EMRİNDE ORDU BULUNAMAZ
Başbakan Erdoğan'ın en yakınındaki isimden Genelkurmay'a şok çıkış.
Bugün Gazetesi'nden Seda Şimşek'in röportajında Başbakan Erdoğan'ın en yakınındaki isim AK Parti Genelbaşkan Yardımcısı Ömer Çelik, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Ergenekon Erzincan Davasının 1 Numaralı Sanığı 3. Ordu Komutanı Org. Saldıray Berk hakkında konuşan Çelik, "Yargının Türkiye'nin meşru hükümetine karşı bir tertip içinde olduğunu iddia ettiği bir kişinin, bu iddiaların gölgesi altında emrinde ordu bulunamaz, bulunmamalıdır. Kişisel görüşüm olarak söylüyorum, iddialar aydınlanıncaya kadar prensip olarak Genelkurmay tarafından açığa alınması gerekirdi." dedi.
İŞTE SEDA ŞİMŞEK'İN RÖPORTAJININ ÇARPICI BÖLÜMLERİ:
DARBEYi KAFALARINDAN GEÇiRENLER TSK'YI iMHA EDER
** Türkiye'de hâlâ bir darbe tehlikesi mevcut mu?
Türkiye'de darbe ihtimali bitmiştir. Kim ki kafasından darbe ihtimalini geçiriyor, herkes şunu bilsin, darbeyi kafalarından geçirenler demokrasiye ya da milli iradeye zarar vermekten çok Türk Silahlı Kuvvetleri'ni imha ederler. Birkaç açıdan imha ederler. Birincisi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde 1960'da ortaya çıkan emir-komuta zincirinin bozulması sürecinin yeniden rayına sokulması neredeyse 20 yıl aldı, bundan sonra böyle bir süreç yaşanırsa ebediyen düzelmez. İkincisi, her emekli olmak isteyen, işsiz kalacağı için darbeye soyunur. Üçüncüsü de millet nezdinde hiçbir meşruiyeti olmaz. Büyük bir vatana ihanet örneği göstererek, Türkiye'yi uluslararası sistemde ligden düşürürler.
27 NİSAN BİLDİRİSİ ZAVALLICA
** Geçici 15. maddenin kaldırılması ile 12 Eylül'ü yapanların yargılanması yeniden gündeme getiriliyor.
Biz bir siyasi partiyiz, Türkiye'yi yöneten hükümet bizim hükümetimiz. Biz siyaseti korumak, demokrasiyi korumak konusunda bu kadar çaba gösterirken, siyasete ve demokrasiye karşı suikastta bulunmuş bir dönemin koruyucusu olan bir maddeyi orada tutmamız söz konusu olamaz.
** 27 Nisan e-bildirisinin ardından hükümetin verdiği cevabı yazanlar arasında yer aldınız. Neler hissettiniz o gece?
O bildirinin ortaya çıkmasını hem çok acıklı, hem çok yanlış hem de çok zavallıca buldum. Düşünün, Türkiye'nin meşru hükümetine karşı gecenin bir yarısında internete koyulan bildiri hem vahim yanlışlıklarla dolu hem de zavallıca. Milletin ordusunun başındaki isim, kendinde milletin hükümetine uyarıda bulunma hakkını görüyor. Cevap yazılması konusunda Sayın Başbakanımız'dan talimat gelmiştir, konuyu içeriklendirmiştir. Belli bir heyet tarafından da bu yazılmıştır. O zaman dışarıdan bazı yerlerden "aman şöyle olsun, böyle olsun, yumuşak olsun, kurumlararası ilişki filan" diyenler olmuştur, ama hiçbir tereddüt gösterilmeden, "bedeli ne olursa olsun, siyasetin ve demokrasinin meşruiyetine gölge düşürmeye çalışılan bu girişime gereken cevap verilecektir" denilmiştir.
** Başbakan'ın verdiği talimat mı bu?
Gösterdiği irade bu yöndedir. Ben o iradeden algıladığımı söylüyorum. Kendisi ileride bunu anılarında ya da başka bir şekilde anlatır. Sayın Başbakanımız o gün hiç tereddüt etmeden, o bildiri yayınlandığı andan itibaren talimat vererek, bedeli ne olursa olsun siyaseti ve demokrasiyi korumak üzere gereken cevabın en etkili ve en net şekilde verilmesi konusunda bizi talimatlandırdı.
BERK AÇIĞA ALINMALI
** Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un, hakkında çeşitli iddialar gündeme getirilen 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk'e kefil olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çok yanlış buluyorum. Mesela Sayın Genelkurmay Başkanımız ıslak imza tartışmaları sırasında "Şu anda bu bizim için kağıt parçası, ama ileride yeni deliller çıkarsa değerlendiririz" demişti. Çok doğru bir yaklaşımdı. Şimdi de aynı açık kapıyı bırakması gerekirdi, bırakmamıştır. Bana göre iddianamenin içinde söz konusu kişiyle ilgili iddiaların 1 sayfa olması, içindeki iddianın şu olması bu olması önemli değil, yargının Türkiye'nin meşru hükümetine karşı bir tertip içinde olduğunu iddia ettiği bir kişinin, bu iddiaların gölgesi altında emrinde ordu bulunamaz, bulunmamalıdır. Kişisel görüşüm olarak söylüyorum, iddialar aydınlanıncaya kadar prensip olarak Genelkurmay tarafından açığa alınması gerekirdi.