Zayıflığımı gıyb"etçil" lere borçluyum..

1- Rekat Cafe: Ağız çiftliğinden kaçan büyükbaş lafı kovalama operasyonuna gıybet denir. Cami çıkışlarında yapılacak gıybetler için oldukça geniş ferah akustik mekan olan bu cafelerin tarihsel et yedirici süreci kısaca şöyledir! Cemaatten birinin uzun hutbelerden sıkılıp, avluya namazdan çıkmış balık gibi dalması ve imamın arkasından önce bir tesbih tanesi, sonra nohut, sonra kafa büyüklüğünde sallaması sonucu Rekat Cafeler kurulmuştur yapılacak gıybete göre işler büyütülecek eğer bu hızda giderlerse " Geleneksel Et Lokantasına" dönüştürülecek, gıybeti dinleyen bile kâra geçecektir.

Önce bir laf ebesi gelir içinde önyargı, çelişki, itham, riya olan bir cümleyi doğurtur. Bu doğum sonrası genelde namaz kılmaya gelen gençlerin kılığına kıyafetine bilumum bre melun tükürükleri sıçratılır ve ağız dolusu çekirge sıçratanların üçüncü denemeleri başarılı olur çünkü o camiler bu adamların kanamalı sözleri yüzünden genç cemaatini kaybetmiştir. İstediği gibi giyinerek Allah'la randevularına yetişen bu gençliği gören bir takım muhterem mahalle zatlarının Bu cafelerde en çok okudukları ilk üçe girecek duaları sırasıyla , Allah ıslah etsin, Allah bildiği gibi yapsın, Allah çoluğumuzdan çocuğumuzdan ırak etsin töbe bismillah senfonisi şeklindedir.

2- Zihinsel Rüküşler Derneği: ( Kuruluşu: 1900 Bağdaş) Bu dernek te gezicidir biz laikiz höttt çağdaşız heyyt pembe kuzuların sessizlerini biz güderiz modundan bir kuruş aşağı inmeyen tüccar kadınlar tarafından kurulmuştur yazııkkk! Genelde merdiven boşluklarında laf seyri halindedirler bu boşlukları tercih etmelerinin en büyük sebebi fiziğin kabul etmediği boşluğu akıllarına transfer etme istekleridir. Gıybetin çağdaş bahanesini ilk bu kabile bulmuştur. " ben yüzüne de söylerim" zırvalığı aslında " ben ancak arka yüzüne söyleyebildim" pısırıklığına tekabül eder. Bu dernekte okunan hiçbir kitap dergi yoktur sadece asalete ve adalete meydan okunur.

3- Muhafazakâr Kadın Kahvehaneleri: Pembemsi ses tonları ve şehriyeli cümle kurma çabaları yüzünden yaşam mücadelesine yenik düşen tek kavram kardeşliğimizdir. Telvesi radarlarının dibine çöktükçe insan sınama ayırt etme ağrısız eleştirme konforuna sahip olan bu bacılarımız genelde entel cafelerde tel tel gıybet yaparken günah alım satım işlerindeki başarısızlıklarıyla gıybetini yaptıkları kişiye yakalanırlar.. Ne komik;

_ Gülesimiz geldi napalım efendim!

_ Az Beklesin geliyorum hah hah haytt!

Eee azizim günah bu kolay alınmaz!

Şöyle duvara ve sefalete nazır olsun ki

İki laf çarpıtma sistemiyle daha teknolojik hızlı dinamik gıybetler zaaflar püskürtelim. Bu üç mekanı yıktırmak için belediyeye şikayete gerek yok gıybetini ettiğiniz masumların bir ahı temiz yıkımdır zaten. Yok efendim çok sevdim bu mekanları ne olur aşkım kalalım diyorsanız da "GIYB ET" lokantalarında mutlaka aile salonu vardır. İçeri buyurun..

Esra Elönü - Haber 7