Dünkü Baykal bugünkü Baykal

Dünkü Baykal bugünkü Baykal

'dünkü Baykal' ile 'bugünkü Baykal' arasında dağlar kadar fark var.

Adem Yavuz Arslan - Bugün

Dünkü Baykal bugünkü Baykal

Siyasetçiler esneklik konusunda oldukça mahirler. Günün şartlarına göre söylem ve eylem değişikliği içinde bulunabilirler. Türk siyasi tarihi bu değişimlerin çarpıcı örnekleri ile dolu. Hatta bu durumu özetleyen Süleyman Demirel'in 'Dün dündür, bugün de bugündür' gibi veciz sözleri de var.

Buraya nereden girdik? Malum. Uzun zamandır Baykal'da bir Ergenekon karşıtlığı var. Her salı meclis grubunda Ergenekon'a yönelik eleştirilerini sıralıyor. Hatta zaman zaman cansiperane bir şekilde sanıkları savunuyor.

Danıştay saldırısına, bombalara, suikast planlarına, onca delile rağmen 'bunlar fasa fiso' diyebiliyor. Hükümeti ve savcıyı 'laik kurumlara karşı darbe yapmakla' itham ediyor. LAW silahlarını 'boru' diye tanımlayıp, 'illegal bir yapılanmanın olmadığını' iddia ediyor.

Oysa aynı Deniz Baykal, Susurluk sürecinde 'sonuna kadar gidilmesi'ni istiyordu. Hatta aynı Deniz Baykal, 29 Kasım 1990'da Meclis'te 'Gladyo'nun deşifresi için 'Meclis araştırması' açılmasını istemişti.

TBMM arşivinde de yer alan dilekçeye göre dönemin Sosyal Demokrat Halkçı Parti Milletvekili Baykal, NATO üyesi ülkelerde 'Süper NATO' veya 'Gladyo' olarak adlandırılan örgütlenmelerin olduğunu belirterek 'Türkiye'de de yeraltı örgütlenmeleri varsa bulunsun' diyor. Partili 5 arkadaşı ile Meclis Başkanlığı'na başvuran Baykal, bu tür illegal örgütlenmelerin terör olaylarını körüklediğini iddia ediyor.

Bugün bütün gücüyle Ergenekon soruşturmasına karşı çıkan Baykal o günlerde dilekçesinde şunlara yer vermiş: "Türkiye bir NATO üyesidir. Ülkemizde terör olaylarının varlığı, bazı dönemlerde yoğunlaştığı bilinmektedir. Birçok terör olayı aydınlanamamış, bu durum hukuk ve adaletin sarsılmasına neden olmuştur. Ülkemizde de benzer amaçlarla kurulmuş 'gizli örgütlerin' varlığı konusunda, yıllarca kamuda çalışmış üst düzey yöneticilerin birbiri ardına çelişkili açıklamalar yaptığı bilinmektedir."

Baykal uzun uzun Türkiye'deki faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması gerektiğini ifade ettikten sonra " Süper NATO örgütünün varlığı ülkemiz insanlarını ve demokrasimizi yakından ilgilendirmektedir. Son otuz yılda üç askeri müdahale yaşayan, terör olayları ile istikrarsızlığa sürüklenen ülkemizde geçmişin karanlığını aydınlatmak, demokrasimizin geleceği açısından bir görevdir" diyor.

Alıntıları uzun tuttum çünkü 'dünkü Baykal' ile 'bugünkü Baykal' arasında dağlar kadar fark var. Dün 'illegal ve gizli örgütlenmeleri deşifre etmek hepimizin görevidir' derken bugün soruşturmalara karşı çıkıyor. Bütün somut delillere rağmen 'bunlar fasa fiso' diyerek devletin kurumlarını rencide edici bir üslup belirliyor.

Baykal'daki bu yüz seksen derecelik dönüş neden acaba? Soruşturmanın derinleşmesi ile ortaya çıkacak olan tablodan mı endişe ediyor? Yoksa 'sonuna kadar gidilsin' diye Meclis araştırması istediği 'Gladyo' bugün ortaya çıkan 'Gladyo'dan farklı mı?

Etiketler: Deniz Baykal CHP gladyo yüz seksen derece eneklik eylem söylem