"Türkan Saylan'ın mağdur edildiği algısının toplumda Ergenekon soruşturmasına duyulan güvene zarar verdiği tespitine ben de katılıyorum. Ama bunu Ergenekon yanlısı medyanın başarısı olarak görmek lazım. Gerçekten de bu konuda 'Çağdaş Yaşama Baskın' gibi manşetlerle belirli bir kesimin duyarlığını hedef alan çok iyi bir kampanya yürütüldü ve sonuç alındı."

İbrahim Kiras/Star

Türkan Saylan'ın mağduriyeti

Ergenekon soruşturmasını ciddiye alan kesim içinde de Türkan Saylan konusu iki farklı yaklaşım ortaya çıkardı. Bazıları 'her kim olursa olsun yargı karşısında dokunulmaz değildir' diyerek Ergenekon dostlarının eleştirilerine göğüs geriyor.

İkinci grup ise Saylan olayının Ergenekon soruşturmasının ciddiyetini ve güvenirliğini zedelediği endişesini dile getiriyor. Gerçi bunu söyleyenlerin çoğu ilk başta Ergenekon soruşturmasını hiç ciddiye almayan kesimdendi. Sonradan ortaya çıkan kanıtlar sayesinde fikirleri değişti. Ancak bu sefer de 'tamam Ergenekon diye bir şey var, ama saygın kişilerin mağduriyeti bu işin ciddiyetine, güvenirliğine zarar verir' diyorlar.

Türkan Saylan'ın mağdur edildiği algısının toplumda Ergenekon soruşturmasına duyulan güvene zarar verdiği tespitine ben de katılıyorum. Ama bunu Ergenekon yanlısı medyanın başarısı olarak görmek lazım. Gerçekten de bu konuda 'Çağdaş Yaşama Baskın' gibi manşetlerle belirli bir kesimin duyarlığını hedef alan çok iyi bir kampanya yürütüldü ve sonuç alındı.

Saylan'ın yalnızca evinde arama yapıldı. Ne gözaltına alındı, ne de tutuklandı. Buna mukabil neredeyse haksız yere idam edilmiş gibi bir algı oluşturuldu. Ama asıl mesele şu ki buradan yola çıkarak 'her ne olursa olsun, bir kısım saygın insanların böyle durumlarda bir tür dokunulmazlığı olmalı' anlayışı topluma kabul ettirilmeye çalışılıyor. Burası tehlikeli nokta.