Gazze Savaşı ve İran Faktörü
The New York Times yazarları David. E. Sanger ile Thom Shanker, Gazze savaşında İran faktörünü ele alan bir değerlendirme yaptı.
The New York Times gazetesinde yayınlanan analizi sunuyoruz:
İSRAİL İÇİN GAZZE SAVAŞI İRAN'A BİR MEYDAN OKUMA DENEMESİYDİ
DAVID E. SANGER ve THOM SHANKER
WASHINGTON Şimdilik Hamas ve İsrail arasındaki bir ateşkesle sona eren çatışma düzenli aralıklarla süren karşılıklı restleşmelerin en son sahnesi gibi görünüyor. Fakat Amerikalı ve İsrailli yetkililere göre ikinci ve stratejik bir ajanda açığa çıkıyor: Çatışmalar, İran'a karşı ileride gerçekleşebilecek herhangi bir silahlı mücadele için bir nevi alıştırma idi. Kudüs'e ulaşacak düzeyde geliştirilmiş füzeleri ve onları engelleyecek füzesavar sistemlerini açığa çıkardı.
Hiç şüphesiz Başbakan Benyamin Netanyahu ve Başkan Obama'yı en fazla ilgilendiren İran'dır. Usulde anlaşamasalar da, her ikisi de İran'ın nükleer programında ihtilafı çözmek için zamanın azaldığını ve belki de aylar kaldığını açıklıyor.
Onların bu savaş oyunlarına uygun olanlardan biri ise yeni nesil füzelerin İran tarafından Gazze Şeridi ve Lübnan'a aktarılmasını önlemekti. Bu füzeler, İran'ın vekilleri Hamas, Hizbullah ve İslami Cihat tarafından yaptırımlar nedeniyle yaşanan bir krizde veya İsrail'in İran'a nükleer tesislerine saldırması halinde kullanılabilir.
Amerika'nın İsrail büyükelçisi ve askeri tarihçi Michael B. Oren, İran füzelerinin Gazze'ye girişini Küba'nın füze kriziyle ilişkilendirdi. Ateşkesin sağlandığı Çarşamba günü, "Küba füze krizinde Amerika, Küba'dan ziyade Sovyetler Birliği'ni karşısına alıyordu." dedi. İsrail Savunma kuvvetlerinin "Savunma Sütunu" diye adlandırdıkları Gazze harekâtında ise "İsrail Gazze'yi değil İran'ı karşısına alıyor."
Bu titizce yapılmamış bir kıyaslamadır. Sovyetler Birliği'nin 50 yıl önce Küba'ya gönderdiği nükleer silahlardı. Gazze'de ise İran'dan gelen füze ve parçalar İsrail'in edindiği bilgiye göre doğru önemli çalışma sorunları olan sıradan silahlardı. Bir diğer açıdan ise İsrail Gazze çatışmasını İran'la sıkı ilişkileri olan Hamas ve İslami Cihat gibi örgütlerin yetkinliğini sınamak ve bunların bağlantısını çökertmek için kullanıyordu.
Aslında Hamas ve İsrail arasındaki sekiz gün süren savaşta ilk vuruş, muhtemelen Sudan'ın başkenti Hartum'da çatışmaların başlamasından bir ay önce meydana geldi. Burada İran'la gizli savaşta bir başka gizemli patlama gerçekleşti.
Hafif silahlar ürettiği öne sürülen bir fabrika 22 Ekim'de çok büyük bir patlamayla havaya uçuruldu. Patlamayı takiben 2 gün içinde Sudanlılar binanın Sudan'ın hava sahasına kolaylıkla nüfuz eden 4 İsrail savaş uçağı tarafından vurulduğunu söylediler. İsrailliler Bu konuda konuşmayacak. Fakat İsrailli ve Amerikan yetkililer, Sudan'ın uzun zamandır İran'ın Fecr füzelerinin kaçakçılığında başlıca transit geçiş noktası olduğunu aktarıyor. Fecr füzeleri, Hamas'ın Tel Aviv'e ve Kudüs'e son günlerde attığı bir füze türü.
İsrail topraklarındaki füze savunma savaşı dünyanın başka herhangi bir yerinde yaşanan gerçek savaşların en yoğun olanı diye tanımlanıyor. BU mücadele, İspanya iç savaśında hava kuvvetlerinin meşhur uygulamalarının havadaki mücadeleyi daha önce görülmemiş şekilde değiştirmesi gibi, savaşı aynı yoldan değiştirme potansiyeline sahip.
Elbette müzakerelerin yeniden başlaması için yapılan son bir deneme başarısızlığa uğrarsa İran'la yaşanan çatışma daha önce var olandan farklı görünecek. Gazze'de savaşın patlak ermesinden sadece bir hafta önce Amerika ile Avrupa ve İran Körfezi'ndeki Arap müttefikleri denizde tatbikat yapıyor ve Hürmüz boğazında gemilerin rotasına kayabilecek olan mayınları temizlemeye çalışıyorlardı.
Fakat İsrail ve Amerikan beklenmeyen durum planında İran'la bir çatışma esnasından 3 tehdit sıralanıyor: Bu savaşta kullanılan kısa menzilli füzeler, Hizbullah ve Lübnan'da konuşlanmış orta menzilli füzeler ve İran'dan uzun menzilli füzeler.
En sonuncusu olan El Şebab füzeleri; Amerikan ve İstihbaratçıları, İran bundan bir tane geliştirebilir, yani en zor olanı, bu füzelere nükleer başlık takılabilirse bu ülkenin birgün nükleer silaha sahip olacağına inanıyorlar.
Amerikan ordusundan bir hava savunma yetkilisi Amerikalı ve İsrailli askerlerin bu savaştan "kesinlikle çok şey öğrendiklerini" ve bunun, "bütün sıralı sistemlerin daha etkili katmanlı bir yaklaşıma" uyumlu hale getirilmesine katkı sağlayabileceğini söylediler.
Bu hedef ve meydan okuma kısa, orta ve uzun menzilli füzesavar sistemlerine ve bir sonraki çatışmada ortaya çıkabilecek diğer tehlikeleri önleyici araçlara bağlıdır.
Yine de İsrail semaları üzerinde tarihi füzeye karşı füze savunması gerçekleştirildi; İsrailli yetkililer Demir Kubbe sistemlerinin gelen 350 füzeyi engellediğini füze savunma alıcılarına girilen bütün hedeflerin yüzde 88'ine karşılık geliyor. İsrailli yetkililer füze savunma bataryalarını yeniden yüklemek için gerekli olan önleyicilerin ellerindeki sayısını belirtmekten çekindiler.
Çatışma başlamadan önce Hamas'ın 10.00012.000 arası birikmiş bir füze cephaneliğine sahip olduğu tahmin ediliyordu. İsrailli yetkililer Hamas'ın depolarına önceden yaptıkları saldırıların füzelerin sayısını birden düşürdüğünü söylüyor. Fakat bunlar İran tarafından verilenler ve de Suriye modeline göre Gazze'de üretilenlerdi.
Fakat İsrailli askeri yetkililer Hamas tarafından fırlatılan tahmini 1500 roketin insansız bölgelere yöneldiğini vurguladılar. Demir Kubbe'nin radar takip sistemleri insan yerleşimli bölgelere atılanlar ile vurulmaya değmeyecek yerlere atılan füzeleri hızla ayırt edebildi.
Güncel askeri tatbikatları değerlendiren fakat ismini vermek istemeyen bir Amerikalı askeri uzaman "Bu ayrım, bütün füze savunma sistemlerinin en önemli parçasıdır." Dedi. "İnsan yerleşimi olan bölgeler gibi karşılayacağınız füzenin korumalı bir alana ilerlediğinden emin olmak istiyorsunuz. Bu kesinlikle Demir Kubbe sistemini yetkinliğini doğrular."
Yetkili ve diğer uzmanlar İran'ın, Hamas'a İsrail'deki hedefleri vurması için verdiği füzelerin kabiliyet testinden geçtiğinden emin olduklarını; bu füzelerin yapılanmasının geliştirilmek üzere yeniden değerlendirilebileceğini aktardılar.
İsrail halen her biri 50 milyon dolara mal olan 5 füze savunma sistemini sahaya çıkarıyor. Bataryalarının sayısını ise iki katından fazlaya çıkarmak niyetinde. Geçen iki mali yıl süresince Amerika Demir Kubbe programına 275 milyon dolarlık bir mali yardımda bulundu.
Önleyicilerin her birini yenisiyle değiştirme ise binlerce dolara mal oluyor. Sadece iki hafta önce Genelkurmay Başkanı General Martin E. Dempsey, bugüne kadarki en büyük ortak Amerika-İsrail askeri tatbikatı sırasında İsrailli mevkidaşının daveti üzerine bir Demir Kubbe sahasını ziyaret etti. "Austere Challenge" adı verilen Üç haftalık tatbikat süresince Amerikan askeri personeli İsrail'e geçici olarak yerleştirilen kara tabanlı Patriot füze savunma bataryalarını ve de takip radarlı ve engelleyicileri taşıyan kalkan füze savunma gemilerini yönettiler.
Halihazırdaki krizde gerçekleştirdiği performansa rağmen Demir Kubbe'nin sınırları var. Demir Kubbe özellikle 50 milden fazla uzağa gidemeyen kısa menzilli füzeleri durdurmak için geliştirildi. İsrail, David Sling adında, son Amerika-İsrail ortak tatbikatında da bilgisayar üzerinden denemeleri yapılan orta menzilli bir füze savunma sisitemini geliştiriyor ve uzun menzilli füze savunma sistemi Arrow'u da çalışmaya başladı.
Washington Enstitüsü Yakındoğu Politikaları Savunma uzmanı Jeffrey White, "Daha önce kimse bu çeşit bir savaşta mücadele etmek zorunda kalmamıştı" dedi. "Ülkenin topraklarının yarısı üzerine çok sayıda füze geliyor ve atılan çok çeşitli füzeler var. "
KUDÜS HABER
İSRAİL İÇİN GAZZE SAVAŞI İRAN'A BİR MEYDAN OKUMA DENEMESİYDİ
DAVID E. SANGER ve THOM SHANKER
WASHINGTON Şimdilik Hamas ve İsrail arasındaki bir ateşkesle sona eren çatışma düzenli aralıklarla süren karşılıklı restleşmelerin en son sahnesi gibi görünüyor. Fakat Amerikalı ve İsrailli yetkililere göre ikinci ve stratejik bir ajanda açığa çıkıyor: Çatışmalar, İran'a karşı ileride gerçekleşebilecek herhangi bir silahlı mücadele için bir nevi alıştırma idi. Kudüs'e ulaşacak düzeyde geliştirilmiş füzeleri ve onları engelleyecek füzesavar sistemlerini açığa çıkardı.
Hiç şüphesiz Başbakan Benyamin Netanyahu ve Başkan Obama'yı en fazla ilgilendiren İran'dır. Usulde anlaşamasalar da, her ikisi de İran'ın nükleer programında ihtilafı çözmek için zamanın azaldığını ve belki de aylar kaldığını açıklıyor.
Onların bu savaş oyunlarına uygun olanlardan biri ise yeni nesil füzelerin İran tarafından Gazze Şeridi ve Lübnan'a aktarılmasını önlemekti. Bu füzeler, İran'ın vekilleri Hamas, Hizbullah ve İslami Cihat tarafından yaptırımlar nedeniyle yaşanan bir krizde veya İsrail'in İran'a nükleer tesislerine saldırması halinde kullanılabilir.
Amerika'nın İsrail büyükelçisi ve askeri tarihçi Michael B. Oren, İran füzelerinin Gazze'ye girişini Küba'nın füze kriziyle ilişkilendirdi. Ateşkesin sağlandığı Çarşamba günü, "Küba füze krizinde Amerika, Küba'dan ziyade Sovyetler Birliği'ni karşısına alıyordu." dedi. İsrail Savunma kuvvetlerinin "Savunma Sütunu" diye adlandırdıkları Gazze harekâtında ise "İsrail Gazze'yi değil İran'ı karşısına alıyor."
Bu titizce yapılmamış bir kıyaslamadır. Sovyetler Birliği'nin 50 yıl önce Küba'ya gönderdiği nükleer silahlardı. Gazze'de ise İran'dan gelen füze ve parçalar İsrail'in edindiği bilgiye göre doğru önemli çalışma sorunları olan sıradan silahlardı. Bir diğer açıdan ise İsrail Gazze çatışmasını İran'la sıkı ilişkileri olan Hamas ve İslami Cihat gibi örgütlerin yetkinliğini sınamak ve bunların bağlantısını çökertmek için kullanıyordu.
Aslında Hamas ve İsrail arasındaki sekiz gün süren savaşta ilk vuruş, muhtemelen Sudan'ın başkenti Hartum'da çatışmaların başlamasından bir ay önce meydana geldi. Burada İran'la gizli savaşta bir başka gizemli patlama gerçekleşti.
Hafif silahlar ürettiği öne sürülen bir fabrika 22 Ekim'de çok büyük bir patlamayla havaya uçuruldu. Patlamayı takiben 2 gün içinde Sudanlılar binanın Sudan'ın hava sahasına kolaylıkla nüfuz eden 4 İsrail savaş uçağı tarafından vurulduğunu söylediler. İsrailliler Bu konuda konuşmayacak. Fakat İsrailli ve Amerikan yetkililer, Sudan'ın uzun zamandır İran'ın Fecr füzelerinin kaçakçılığında başlıca transit geçiş noktası olduğunu aktarıyor. Fecr füzeleri, Hamas'ın Tel Aviv'e ve Kudüs'e son günlerde attığı bir füze türü.
İsrail topraklarındaki füze savunma savaşı dünyanın başka herhangi bir yerinde yaşanan gerçek savaşların en yoğun olanı diye tanımlanıyor. BU mücadele, İspanya iç savaśında hava kuvvetlerinin meşhur uygulamalarının havadaki mücadeleyi daha önce görülmemiş şekilde değiştirmesi gibi, savaşı aynı yoldan değiştirme potansiyeline sahip.
Elbette müzakerelerin yeniden başlaması için yapılan son bir deneme başarısızlığa uğrarsa İran'la yaşanan çatışma daha önce var olandan farklı görünecek. Gazze'de savaşın patlak ermesinden sadece bir hafta önce Amerika ile Avrupa ve İran Körfezi'ndeki Arap müttefikleri denizde tatbikat yapıyor ve Hürmüz boğazında gemilerin rotasına kayabilecek olan mayınları temizlemeye çalışıyorlardı.
Fakat İsrail ve Amerikan beklenmeyen durum planında İran'la bir çatışma esnasından 3 tehdit sıralanıyor: Bu savaşta kullanılan kısa menzilli füzeler, Hizbullah ve Lübnan'da konuşlanmış orta menzilli füzeler ve İran'dan uzun menzilli füzeler.
En sonuncusu olan El Şebab füzeleri; Amerikan ve İstihbaratçıları, İran bundan bir tane geliştirebilir, yani en zor olanı, bu füzelere nükleer başlık takılabilirse bu ülkenin birgün nükleer silaha sahip olacağına inanıyorlar.
Amerikan ordusundan bir hava savunma yetkilisi Amerikalı ve İsrailli askerlerin bu savaştan "kesinlikle çok şey öğrendiklerini" ve bunun, "bütün sıralı sistemlerin daha etkili katmanlı bir yaklaşıma" uyumlu hale getirilmesine katkı sağlayabileceğini söylediler.
Bu hedef ve meydan okuma kısa, orta ve uzun menzilli füzesavar sistemlerine ve bir sonraki çatışmada ortaya çıkabilecek diğer tehlikeleri önleyici araçlara bağlıdır.
Yine de İsrail semaları üzerinde tarihi füzeye karşı füze savunması gerçekleştirildi; İsrailli yetkililer Demir Kubbe sistemlerinin gelen 350 füzeyi engellediğini füze savunma alıcılarına girilen bütün hedeflerin yüzde 88'ine karşılık geliyor. İsrailli yetkililer füze savunma bataryalarını yeniden yüklemek için gerekli olan önleyicilerin ellerindeki sayısını belirtmekten çekindiler.
Çatışma başlamadan önce Hamas'ın 10.00012.000 arası birikmiş bir füze cephaneliğine sahip olduğu tahmin ediliyordu. İsrailli yetkililer Hamas'ın depolarına önceden yaptıkları saldırıların füzelerin sayısını birden düşürdüğünü söylüyor. Fakat bunlar İran tarafından verilenler ve de Suriye modeline göre Gazze'de üretilenlerdi.
Fakat İsrailli askeri yetkililer Hamas tarafından fırlatılan tahmini 1500 roketin insansız bölgelere yöneldiğini vurguladılar. Demir Kubbe'nin radar takip sistemleri insan yerleşimli bölgelere atılanlar ile vurulmaya değmeyecek yerlere atılan füzeleri hızla ayırt edebildi.
Güncel askeri tatbikatları değerlendiren fakat ismini vermek istemeyen bir Amerikalı askeri uzaman "Bu ayrım, bütün füze savunma sistemlerinin en önemli parçasıdır." Dedi. "İnsan yerleşimi olan bölgeler gibi karşılayacağınız füzenin korumalı bir alana ilerlediğinden emin olmak istiyorsunuz. Bu kesinlikle Demir Kubbe sistemini yetkinliğini doğrular."
Yetkili ve diğer uzmanlar İran'ın, Hamas'a İsrail'deki hedefleri vurması için verdiği füzelerin kabiliyet testinden geçtiğinden emin olduklarını; bu füzelerin yapılanmasının geliştirilmek üzere yeniden değerlendirilebileceğini aktardılar.
İsrail halen her biri 50 milyon dolara mal olan 5 füze savunma sistemini sahaya çıkarıyor. Bataryalarının sayısını ise iki katından fazlaya çıkarmak niyetinde. Geçen iki mali yıl süresince Amerika Demir Kubbe programına 275 milyon dolarlık bir mali yardımda bulundu.
Önleyicilerin her birini yenisiyle değiştirme ise binlerce dolara mal oluyor. Sadece iki hafta önce Genelkurmay Başkanı General Martin E. Dempsey, bugüne kadarki en büyük ortak Amerika-İsrail askeri tatbikatı sırasında İsrailli mevkidaşının daveti üzerine bir Demir Kubbe sahasını ziyaret etti. "Austere Challenge" adı verilen Üç haftalık tatbikat süresince Amerikan askeri personeli İsrail'e geçici olarak yerleştirilen kara tabanlı Patriot füze savunma bataryalarını ve de takip radarlı ve engelleyicileri taşıyan kalkan füze savunma gemilerini yönettiler.
Halihazırdaki krizde gerçekleştirdiği performansa rağmen Demir Kubbe'nin sınırları var. Demir Kubbe özellikle 50 milden fazla uzağa gidemeyen kısa menzilli füzeleri durdurmak için geliştirildi. İsrail, David Sling adında, son Amerika-İsrail ortak tatbikatında da bilgisayar üzerinden denemeleri yapılan orta menzilli bir füze savunma sisitemini geliştiriyor ve uzun menzilli füze savunma sistemi Arrow'u da çalışmaya başladı.
Washington Enstitüsü Yakındoğu Politikaları Savunma uzmanı Jeffrey White, "Daha önce kimse bu çeşit bir savaşta mücadele etmek zorunda kalmamıştı" dedi. "Ülkenin topraklarının yarısı üzerine çok sayıda füze geliyor ve atılan çok çeşitli füzeler var. "
KUDÜS HABER