Merve Kavakçı

Merve Kavakçı

Elinde silah, korkar bir iğnecikten…

Dünya Kadınlar gününde 28 Şubat bitti mi.. Bazen insan kendini bir dilemmanın ortasında hisseder, ileri gitmek istersiniz gidemezsiniz. Bir şey ayağınızdan sizi olduğunuz noktaya sabitler, sağa sola hareket etmek istersiniz mümkün değildir, geri gitmek deseniz o zaten mümkün değildir, oracıkta beklemedesinizdir. Ama bu bekleme de değildir, hayat akıp gidiyor ve etrafınızdan geçiyordur zaten, bir şekilde siz de ona ayak uydurup gidebilmek çabasında olmalısınızdır, durmanın, hareketsizliğin ne size ne de etrafınıza faydası vardır çünkü… Ama işte ayaktaki kelepçe, tabanınıza yapışmış ne ise sizi orada durağan kılıvermiştir. Çaresiz ve yeniden yenilerek…

Düşünüyorum da şu bugünün tarihinde yani, kadınlara adanmış bugünde, 28 Şubat’la her gün yeniden uyanan kadınlar için bugünün ne anlamı vardır… 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü ilan edilmesinin doğru ve yanlışlığını tartışmanın dışında tutarak sormak istiyorum bunu. Yoksa hiç şüphesiz o konuda da söylenecek çok sözümüz olmalı, var da. Ama ben bugün onun ötesine geçmek, onu bir başka yazıya konu etmek niyetiyle kenara koyarak devam etmek istiyorum düşünce dünyamızda…

Haber 28 Şubat postmodern darbe günlerini, 2000’li yılların başındaki günleri, 2007’de Cumhurbaşkanlığı seçimi ile indirilen Necdet Sezer’li günleri aratmaz nitelikte. Haber 2016 senesinden, haber bu haftadan, haber bugünün haberi. İzmir’deki bir orduevinden. Ailesiyle birlikte kahvaltıya giden Fuat Uçakkuş, Astsubay Orduevinde, karısı ve iki kızı ve torunlarıyla beraber kapıda durduruluyor, eşi ve kızları başörtülü oldukları için içeriye alınmıyorlar. Bursa’dan gelmiş olan aileye başörtülerinin içeri girmeye uygun olmadığı söyleniyor ve çene altından bağlamaları gerektiği bildiriliyor. Onlar da tartışma fazla uzamasın düşüncesiyle bu zaman ve çağda…bütün çağdışılığı ile gelen talebe karşı….koskoca ordu mensuplarının kalbine korkular salan küçücük başörtüsü iğnesini çıkartmışlar ve kendi ifadeleriyle “kelebek” şeklinde bağlamışlar. Ama nafile! Kapıdaki asker nuh demiş peygamber dememiş, Uçakkuş ailesini çoluk çocuk aç bilaç yola düşmeye mecbur bırakmış.

Düşünsenize, bugün Cumhurbaşkanının eşinin Başbakanın eşinin başörtülü olduğu bir günde, onlar gibi başını örtmüş üç kadın önce “başınızdaki türban, öyle değil böyle örtün” demekle taciz evet kelimenin tam manası ile ta-ciz ediliyorlar ama sadece onlar mı yanlarındaki küçücük çocuklar da annelerine anneannelerine böyle davranan asker “amcalar”dan korkarak irkiliyorlar, sonra da asker “paşamızın” uygun bulduğu şekilde başörtülerinin şeklini değiştiriyorlar, buna rağmen hâlâ içeri alınmıyor, aç bırakılıyorlar.

Bu insanlığın neresine sığıyor, bu Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının neresine oturuyor, bu sular seller gibi ezberlediğiniz muasır medeniyetler hikayesinin hangi sayfasına tekabül ediyor, soruyoruz! Soruyor ve şikayetçi oluyoruz! Savcılarımız görevini yapsın! 

yeniakit

Bu yazı toplam 812 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar