Çakırgil: Sevinenler ve Üzülenler...

Çakırgil: Sevinenler ve Üzülenler...

Şeyh Ahmed Yâsin'in siyonist İsrail rejimi tarafından katledildiği günlerde, Filistinliler için 'Ne şehidi, onlar terörist.. Terörist olanlar müslüman değildir..' diyenler kimdi?

"Usâme bin Laden" ve "11 Eylûl Saldırısı"nın gerçek mahiyetini, herhalde gelecek nesiller öğrenecek

Önce, Usâme bir Laden"in katledildiğinin haberi emperyalist güç odaklarınca büyük bir zafer havası içinde dünyaya verildiğinde.. Haberin sıcağı sıcağına yazdığım 2 Mayıs tarihli yazı dolayısiyle gerek bu yazının yayınlandığı internet sitelerinde, gerekse "e-mail" adresime gönderilen birçok yorum ve mesaj üzerine, (haksoz.net)"in yorum bölümünde verdiğim cevabî mahiyetteki birkaç notu, biraz daha açarak burada tekrarlamak istiyorum:

1- Bir yorumcu arkadaş, o yazımda iddia olunduğunun tersine, Usâme bin Laden'in Filistinli olmadığını belirtiyor..

Nereli olduğu, o kadar önemli mi? Usâme, 1947'de siyonist İsrail rejimi kurulurken Filistin'den Yemen'e göçmek zorunda kalan bir ailenin çocuğudur. Ve Bin Laden Ailesi, bugün başta Suûdî rejimi olmak üzere, hemen bütün arab dünyasındaki en büyük nişaat şirketlerini elinde bulundurmaktadır.. Onun Filistin asıllı olduğunu belirtmekten maksadım, onun ruh dünyasının anlaşılması içindir..

Yoksa, kişilerin filan mekandan olmasının ne önemi vardır? Arabcada, 'şeref-ul'mekan b-il'mekîn.. /Bir mekanın şerefi, orada bulunandan gelir.' diye bir söz vardır.

2- Bir yorumcu arkadaş, Fethullah Hoca'dan aktardığım sözü te'vil etmeye çalışmış.. Bazı sözler vardır ki, te"vil kaldırmaz.

Şeyh Ahmed Yâsin'in siyonist İsrail rejimi tarafından katledildiği günlerde, Filistinliler için 'Ne şehidi, onlar terörist.. Terörist olanlar müslüman değildir..' diyenler kimdi? Emperyalist odaklar "terörist" dedi diye birilerine terörist denilemiyeceğini düşünemeden..

Kaldı ki, Usâme, 25-30 yıl önce Afganistan'da komünistlere karşı savaşırken, kapitalist/ emperyalistlerin diliyle de 'mojaheed'  idi; sonra bir gecede terörist oluverdi. Yâsir Arafat, yıllarca terörist ilan edilmişken, emperyalist iradeye boyun eğince, Nobel Barış Ödülü ile ödüllendirilmesinin tersi bir durum..

Ayrıca, bu arkadaş, Usâme'nin ölümünden dolayı üzülmediğini veya sevinmediğini de belirtiyor. Halbuki, bir insanın ölümü/ öldürülmesi üzerine, iki taraflı üzülmeliyiz.

Ya, hizmetinden mahrum kaldığımız; ya da, yüksek insanî hasletlere kavuşamadan hayatı bittiği için.. Ayrıca, insanların ölmesinden dolayı sevinenler, ölen insanların zihniyetlerinin, o ölümle sona ermediğini hatırlamalılar.. 

ÇAKIRGİL'İN YAZISININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ