"Direnişe Sadakat Günü"

"Direnişe Sadakat Günü"

Direniş sadece askeri bir mücadele değil, bir kimlik, bir misyon, bir duruş ve bir istikameti ifade eder. Bu misyonun iki temel dayanağı “ümmet” ve “vahdet”tir....

Mübarek Ramazan ayının son cuması Dünya Kudüs Günü dolayısıyla İslam dünyasının birçok bölgesinde ve ülkemizde düzenlenecek olan Kudüs günü yürüyüşü ve etkinlikleri, emperyalizmin yıllardan beri sürdürdüğü, günümüzde ise yeni bir aşamaya getirdiği İslami direniş eksenini kırma ve yalnızlaştırma komplolarına karşı, direnişin gücü, azameti ve siyonizm karşısındaki sebatının bir göstergesi olacak.

İslam İnkılabı önderi İmam Humeyni'nin ilan ettiği Dünya Kudüs Günü, 30 yılı aşkındır başta İran İslam Cumhuriyeti olmak üzere, dünyanın bir çok ülkesinde yürüyüş, toplantı ve gösteriler şeklinde düzenlenmekte.

Bu seneki Kudüs Günü ise ayrı bir önem ve anlam ifade ediyor.

Çünkü Kudüs Günü, direniş günü, İslam Ümmeti'nin emperyalizm ve siyonizmin sultasına, saldırganlığına, işgal ve katliamlarına karşı bir dayanışma günü. Kudüs Günü aynı zamanda, bölgesel direniş ekseninin İsrail'siz bir Ortadoğu'yu kurma projesinin simgesi durumunda.

"Arap Baharı" olarak adlandırılan bölgesel halk hareketlerinin emperyalizm ve siyonizmin bölgesel çıkarlarına yönelik oluşturduğu tehditi savuşturmak ve siyonist rejimin varlığını güvence altına almak için, ABD önderlikli ve bölgesel Arap diktatörlüklerinin de desteğiyle, direniş eksenini kırmak, özelde de Hizbullah'a karşı yeni komploları sahnelemek için sürdürdüğü sistemli ve organizeli kampanyalar karşısında, Kudüs Günü aynı zamanda "direnişe sadakat günü" olarak karşımıza çıkıyor.

Bu veçhile, diktatör rejimlere karşı başkaldıran halkların her Cuma gününe ayrı bir ad vermesi örneğinde olduğu üzere, bizler de bu yıl ki Kudüs Günü'nü "Direnişe sadakat günü" olarak adlandırıyoruz: Dolayısıyla, Kudüs Günü Direniş'in komplolara bir yanıtı olacak.

Direniş sadece askeri bir mücadele değil, bir kimlik, bir misyon, bir duruş ve bir istikameti ifade eder. Bu misyonun iki temel dayanağı "ümmet" ve "vahdet"tir. İslam Ümmeti üzerine etnik, mezhebi ayrışma ve çatışma planlarını sahnelemeye çalışan, direnişin emperyalizm ve siyonizm karşısındaki mevzilerini, kazanımlarını çökertmek isteyen emperyalizm ve bölgesel uzantılarına karşı "direniş" bir yürek birlikteliğini ifade eder. Rabbimizin Kur'an'da buyurduğu veçhile "tek bir ümmet" olma şuur ve sorumluluğunu kuşanan Müslümanlar direnişi koruma, kollama ve savunmayı İslam ümmeti adına en büyük bir görev addeder.

Bunun içindir ki bu misyonun mihverinde "Kudüs" vardır; Kudüs davası aynı zamanda ümmetimizin ittihad ve küresel cihad davasıdır. Emperyalizm ve siyonizmin şeytani sultası karşısında en büyük güç de bu ruhtur. İslam ümmetine özgür ve aydınlık bir gelecek vadeden, büyük zaferlerin kapısını açan ve Kudüs'ümüzün kurtuluşunu yakınlaştırıp İsrail'siz bir Ortadoğu projesini gerçekleştirme aşamasına gelen de bu ruhtur.

İşte bu ruh, Kudüs Günü'nin taşıdığı anlamlarla tecessüm ve tezahür etmiştir. Teslimiyete, ihanet ve uzlaşmalara karşı, eğilmeyen, boyun eğmeyen, her türlü fedakarlıklarla cihad ve direnişi sürdürme azim ve iradesini gösteren bu ruh, Kudüs gününde bir kez daha dalgalanacak, siyonizmin ömür yıldızlarını söndüren dalgalarıyla şirkin, zulmün ve tuğyanın duvarlarını sarsacaktır.

Kudüs Günü, şehidlerimiz ve Kudüs'ümüz ile, direnişimiz ve mukavemet önderliği ile olan yürek bağımızı, her türlü saldırı, komplo ve senaryolar karşısında ümmet dayanışmamızı yükseltmek, ahdimizi tazelemek için bir sınav günüdür...

İnşaallah bir sonraki Kudüs Günü'nde özgür Kudüs'te buluşmak üzere"

 velfecr