Bir Tepki de Ali Ünal'dan

Bir Tepki de Ali Ünal'dan

"Şu modern dönemde alın yüz filozofunuzu, yüz sosyologunuzu, yüz pedagogunuzu, o Zât'ın (s.a.s.) yirmi üç yılda yaptığının yüzde birini dünyanın herhangi bir yerinde yüz senede yapabilir misiniz?"

Ali Ünal / Zaman

Hz. Ömer Efendimiz (r.a.), yaşı sekseni aşmış fakat hakkı, hidayeti bulamamış birini görünce dizlerinin bağı çözülmüş ve "Bu yaşa gelmiş, fakat ne yazık ki hâlâ hakkı, hidayeti bulamamış!" diye ağlamıştı.


Aynı yaşlardaki Hakkı Devrim'in Peygamber Efendimiz (s.a.s.) hakkındaki sözlerindeki bilgisizliğe de doğrusu ancak ağlanır.

Hakkı Devrim, Peygamberimiz'i de, Osmanlı tarihini de okuduğunu söylüyor. Okuduğunu anlamış olsa, Kur'ân'ı, Sünnet'i, icma, kıyas, mesalih-i mürsele, istihsan, istishab, sedd-i zeraî gibi Kur'ân ve Sünnet'ten hüküm istinbatı kurallarını bilse, Fıkıh Usulü'nden behresi bulunsaydı böyle konuşur muydu? Devrim, Fransız İlimler Akademisi'nin altın madalya ile mükâfatlandırdığı Mecelle'yi olsun, Ömer Nasuhi Bilmen'in Hukuk-u İslâmiyye ve Istılahat'ı Fıkhiyye Kamusu'nu olsun eline almış mıdır, alsa da anlayabilir mi bilmiyorum. Kanunî'yi de biraz tanımış olsaydı, onun Peygamber Efendimiz'in "kadem-i pâki"nin izini sarığına sorguç yapmayı, Peygamber Efendimiz'in pişdarı olduğu "Sonsuzluk Kervanı"nın peşinde ağır aksak da olsa gidebilmeyi en büyük şeref addedeceğini, kanunlarında Şeyhu'l-İslâmlığa bağlı bulunduğunu ve Şeyhu'l-İslâm Ebu's-Suud Efendi'nin fetvalarına göre hareket ettiğini olsun bilirdi. 

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ