BDP Kapatılacak mı ?

BDP Kapatılacak mı ?

Refikimiz ve ustamız Ahmet Altan, Başbakan’ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan’dan aldığı tüyoyla (!), BDP’nin kapatılacağını...

Ahmet Kekeç / Star

Refikimiz ve ustamız Ahmet Altan, Başbakan'ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan'dan aldığı tüyoyla (!), BDP'nin kapatılacağını, milletvekillerinin de tutuklanacağını yazmış...

Ustadır, söylüyorsa bir bildiği vardır.

Fakat bildikleri, Yalçın Akdoğan'dan okuduğu iki yazıya dayanıyor.

Ben de okudum bu yazıları... Altan yazınca, daha bir dikkatli okumaya çalıştım üstelik...

Evet, istenirse, böyle bir çıkarım yapılabilir; bu yazıların bir "işaret" olduğu sonucuna varılabilir...

Peki, böyle mi?

Başdanışmanın, BDP'ye yönelik eleştirileri ve partiyle terör örgütü arasında kurduğu irtibat böyle mi yorumlanmalı?

Daha doğrusu, partiyle örgüt arasındaki yakınlık ya da "ortaklaşacılık", ilk kez Akdoğan'ın dile getirdiği bir düşünce mi?

Bence hayır...

BDP'nin, PKK'nın "yan kolu" gibi çalıştığı, moda tabirle "terörle arasına mesafe koymadığı", hatta zaman zaman teröre mazeret ürettiği ve "Kürt açılımı" çerçevesinde yapılan iyileştirmelerin altını boşaltmak için özel bir gayret sarf ettiği öteden beri yazılır.

Bu görüşler, her düzeyden, her barikattan, her siyasal düşünceden insan tarafından dile getirilir üstelik...

Ben de paralel şeyler yazdığımı hatırlıyorum.

Hatta, Ahmet Altan'ın da, paralel düşmese de, BDP'yi sorumlu davranmamakla suçlayan genelgeçer yaklaşıma şerh olabilecek yazılar yazdığını hatırlıyorum... Hatta, daha öteye geçip, "BDP'nin dağ kadrolarının esareti altında olduğunu" söylemişti ya da söylemeye getirmişti... Murat Karayılan'la polemiklerini hatırlayalım.

Elbette, "Ahmet Altan yanlış

düşünüyor, bunlar bir evhamdan ibarettir" demek istemiyorum. BDP'ye yönelik eleştirilere tevil getirmeye de çalışmıyorum.

Şunu söylüyorum:

Zorlama bir "çıkarım" bu...

Peşinden de şunu ekliyorum:

Hükümetin, BDP'nin kapatılması yönünde bir çalışma içinde olduğu düşüncesi ya da çıkarımı bir "endişe izharı"dır ve bu endişeyi dile getirenlerin (bu arada Ahmet Altan'ın) temin edilmesi gerekmektedir.

Başdanışman Yalçın Akdoğan, yazılarının bir işaret olmadığını mutlaka açıklayacaktır.

Kaldı ki, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, özellikle bu dönemde, siyasi etkiye açık bir kurum olduğunu düşünmüyorum.

Eski kötü alışkanlıklar tekrarlanmamalı, bir kısım CHP'lilerin yaptığı gibi, "Yargı gereğini yapmalıdır" diyerek, yangına körükle gidilmemeli...

Refikimiz ve ustamız Ahmet Altan, BDP'nin kapatılması durumunda olabilecekleri sıralıyor... "PKK'nın milyonlarca sempatizanı var"mış, vs...

Biraz tehdit koksa da, söyledikleri doğru...

BDP'nin kapatılması, Kürt meselesinin çözümünü zora sokacak, hatta imkânsız hale getirecektir.

BDP, sorumlu davranmayı tercih etmese de, şiddete mazeret üretmek dışında bir politika geliştirmese de, Kandil ve İmralı ekseninden kurtulmak istemese de, son tahlilde bir "temsil"den gelmektedir ve meşru bir siyasi partidir.

Muhtemel bir "kapatma davası", hem siyasetin meşruiyet zeminini ortadan kaldıracak, hem de "demokratik Türkiye" iddiasını zedeleyecektir.

Endişelileri ve Ahmet Altan'ı temin etmek bana düşmez ama ben Yalçın Akdoğan'ın yazılarından "BDP'nin kapatılacağı" yönünde bir işaret çıkarmadım.

Bir de şu var:

Partilerin kapatılmasını zorlaştıran "anayasa değişikliğini" bu hükümet önermişti... BDP'den gerekli destek gelmeyince söz konusu madde "paket"ten düşmüştü...

Bunu da BDP'nin "samimiyet" hanesine yazalım.