Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Elhamdülillah!

 

Bunca olay olurken, bu neyin nesi diyecek, “Seküler Müslümanlar”a söylüyorum: Alemlerin Rabbına hamdolsun, şükürler olsun..

Yoksa siz sadece nimetler artırıldığında mı şükredenlerdensiniz? Onu Medine sokaklarındaki köpekler de yapıyor.. Allah bizi her halûkârda, her şartı altında sabreden, şükreden ve direnenlerden bulacak.. Biz O’ndan razıyız, yeter ki, O bizden razı olsun.

Olanlara bakıp, karamsarlığa kapılmayın. Bizi gören, duyan, bilen, hüküm sahibi, “ol” diyince olduran, “öl” diyince  öldüren bir Allah’ımız var! O, Kader’e, Rızg’a ve Ecel’e hükmedendir.

Kimse rızgından fazlasını yemeyecek, ecelinden fazla yaşamayacak, Kaderin de ne varsa başına gelecek. Allah bizi mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir..

AK Partili dostlara hatırlatayım, başarılarınızla fazla övünmeyin. Hz. Yusuf’u hatırlayıp, hani başına gelmedik kalmamıştı, sonra iktidar oldu da, Allah onları 7 yıl bolluk ve 7 yıl darlıkla imtihan etti.. Allah (cc) Hz. Ali’ye iktidar vermedi. Hz. Eba Zer acından öldü.. Hatırlasanıza, Peygamberimiz 22 yıl peygamberlik yaptı da, kurduğu devlet 30 yıl içinde ısırıcı meliklerin eline geçti.. 4 Halifeden üçü şehid edildi. Hz. Osman’ı öldürmeye gelenlerin başında Hz. Ebubekir’in oğlu vardı. 

Sahi hatırlasanıza Hz. Peygamber vefat ettiğinde cenaze namazını kaç kişi kıldı..

Hz. Musa kavmi ile denizi geçti de, ümmetinin büyük kısmı çölde telef oldu gitti. Allah’ın ipinden tutununca denizi geçip, tutundukları ipi bırakınca derede boğuldular.. Sina’dan Kudüs’e 4 günük yolu, 40 yılda Tihan eylediler.. Hz. Harun yolda vefat etti. Hz. Musa Kudüs’ü göremedi. Hz. Musa ile başladıkları yolu Yuşa aleyhisselamla ancak tamamlayabildiler, başlarında Peygamberleri olduğu halde!

Yaptıklarınızla övünmeyin! Veren Allah alır da. Çünkü O, bizi, mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir..

Bakanlar, belediye başkanları, holding patronları, size söylüyorum, mülkün sahibi siz değilsiniz, Kader’e, Rızg’a ve Ecel’e hükmeden de siz değilsiniz.. Sahip olduğunuz güç ve servet, sizin değil! Belam Karun’u hatırlayın.. Bazı şeyler geldiği gibi gider de.

Kim ne yaparsa, iyilik ya da kötülük karşılığını görecektir. Allah cenneti ve cehennemi boşuna yaratmadı ve insanlara fırsat verdi de, insanlar yapıp yapmadıkları ile ya kendi cennetlerine tuğla, ya da kendi cehennemlerine sırtlarında odun taşıyorlar..

Ne, Allah’ı kıyamete, ne de iktidara mecbur bırakamazsınız.. Bu dünyanın tek gerçeği var, o da imtihan olduğumuz..

Katar’da şöyle olmuş, Suudiler böyle yapmış, Trump böyle demiş, falanın gerçek niyeti başkaymış, bütün bunlar bu imtihanın bir parçası.. Biz üzerimize düşeni yapalım. Bizi gören, duyan, bilen, hüküm sahibi bir Allahım’ız var ya hu! Ne gam. O Allah ki (cc) kuyudaki Yusuf’u Mısır’a sultan edendir. O bizi yeryüzünün varisi kılmak istemektedir. Yeryüzünü bize mescid kılmak istemektedir. Bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek istemektedir.. Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir Peygamberin ümmetiyiz. Biz yeryüzünden Allah’ın, mecazi anlamda halifeleriyiz. O’nun rızasının tecellisinin vesilesi olacağız. O’nun iradesi, her yeri, herkesi, her şeyi, hayrı ve şerri kapsar! Mülk O’nundur ve mutlak anlamda tek hüküm ve tasarruf sahibi O’dur O! Kadir-i mutlaktır O da. Yani mutlak iktidar sahibidir. Biz O’nun iktidarının yeryüzündeki temsilcileriyiz.

Olanlara bakıyorum da, Allah bizi büyük bir inkılab’a hazırlıyor. Büyük bir devrimin eşiğindeyiz.. Büyük dönüşümler büyük sancılarla birlikte gelir. Bütün bu yaşananlar bazı gerçeklerin anlaşılması için bir fırsattır.. Karanlığın en koyu anı aydınlığa en yakın olduğu zamandır. Zulm ile abad olunmaz. Bir şeyin kemali aynı zamanda zeval işaretidir. Bu şekilde toplumun hafızası canlanıyor, bazı gerçekleri yeniden hatırlıyoruz. İman edenler, erdemli insanlar, fasıklar ve zalimler, kafirler, işbirlikçi hainler daha net bir şekilde görülüyor. Kiminle ittihad, kiminle ittifak edeceğimiz, kiminle itilaflar gerçekleştireceğimiz ortaya çıkıyor.

Ne olur, biz bu arada tefrikaya düşmeyelim.. İstişare ve şûrayı elden bırakmayalım.. Her zaman merhametimiz gazabımızdan, sevgimiz nefretimizden büyük olsun. Sabırlı olalım. Fasıklar bir haber getirdiklerinde hemen kabul etmeyelim..

Bugün bölgemizde yaşanan yeni bir 15 Temmuz kalkışmasıdır. Bunun ucu gelip Türkiye’ye de dokunacak. İçimizde hâlâ çok sayıda hain var. AK Parti içinde de varlar. Cumhurbaşkanımızın etrafında sivil elbiseli “yaver”ler (!) olması sürpriz olmaz benim için.. Ya da ben meclis, kabine, partinin de çok da bu anlamda streril ortamlar olmadığını düşünüyorum. Ve şimdi bu konuda herkesin her zamankinden daha dikkatli olması gerek. Bu bize düşen görev.

Unutmayalım ki, Allah, cahil, zalim, fasık ve kafirlere, müfsitlere yardım etmeyecek..

Kafamızı kiraya vermeyelim.. Muhteris ve müfsid, menfaatı uğruna, din, devlet ve dostlarını feda edeceklerden uzak duralım.. Namazına, sakalına bakmayın bazılarının. Vay o namaz kılanların haline! Para, makam hırsı ve kadın onlarını gözünü döndürmüş de, gözleri var görmez, kulakları var duymaz, kalpleri var hissetmez olmuşlar. Onların gizlediklerinin ortaya çıkacağı bir gün var. Allah’ın ayıplarını örtmesi için Allah’tan korkup kuldan utanmaları gerekir ama, durum ortada. Azgın bir iştiha ile Allah’tan başka herkesten korkan, kibir küpü, ceberut bir sürü adamcık para ve koltuklarına sarılmış cehenneme doğru koşuyorlar.

Birilerinin bunlara cehennem ateşinin Esed’in ateşinden daha yakıcı olduğunu söylemesi gerek.. Birilerinin de bizim insani yardım hareketlerinin yöneticilerine himmetin buğdaydan daha değerli olduğunu, kalp gözünü açmanın kataraktan kurtulmadan daha ucuz ve önemli olduğunu söylemesi gerek ve tabii bir yandan da sırtında buğday taşırken.

Varlığa sevinmeyelim, yoklukla yerinmeyelim.. Kaybedenlere söyleyin, kazanacağız. Kazandıklarını sananlara söyleyin, kaybedeceksiniz.. Bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir. Biz ahirzaman peygamberinin ümmetiyiz ve hayat gece ve gündüz şeklinde devam edecektir.. Dağlar, ovalar, denizler aşacağız.. Mevsimler göreceğiz. Uzun yolculuğun sonunda Cennete kavuşanlara ne mutlu! Allemlerin Rabbine, bizi ramazana kavuşturan Allah’a şükürler olsun. Allahuekber, Elhamdülillah, Sübhanallah! Selâm ve dua ile..

yeniakit

Bu yazı toplam 954 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar