Bu Ne Küstahlık Böyle
Bugün İran'a ya da bir başka ülkeye söylenmesiyle yarın Türkiye'ye söylenmesi arasında ne fark var?
Yenişafak / İbrahim Karagül
Bu nasıl bir şımarıklıktır!
Kimse ile pazarlık yapmayız. Canımız ne zaman isterse bombalarız. İran nükleer silah yapıyor. Dünyanın gözü kör. İstanbul'daki toplantı ile İran'a beş hafta daha süre verildi. İsrail, bu tehdidi ortadan kaldıracak. Kararlıyız, Amerika'yı bile dinlemeyeceğiz. İran'ı vuracağız...
Böyle bir ülke İsrail. Dünya umurlarında bile değil. İşgal, devlet terörü, işkencenin her türü, insanlık suçları, nükleer silah depoları, terör organizasyonları...
Her şeyi yapabilir. İstediği insanı istediği ülkede öldürür. İstediği ülkeye savaş açar. Kimse "ne yapıyorsun sen" demez. Hiçbir uluslararası sözleşme, teamül, hukuk onu bağlamaz.
Her ülkenin içişlerine karışır. Aklınca, Türkiye dahil, bir çok ülkenin iç politikasını dizayn etmeye girişir. Müttefiklerine kazık atar, ihanet eder. Devlet değil, kabile mantığına sahiptir. Yalan, dolan, entrika ve güvensizlik yumağıdır. Dostu yoktur, olmayacaktır da. Çünkü kimseyi sevmez.
İstanbul'da yapılan P5 artı 1 toplantısı beş hafta sonra Bağdat'ta devam edecek. Başarılı olur ya da olmaz. Ancak toplantı sonrası İsrail'de yapılan açıklamalara bakın:
"İran'a saldırma seçeneğini rafa kaldırmadık. ABD yönetimine nükleer müzakereler sürerken saldırmayacakları yönünde bir söz vermedik. İstanbul'daki görüşmeler zaman kaybı. Kaybedilen zamana çok üzülüyoruz. Oysa zaman şimdi çok kıymetli.
Savunma Bakanı Ehud Barak söylüyor bu sözleri.