Başsavcı CHP'ye dava açar mı?

Başsavcı CHP'ye dava açar mı?

Ne kadar da unutkan bir milletiz. Daha dün denecek kadar kısa bir süre önce AK Parti hakkında açılan kapatma davasını konuşuyorduk...

Ekrem Dumanlı -ZAMAN

Ne kadar da unutkan bir milletiz. Daha dün denecek kadar kısa bir süre önce AK Parti hakkında açılan kapatma davasını konuşuyorduk. Yüzde 47 oy alan bir partiye karşı açılan davayı ne kamu vicdanı doğru buluyordu ne de durumdaki çarpıklık dünyaya anlatılabiliyordu. Unuttuk gitti, gazete kupürlerinden oluşan iddiaları.
Oysa Anayasa Mahkemesi(AYM) Başkanı Haşim Kılıç, partinin kapatılmadığını açıkladığı gün çok açık bir öğütte bulunmuştu. "Biz burada bir kez daha siyasîlere seslenmek istiyoruz. Burada toplumu rahatsız eden durumlar varsa siyasî partiler aralarında uzlaşarak gerekli düzenlemeleri yapmalıdır." demişti. O günden bugüne bir adım bile atılmadı. Ah o günlük telaşlar, güncel kavgalar!..

'Nereden çıktı bu parti kapatma meselesi?' dediğinizi duyar gibiyim. Sandığınız gibi değil. AK Parti ile ilgili dava açanları çetin günler bekliyor. Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya'nın başını bu sefer CHP ağrıtacak. Öyle görünüyor. Çünkü mahallî seçimler için süreç başlar başlamaz CHP, din merkezli açılımlarla herkesi şaşkına çevirdi. Çok açık söylemek zorundayım ki; bu adımları AK Parti (ya da sağdaki herhangi bir parti) atsaydı kesinlikle kapatma davası açılırdı. 'CHP'ye kapatma davası açın' demiyorum. Partilerin yargı yoluyla kapatılması ya tamamıyla kalkmalı yahut çok ama çok zorlaştırılmalı. Dünyaya bir daha rezil olmak istemiyorsak gerekli anayasa değişikliğini yapmak şart. Ancak AYM, kaldığı yerden devam edecekse bu sefer AKP'den değil, CHP'den başlamak zorunda.

Çarşaf açılımından başlayalım. Bu açılıma karşı değilim; tam aksine verdiğim destek ortada. Hatta kıdemli CHP'li köşe yazarları bu desteğimizden dolayı bana da, bazı meslektaşlarıma da "Neo CHP'li" dedi. Olsun. Eğriye eğri, doğruya doğru. Fakat bu açılıma AYM üyeleri nasıl bakıyor bilemiyorum. Abdurrahman Yalçınkaya'nın bu tür siyasi çıkışlara nasıl yaklaştığı herkesin malumu aslında. AK Parti için hazırlanan iddianame yeterince fikir veriyor çünkü.

CHP, çarşaflı kadınlara rozet takmakla yetinmedi. 'Her mahalleye Kur'an kursu' projesi başlattı. CHP Genel Başkanı Baykal'dan takdir ve tebrik alan projenin sahibi Sefa Sirmen. Toplum, bu projeye sıcak bakıyor kuşkusuz. Ya Başsavcı Bey?.. Kocaeli'nde AK Partili belediye başkanı, hacca gidecek vatandaşlara Kur'an-ı Kerim dağıttı diye Sayın Başsavcı bunu da kapatma iddianamesine koymuştu. Bak şu kaderin cilvesine ki; CHP'nin Kocaeli Büyükşehir Belediye başkan adayı Sirmen, Kur'an kursu projesine imza atıyor; hatta müftü bey ile gazetecilere pozlar veriyor. Halk bu duruma sevinir mi? Tabii ki! Ya savcılar?..

Bu da yetmez. CHP, bir radikal adım daha atıyor ve tarikat erbabını partiye davet ediyor. Kadirî tarikatının önde gelenleriyle irtibat kurduklarını ve Kadirî aday gösterdiklerini medyadan öğreniyoruz. Bence hiçbir mahzuru yok. CHP gibi köklü bir parti herkesi, evet istisnasız herkesi kucaklayabilmeli. Peki ya Başsavcı Bey ne düşünecek gazete kupürlerini gördüğünde; ya da google üzerinde sörf yaptığında?

CHP'nin belediye başkan adaylarından biri başörtülü bir hanımefendiymiş. Zaman'da çıkan röportajını okudum, çok mutlu oldum. 'Namaz da kılarım, Kur'an da okurum' diyor başörtülü aday. Harika! CHP böyle açılım üstüne açılım yapmalı ve kalbini kırdığı kitleleri yeniden kazanmalı. Ne var ki bütün bunlar yapılırken karşılarında bir gün kapatma davası bulmamalı. Çünkü Sayın Başsavcı, bu tip haberlerden oluşan dosyalarla AK Parti'ye dava açmıştı. Hâlâ da kupür biriktiriyor olabilirler. YARSAV, 2. Başkanı'nı AK Parti ile ilgili görevlendirdi. Gel de kuşkulanma! Bunu yazınca 'hedef gösteriyorsunuz' diye öfkeleniyorlar. Gerek yok ki! İlk önce Anka Haber Ajansı'nın dikkat çektiği bu ayrıntıyı yabana atmamak gerekiyor; sonra da 'madem o kadar hassassın, bu tarz atama yapmayın' eleştirisini dikkate almak.

Her neyse... Demek istediğim şu: Bu ülkede parti kapatmayı artık tarihe gömmek gerekiyor. Çünkü sonu yok bu maceranın. CHP söz konusu olduğunda yargıdan çıt çıkmaması, AK Parti konuşulduğunda savcıların bir siyasî parti gibi davranması Türk adaletine güveni yerle bir ediyor. Milleti bu kadar aşağılamanın bir anlamı yok! Haşim Bey'in aylar önce söylediklerini hatırlamak şart!