Arap Devrimleri Sınırları Açıyor
Filistinli gençlerle, güney Lübnanda Marun er-Ras, Golan tepelerinde Majdal Shams, Batı Şeriada Kalandiya ve Gazzede Beyt Hanun İsrail kontrol noktalarında kanlı çatışmalar meydana geldi.
Dün sınırlarda harekete geçen Filistinli gençlerle, güney Lübnan'da Marun er-Ras, Golan tepelerinde Majdal Shams, Batı Şeria'da Kalandiya ve Gazze'de Beyt Hanun İsrail kontrol noktalarında kanlı çatışmalar meydana geldi. Bu çatışmalar dönüş hakkını, en önemli Arap meselesini ve hatta bu ümmetin onurunu ve gururunu yerle bir eden en büyük aşağılamayı hatırlattı.
Arap rejimlerini, göstericilerin öfkelerini ve 60 yıldan fazla bir süredir devam eden resmi Arap sessizliğine karşı kınamalarını dile getirmek için Filistin sınırlarına akın etmelerine izin vermeye zorlayan Arap devrimlerine teşekkür ediyoruz.
Siyonistlerin ayakları altındaki Golan tepelerinin 40 yıldan beridir ilk kez sarsıldığını görmek güzel. En güzeli de Suriyelilerin temiz kanının bir kez daha toprağı kucakladığını, kırmızı anemonları suladığını ve yeniden bu ümmetin davasını ve evlatlarının haklarını unutmadığını gösterdiğini görmektir.
Lübnan tarafının yeni bir savaş yazdığını, İsrail'in ölüm aletlerinden korkmayan onlarca şehit ve yaralı verdiğini görmek de güzeldir. Bu insanlar bize yeniden unutmamış olsak da- İsrailli gaspçıyla mücadelede Filistin ve Lübnan direnişlerinin şanlı kahramanlarını hatırlattı.
Saçma müzakerelerin, sahte barış temsilcisi Tony Blair'in, Ramallah'taki iktidarın görevlilerin maaşlarını dilenmesinin, bu davanın çocuklarının gönüllerine teslim olma duygusunu aşıladığını zannetmiştik. İşte, sabırlı ve mücadeleci Batı Şeria'nın kalbindeki Kalandiya'da meydana gelen mücadeleler zannımızın yerinde olmadığını kanıtlıyor. Öfke ateşi hala küllerin altında kor halinde. İsrailli işgalciye karşı direnen, canlı kurşunlarla şehit ve yaralı düşen ve yüzlerine işlemiş öfkeyle karışmış imanlarını gören herkes bu halkın hakkının bir zerresini bile ihmal etmeyeceğini ve çok büyük kayıplar verse bile yürüyüşünü yolun sonuna kadar götüreceğini çok iyi anlar.
Mısır'daki gençlik koalisyonunun da fotoğrafın tamamlanması için Tahrir meydanından Filistin topraklarına doğru harekete geçmesini ve düşmanı sıkıştırmasını isterdik. Ama bizler Mısır ve halkını mazur görüyoruz. Onlar devrimlerinde zor bir geçiş aşamasından geçiyorlar. Mısır'a onurunu, rolünü ve izzetini geri veren Mısırlı genç Filistin'i asla unutmayacaktır. Ama bu büyük başarı ülkenin güvenliğini ve istikrarını sarsmak isteyen karşı devrimle karşılaştığında, Mısır'ın boyun eğmişlikten kurtulmasını istemeyen Arap güçleriyle İsrail'in desteğiyle, yenik ve yolsuzluğa saplanmış rejimin kalıntıları üzerinde örülen bu komploya karşı koymak en önemli öncelik oluyor. Mısır devriminin zaferinin tamamlanması sadece Filistin'in değil bütün Arap dünyasının kurtuluşu için en kestirme yoldur. Bu devrimin Mısır'ı gerçek evlatlarına verdikten sonra bize geri vermiş olması bile yeter.
Filistin'in işgal edilmesinden bu yana meydana gelen en büyük halk yürüyüşü olan bu yürüyüş dönüş hakkının gerçek bir şekilde dillendirilmesidir. Bu yürüyüşler bu hakkın zamanla düşmeyeceğini göstermektedir. Ve İsrail'in Filistin davasının temeli olan bu mukaddes hakkın yeni nesiller tarafından unutulacağı iddiası başarısız bir iddiadır ve bunu küçük gençler başarısız kılmıştır. Sadece Batı Şeria ve Gazze'dekiler değil Suriye, Lübnan, Ürdün ve istisnasız bütün Arap dünyası topraklarındaki gençler"
İsraillilerin daha önce dün yaşadıkları korku hali kadar büyük korku yaşadıklarını görmedim. Araplarla yaptıkları 4 ya da 6 savaşta güçlerine duydukları güvene bağlı huzur hali dün buhar olup uçtu. Bunun yerini korku ve endişe aldı. Çünkü sınırlara koşanlar Filistin bayraklarını taşıyarak gelmişlerdi ve şehadet için yarışıyorlardı. Ehline ve çocuklarına âşık, onların mukaddes kanlarına susamış bu topraklar üzerinde kim ilk önce şehit olacak diye yarışıyorlardı.
Belki de bu bir prova ve bir sonraki aşama için eğitim çalışmasıdır. İsrail askerleri tarihi Filistin sınırlarına milyonlarca Arap ve Müslüman akın ettiği zaman ne yapacak? Ateş açıp bütün bu insanları öldürecekler mi, onları nükleer bombalarıyla bombalayacaklar mı?
Yolsuzluğa saaplanmış, baskıcı, utanmadan İsraillilerin ayaklarını öpen, onlarla ilişkileri normalleştiren, Amerikalıların emirleriyle hareket eden bu rejimleri düşüren halk ayaklanmaları, bu mübarek devrimler, zulmün sona ermesi, mukaddesatın kurtuluşu ve bütün şekilleriyle İsrail kibrine sınır koyulması için yapılacak en büyük devrimin öncüsüdür.
Arap halkları rejimlerden daha güçlüdür, bu nedenle İsrail'den de güçlüdür. Diktatör rejimlerin oluşturduğu korku duvarının yıkılması İsraillilerin oluşturduğu korku engelinin yıkılmasından daha kolaydır hatta birincisi ikincisinin mantıki ve doğal hazırlığıdır. İşte hızla ve hayal edemediğimiz bir güçle peş peşe geldiğini gördüğümüz bu bölgenin ve halklarının tarihindeki temel değişim noktası burada gizlidir.
İsrail, Araplığın kalesi Golan Tepeleri, başı dik Marun er-Ras, onurun Batı Şeria'sı ve kuşatma altındaki Gazze'de katliamlar işledi. Bunlar İsrail'in savaşlarla dolu kanlı tarihine eklendi. Bunlar işgalcinin ömrünü ve Filistin topraklarının kurtuluş yolunu kısaltacak katliamlardır.
Mübarek Arap devrimi ateşi, İsrail'in eteklerini tutuşturmaya başladı. Bu devrimler hastalık, korku ve istikrarsızlığın kaynağının sadece bölgede değil bütün dünyada olduğuna yeniden dikkat çekiyor. İsrail zulmü devam ettikçe İsrail de güven ve istikrar görmeyecek. Onunla birlikte ona destek olan, onu koruyan, katliamlarını ve savaş suçlarını örtbas eden ve onu her türlü uluslararası kanunun üstünde tutan batı dünyası da görmeyecek.
Marun er-Ras, Golan tepeleri, Batı Şeria ve Gazze şehitlerine hatta hayatımıza anlam katan, onur, izzet ve iyimserlik ve hatta yakın zaferin kokusunu yayan Arap devrimlerine katılan şehitlere gururla teşekkür ediyoruz.
al Qods al Arabi Gazetesi Başyazarı Abdulbari Atvan'ın, dönüş yürüyüşlerini değerlendirdiği 16 Mayıs 2011 tarihli analizi, Gülşen Topçu tarafından israhaber için tercüme edildi.
Arap rejimlerini, göstericilerin öfkelerini ve 60 yıldan fazla bir süredir devam eden resmi Arap sessizliğine karşı kınamalarını dile getirmek için Filistin sınırlarına akın etmelerine izin vermeye zorlayan Arap devrimlerine teşekkür ediyoruz.
Siyonistlerin ayakları altındaki Golan tepelerinin 40 yıldan beridir ilk kez sarsıldığını görmek güzel. En güzeli de Suriyelilerin temiz kanının bir kez daha toprağı kucakladığını, kırmızı anemonları suladığını ve yeniden bu ümmetin davasını ve evlatlarının haklarını unutmadığını gösterdiğini görmektir.
Lübnan tarafının yeni bir savaş yazdığını, İsrail'in ölüm aletlerinden korkmayan onlarca şehit ve yaralı verdiğini görmek de güzeldir. Bu insanlar bize yeniden unutmamış olsak da- İsrailli gaspçıyla mücadelede Filistin ve Lübnan direnişlerinin şanlı kahramanlarını hatırlattı.
Saçma müzakerelerin, sahte barış temsilcisi Tony Blair'in, Ramallah'taki iktidarın görevlilerin maaşlarını dilenmesinin, bu davanın çocuklarının gönüllerine teslim olma duygusunu aşıladığını zannetmiştik. İşte, sabırlı ve mücadeleci Batı Şeria'nın kalbindeki Kalandiya'da meydana gelen mücadeleler zannımızın yerinde olmadığını kanıtlıyor. Öfke ateşi hala küllerin altında kor halinde. İsrailli işgalciye karşı direnen, canlı kurşunlarla şehit ve yaralı düşen ve yüzlerine işlemiş öfkeyle karışmış imanlarını gören herkes bu halkın hakkının bir zerresini bile ihmal etmeyeceğini ve çok büyük kayıplar verse bile yürüyüşünü yolun sonuna kadar götüreceğini çok iyi anlar.
Mısır'daki gençlik koalisyonunun da fotoğrafın tamamlanması için Tahrir meydanından Filistin topraklarına doğru harekete geçmesini ve düşmanı sıkıştırmasını isterdik. Ama bizler Mısır ve halkını mazur görüyoruz. Onlar devrimlerinde zor bir geçiş aşamasından geçiyorlar. Mısır'a onurunu, rolünü ve izzetini geri veren Mısırlı genç Filistin'i asla unutmayacaktır. Ama bu büyük başarı ülkenin güvenliğini ve istikrarını sarsmak isteyen karşı devrimle karşılaştığında, Mısır'ın boyun eğmişlikten kurtulmasını istemeyen Arap güçleriyle İsrail'in desteğiyle, yenik ve yolsuzluğa saplanmış rejimin kalıntıları üzerinde örülen bu komploya karşı koymak en önemli öncelik oluyor. Mısır devriminin zaferinin tamamlanması sadece Filistin'in değil bütün Arap dünyasının kurtuluşu için en kestirme yoldur. Bu devrimin Mısır'ı gerçek evlatlarına verdikten sonra bize geri vermiş olması bile yeter.
Filistin'in işgal edilmesinden bu yana meydana gelen en büyük halk yürüyüşü olan bu yürüyüş dönüş hakkının gerçek bir şekilde dillendirilmesidir. Bu yürüyüşler bu hakkın zamanla düşmeyeceğini göstermektedir. Ve İsrail'in Filistin davasının temeli olan bu mukaddes hakkın yeni nesiller tarafından unutulacağı iddiası başarısız bir iddiadır ve bunu küçük gençler başarısız kılmıştır. Sadece Batı Şeria ve Gazze'dekiler değil Suriye, Lübnan, Ürdün ve istisnasız bütün Arap dünyası topraklarındaki gençler"
İsraillilerin daha önce dün yaşadıkları korku hali kadar büyük korku yaşadıklarını görmedim. Araplarla yaptıkları 4 ya da 6 savaşta güçlerine duydukları güvene bağlı huzur hali dün buhar olup uçtu. Bunun yerini korku ve endişe aldı. Çünkü sınırlara koşanlar Filistin bayraklarını taşıyarak gelmişlerdi ve şehadet için yarışıyorlardı. Ehline ve çocuklarına âşık, onların mukaddes kanlarına susamış bu topraklar üzerinde kim ilk önce şehit olacak diye yarışıyorlardı.
Belki de bu bir prova ve bir sonraki aşama için eğitim çalışmasıdır. İsrail askerleri tarihi Filistin sınırlarına milyonlarca Arap ve Müslüman akın ettiği zaman ne yapacak? Ateş açıp bütün bu insanları öldürecekler mi, onları nükleer bombalarıyla bombalayacaklar mı?
Yolsuzluğa saaplanmış, baskıcı, utanmadan İsraillilerin ayaklarını öpen, onlarla ilişkileri normalleştiren, Amerikalıların emirleriyle hareket eden bu rejimleri düşüren halk ayaklanmaları, bu mübarek devrimler, zulmün sona ermesi, mukaddesatın kurtuluşu ve bütün şekilleriyle İsrail kibrine sınır koyulması için yapılacak en büyük devrimin öncüsüdür.
Arap halkları rejimlerden daha güçlüdür, bu nedenle İsrail'den de güçlüdür. Diktatör rejimlerin oluşturduğu korku duvarının yıkılması İsraillilerin oluşturduğu korku engelinin yıkılmasından daha kolaydır hatta birincisi ikincisinin mantıki ve doğal hazırlığıdır. İşte hızla ve hayal edemediğimiz bir güçle peş peşe geldiğini gördüğümüz bu bölgenin ve halklarının tarihindeki temel değişim noktası burada gizlidir.
İsrail, Araplığın kalesi Golan Tepeleri, başı dik Marun er-Ras, onurun Batı Şeria'sı ve kuşatma altındaki Gazze'de katliamlar işledi. Bunlar İsrail'in savaşlarla dolu kanlı tarihine eklendi. Bunlar işgalcinin ömrünü ve Filistin topraklarının kurtuluş yolunu kısaltacak katliamlardır.
Mübarek Arap devrimi ateşi, İsrail'in eteklerini tutuşturmaya başladı. Bu devrimler hastalık, korku ve istikrarsızlığın kaynağının sadece bölgede değil bütün dünyada olduğuna yeniden dikkat çekiyor. İsrail zulmü devam ettikçe İsrail de güven ve istikrar görmeyecek. Onunla birlikte ona destek olan, onu koruyan, katliamlarını ve savaş suçlarını örtbas eden ve onu her türlü uluslararası kanunun üstünde tutan batı dünyası da görmeyecek.
Marun er-Ras, Golan tepeleri, Batı Şeria ve Gazze şehitlerine hatta hayatımıza anlam katan, onur, izzet ve iyimserlik ve hatta yakın zaferin kokusunu yayan Arap devrimlerine katılan şehitlere gururla teşekkür ediyoruz.
al Qods al Arabi Gazetesi Başyazarı Abdulbari Atvan'ın, dönüş yürüyüşlerini değerlendirdiği 16 Mayıs 2011 tarihli analizi, Gülşen Topçu tarafından israhaber için tercüme edildi.