Mehmet GÖKTAŞ
Dikkat, Ramazan gidiyor ha!
Hiç farkında olmadan zaten yarısına geldik, unutmayalım diğer yarısı da bu şekilde hemen gelip geçecek.
Geride bıraktığımız şu on dört günün bir muhasebesini yapalım.
“İlk yarısında fazla bir şey yapamadım ama ikinci yarısında yaparım” diye kendimizi avutmayalım. Güzel bir insan, iyi bir kul olabilmenin yoluna bakalım.
Mademki dışarıyla ilişkinin en aza indiği bir Ramazan yaşıyoruz, bir şekilde de olsa mademki dünyadan, dünyanın şamatasından gürültüsünden sıyrıldık... Gelin bunu en büyük fırsat bilelim ve Rabbimizle olan birlikteliğimizi güçlendirelim.
Bu noktada kullanacağım kelimeler kendi dünyamızdan olacağı için biraz sakıncalı olabilir ama biraz da siz müsamaha gösterin.
Kendi dünyamız adına iletişimi zirveye çıkardığımız bir günde niçin Rabbimizle böylesine kopuk yaşıyoruz ki?
Rabbimizle aramızda bizden kaynaklanan bir soğukluk, bir yabanilik, bir yalıtkanlık söz konusudur. Belki insanlığın en büyük sıkıntısı, en büyük eksikliği de budur.
Hem oruç hem Ramazan ve hem de şu koronalı günler bunun için mükemmel bir zaman dilimi değil midir?
Rabbimizle karşı karşıya olduğumuz, bu yakınlığı sıcak bir şekilde yaşayacağımız anlarımız olmalı değil midir?
“Babalarınızı andığınız gibi hatta ondan daha güçlü bir şekilde Allah’ı anın”(2/200) ayetinden de cesaret alarak bunu yapmaya çalışmalı değil miyiz?
Mademki oruç tutuyoruz, mademki sadece O bizi gördüğü için orucumuzu akşama kadar bozmuyoruz, bu dakikalarımızı çoğaltalım.
Huzuruna diz çökelim ve “Şu anda Rabbim beni seyrediyor, sanki bütün kullarını bırakmış da sadece beni izliyor, beni dinliyor, hiç durmadan ‘buyur kulum’ diyor bana...”
Lütfen kendimize ait böyle zaman dilimlerimiz olsun. Gece bunun için ne mükemmel bir vakittir. Gece iletkendir, gece söylenen söz varacağı hedefe varır ulaşır. (73/6)
Bu Kitap bize gecelerden bir gecede gelmeye başlamıştır, Rasûl bir gece Rasûl olmuştur, İsra bir gece olayıdır, Mirac bir gece olayıdır ve nihayetinde Kadir de bir gecedir.
Unutmayalım, hayata dair bir iddiası olanlar, özellikle Müslümanca yaşama konusunda iddialı olanlar, eğer geceniz yoksa gündüzünüz yoktur. Geceyi sabaha kadar boylu boyuna uyuyarak geçiren birisinin gündüzlere vereceği hiç bir şeyi yoktur.