Çakırgil: İslam Milleti"yiz Diyebilmek Umuduyla
Bana devlet yalan söylüyor dedirttiremezsenizden, bu rejim yalan ve entrika üzerine kurulmuştur noktasına gelmek kolay olmadı, elbette..
Silvan'da 13 askerin öldürülmesiyle sonuçlanan gelişmeler içinde..
Ortalık toz-duman..
Her kafadan bir ses çıkıyor..
PKK, düz arazide, güpegündüz, askerleri ve sivil sağlık personelini kaçırıyor.. Onları aramak adına, başlarında uzatmalı onbaşıdan daha yüksek rütbede bir komutan olmadığı halde, 20 kişilik bir askerî birim tuzağa düşürülüyor.. Hantal bir askerî mekanizma.. Saldırı, PKK telsizlerinden, saatlerce önce dinleniyor, ama, saldırı mahalline helikopterler bile, saldırıdan saatlerce sonra ulaşabiliyor..
Yüksek generaller, komutanlar.. Onların neyle meşgul olduklarını Ergenekon, Balyoz ve benzeri iddianamelerden okuyabilirsiniz..
Samsun-Havza'da iki kardeş, bir başka köydeki bir düğünden kendi köylerine dönerken, akşam karanlığında, jandarma tarafından taranıyor, 16 yaşında bir genç öldürülüyor.. Hayatta kalan ağabeyinin dediğine göre, hiç bir 'Dur!' ihtarı veya 'ihtar ateşi' yapılmadan, taranmışlar.. Bunun üzerine, bir kurusıkı tabancasıyla bir kez ateş açmışlar.. Jandarma ise, 'yöreden teröristlerin geçeceği' ihbarını aldıklarından dolayı pusu kurduklarını, 'Dur!' ihtarına riayet etmediklerinden dolayı ateş açıldığı gibi klasik mazeretleri dillendiriyor..
Acaba, yüksek komutanlardan birisinin çocuğu o yavrucak gibi katledilseydi, yine böyle ma'zeretleri dillendirirler miydi?
*
'Şemdinli Bombalaması'nın ardından 6 yıldır olup bitenleri hatırlayalım.. Bir kitabevine 9 Kasım 2005'de atılan bombanın patlaması sonunda bir kişi ölüyor ve bombayı atanların sivil giyimli astsubaylar olduğu, saldırganlar halk tarafından kaçarken yakalandıklarında anlaşılıyordu.. Dönemin KKK. Org. Büyükanıt, bu saldırganları 'İyi çocuklardır, tanırım..' diye tezkiye ediyor, temize çıkarıyordu.
Konuyu araştıran Van Savcısı Ferhat Sarıkaya ise, hazırladığı iddianamede, Org. Büyükanıt'ı da suçlayınca.. Büyükanıt, ilk anda, 'Aslanlar gibi gider, kendimi savunurum..' dediği halde, gücünü gösterip, HSYK'nun o zamanki 5 kişilik karar mekanizmasına, suçu (!?), bir iddianameyi hazırlamaktan ibaret Ferhat Sarıkaya'yı, o astsubaylarla Büyükanıt arasında bir ilgi olduğunu belirttiği için, sadece yargı hizmetlerinden değil, hattâ bütün kamu hizmetlerinden de men'edilecek şekilde memuriyetten attırıyordu..
Ferhat Sarıkaya, 5 sene neler çektiği üzerinde, şimdi Ergenekon ve Balyoz iddianamelerinde suçlanan generaller için ağıtlar yakan mâlum medyadan hiç bir ses yükselmedi..
*
'Çok da mağrûr olma, bu meyhâne-i iqbâlde ki..'