Devrim Muhafızları Gökyüzünde

Devrim Muhafızları Gökyüzünde

Counterterrorism yazarlarından Walid Phares, İran İslam Cumhuriyeti'nin Ümid adlı uydusunu uzaya göndermesi üzerine yaptığı analizde...

Counterterrorism yazarlarından Walid Phares, İran İslam Cumhuriyeti'nin Ümid adlı uydusunu uzaya göndermesi üzerine yaptığı analizde, İran'ın bu zaferinin İslam Devrimi Muhafızlarının gökyüzüne çıkması anlamına geldiğini belirtti.

Walid Phares'in "İran'ın Yeni Uyduları: Devrim Muhafızları Gökyüzünde" başlıklı analizi Kemal Saral tarafından İsra Haber için çevrildi.

"İran'ın Yeni Uyduları: Devrim Muhafızları Gökyüzünde"

Associated Press Salı günü "Tahran ilk yerli uydusunu başarılı bir şekilde Dünya yörüngesine yerleştirdi" diye haber geçti. Fırlatmanın başarıyla tamamlandığını açıklayan Ahmedinejad "bunun kardeşlik yolundaki bilim ve adaleti geliştirme amacını taşıdığını" söylese de AP, İran'ın bu son hamlesini "pek çok uluslararası gözlemciyi endişelendiren, hırslı bir uzay programının önemli bir adımı" olarak nitelendirdi.

İran'ın uzay programı hakkındaki tartışmalar yavaş yavaş nükleer amaçları hakkındaki kakofoniye benzemeye başlıyor. AP'ye göre  İran "kendi uydularını yörüngeye yerleştirmek istediğini ve böylelikle deprem kuşağı üzerindeki halkını tehdit eden doğal afetleri izlemeyi ve telekomünikasyon olanaklarını geliştirmeyi hedeflediğini" söylemiş.

Gelecek haftalar ve aylar boyunca İran propaganda makinesinin ve Batı'daki destekçilerinin bu programın bilimsel amaçlarına övgüler düzerken ulusal güvenlik uzmanlarının programdaki birtakım şüphe çekici unsurlara dikkat çekeceğini göreceksiniz. AP bu ilk haberinde bizatihi Tahran'dan gelen, altın değerinde göz açıcı bir ipucunu yakalamış durumda. Buna göre "İranlı yetkililer Amerika'nın kendi uydularından Afganistan ve Irak'ı izlemek için yararlanmasına işaretle, kendilerinin de ülke güvenliğinin sağlanması için benzer yeteneklere ihtiyaç duyduklarını" belirtmişler. Burası tam da şüphelerin başladığı nokta.

İran rejiminin bu uyduyu fırlatmakla elde ettiği ilk kazanımın ne olduğunu anlamak roket uzmanlarının gözünden kaçacak bir şey değil: Sadece uyduların sağlayabileceği bir istihbarat kapasitesine ulaşmak. Üstelik yalnızca radyo, uydu ve e-mail yoluyla yapılan muhabereyi önleyebilmekle kalmayacak –eğer bu teknolojiyi yeterince geliştirirlerse - aynı zamanda askeri ve ekonomik hareketlilikleri de izleyebilecekler.

Rusya İran'a nükleer tesislerini koruyabilmesi için önemli miktarda hava savunma ve füze karşıtı sistemler satmış olmasına rağmen, bu ülkeye uyduların sağlayabileceği küresel izleme teçhizatını vermemişti.

İran savunucuları hemen bu ülkenin uydu teknolojisinde ABD ve Avrupa'dan yıllarca mesafe geride olduğunu, bu ülkelerle bu alanda yarışmasına imkan olmadığını iddia edecekler. Fakat tek bir uydunun gönderilmesinden sonra daha gelişmiş teknolojiyi haiz yenilerinin gönderilmesi de kolay olacak ve bunun askeri alanda kullanılması durumundaysa ABD ordusunun ve istihbarat servislerinin en hassas ve biricik zaaf noktalarını bile tehdit edebilir bir konuma gelebilecekler: uydu sistemlerimizin savunmasızlığını.

AP'ye göre İran 2010 yılına kadar 3 uydu daha fırlatmayı planlıyor. Bu gerçekleşirse eğer, Tahran kendi nükleer tesislerine ve diğer kurulumlarına karşı düzenlenecek olan saldırıların önünü almada çok önemli bir stratejik yeterlilik elde etmiş olacak. 2010 yılına kadar ve sonrasında İran'ın stratejik silah sistemleri de gelişecek. 2012 yılında ise, nükleer silah elde edebilme ve bunun karşısındaki faaliyetleri sezebilme tehlikeli noktasına varmış olacağından korkuluyor.

İran rejimi, açıkça dillendirdiği bir stratejik gündeme sahip: Bölgedeki etkinliğini arttırmak. Bunun yanındaki tüm askeri, istihbari ve teknolojik gelişmesi bu dünya görüşünün hizmetine koşulmuş durumdadır. Eğer Tahran Irak, Afganistan, Lübnan, Gazze ve dünyanın geri kalan bölgelerine dek uzanan radikal bir ideolojik projeye ev sahipliği yapmıyor olsaydı "depremleri izlemek için uzaya gönderilmiş bir haberleşme uydusu" güzel bir haber olabilirdi. Fakat İran'ın aradığı depremler farklı türde: tüm bölgenin politik manzarasını tümden değiştirecek depremler bunlar.

Buraya kadar anlattıklarımızın ışığında bu olayı okumada ulaştığımız en gerçekçi manzara çok basit fakat oldukça da kaygı verici: Yeni Amerikan yönetimi iki ülke arasındaki Irak ve Afganistan'da yaşanan gerilimleri azaltmak için mollalarla müzakere yapmak isterken, İslam Devrimi Muhafızları'nın gücü tüm bölgeyi etkileme amacıyla çoktan uzayı hedeflemiş bile.

İSRA HABER