Peygamberine yönelik gerçekleştirilen kötü niyetli girişimlere ve hakaretlere hiç tepki gösterilmesin.
Karikatür, Kur'an yakma girişimleri, içki festivalleri ve hakaret içerikli provokatif filmlere gösterilecek en iyi tepki Müslüman ülkelerin gerçek manada bir araya gelmesidir. Yoksa İslam ülkelerinin işgaline bahane gösterilen girişimler tepki değildir.
Libyada sahnelenen ve Mısırda gişe rekoru kırılması istenen filmi izlemek istemiyorsak, sinemayı ateşe vermek değil o sinema salonuna gitmemek gerekir.
İyi seyirler diyerek başlayan filmde the end yazmadan önceki son kavşakta, yön gösteren tabelaları ezberleyenler için bu zor olmasa gerek!