Ali Bulaç: İsrail Sessiz

Ali Bulaç: İsrail Sessiz

Elbette Suriye'de kanın akması, her geçen gün Baas rejiminin daha da eli kanlı hale gelmesi kabul edilemez, içimiz yanıyor...

ALİ BULAÇ / ZAMAN
Genel havaya baktığımızda Türkiye'nin "bir şekilde" Suriye'ye müdahale etmeye hazırlandığını anlıyoruz.


Anahtar cümle şu: "Uluslararası destekli müdahale seçeneği masada." Kafa karıştıran haberler de gelmiyor değil, mesela ABD ile Fransa bir koridorun açılması konusunda anlaşmış. Eşzamanlı olarak Rus gemileri Akdeniz'de kendilerini göstermeye başladı. İran, Suriye konusunda hâlâ ikna olmuş değil.

Geçen akşam Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu'nu saatlerce dinleme fırsatımız oldu. Konu üzerinde uzun uzadıya ve etraflıca çalıştıkları, birçok risk faktörünü hesaba kattıkları anlaşılıyor. Öyle de olsa, bizim bazı kaygılarımız var, bunları kamuoyuyla paylaşmamızda fayda var.

Elbette Suriye'de kanın akması, her geçen gün Baas rejiminin daha da eli kanlı hale gelmesi kabul edilemez, içimiz yanıyor. Bir an önce Suriye'nin bu girdaptan kurtulması gerektir. Sayın Başbakan her seferinde üç gerekçeyi dile getiriyor: Bizim Suriye ile 911 km.lik sınırımız var; Suriye'de kan akarken seyirci kalamayız; bir anda sınırlarımıza yüz binlerce kişi akın edebilir.

Tabii ki her üç gerekçe de önemli ama Suriye'ye müdahaleye gerekçe teşkil eder mi, bu noktada tereddütler söz konusu. Kendi başına sırf bu gerekçeleri öne sürerek Türkiye, Suriye'ye müdahale edecek olsa, bölgesel ve küresel güçler yeri göğü birbirine katardı. Belki Kuveyt'e giren Saddam'ın başına gelenler başımıza gelirdi. Görülüyor ki, ABD ve İngiltere sistemli bir biçimde adeta Türkiye'yi teşvik ediyorlar; İsrail sessiz.

Her ne olursa olsun, NATO'nun Libya'da olduğu gibi Suriye'ye müdahale etmesine izin verilmemeli. Libya'da despot bir yönetim devrildi, ama Libya uzun yıllar belini doğrultamayacak, petrolü gitti, şehir altyapıları çöktü ve ne zaman sona ereceği belli olmayan bir iç husumet ve çatışma dönemi başladı.

Türkiye tek başına Suriye'ye müdahale etmeye kalkışırsa, teşekkül edecek algıları düşünelim:

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ