Görmemişin oğlu ve Ergenekon!

Görmemişin oğlu ve Ergenekon!

Ömer lütfi Mete'ye göre 'Görmemişin oğlu olmuş koparmış Ergenekon'unu yemiş' gibi yayın yapanlar soruşturmaya, ulusalcı cepheden daha fazla zarar veriyor.

Ömer Lütfi Mete'nin köşe yazısı

Türkiye'ye yönelik dış manevracıların çekim alanına girmek veya ideolojik çekişmenin tarafı olmak keyifli. Kutuplar rahat...
Hepsi de vatan kurtarıyor maşallah! Kimi sadece vatanı değil, demokrasiyi, milleti ve hatta dini bile kurtarıyor! Kutuplar mutlu... Bir taraf soruşturmayı yürüten savcılar için 'dış etki', 'siyasi dürtü', 'hukuk adamlığını öldüren ideolojik veya dini şartlanmışlık' gibi keskin hükümler verirken 'iki kere iki dört eder' dercesine emin ve pişkin!

Öbür taraf da; 'kirli devletimizin toptan temizlenmesi' ile eşdeğer saydıkları kutsal bir hizmeti gerçekleştiriyormuş gibi yüksek amigo gururu ve süruru içinde!

Fakir ise 'Ergenekon Soruşturması'nın ne olup ne olmadığı hakkında doğaldır ki, sağlıklı bir bilgi sahibi değilimdir. Birtakım tahmin ve şüphelerimi de ihtiyatlı şekilde dile getirmeye çalışıyorum. Bu arada bazılarının sağlıklı bilgi sahibi görünmelerini de yadırgamaktan kendimi alamıyorum. Hele 'içeriden malumat' alıyormuş izlenimi vererek yorum yapanlar hakkında da suizanna kapılmamak için zorlanıyorum!

Kısacası, süreci yürütenler yüzünden değilse bile dış sebeplerle soruşturma bayağı sıkıntılı gidiyor. Bu şartlarda her özgür düşünce ve namus adamı şöyle bir soruyu muhakkak beyninde bulacaktır: 'Ergenekon Soruşturması'ndan rahatsızlık duyup tepki koyanlar mı sürece daha çok zarar veriyor, yoksa büyük coşku ile destek verip aynı zamanda başkalarının ulaşamadığı bilgileri yayınlayanlar mı?'

Böyle bir soruyu abes bulacak olanları vicdanlarıyla baş başa bırakalım. Bu bahisle ilgili 'Ne yapalım, bu tür bilgiler sadece bize gelmiyor ki, Ergenekon Çetesi'ni kollayan medyaya da geliyor ama onlar yayınlamıyor' şeklindeki itirazı da tamamen haklı bulalım! Böyle bile olsa; gerçekten soruşturmanın selâmetini isteyen bir zihin 'Madem, onlar yayınlamıyor, ben yayınlayınca da tek taraflı bilgi sızdırma gibi bir izlenim doğuyor, o zaman bu oyunu bozayım' demez mi? Daha mı açık söylemek gerek?

Bir taraf, soruşturmayı Gülen cemaatinin icraatı gibi göstermek için kampanya yürütüyor... Hal böyle iken cemaate yakın medya kuruluşları bazen öyle yayınlar yapıyorlar ki, kampanyayı yürütenlerin ekmeğine yağ sürüyorlar.

Nasıl mı sürüyorlar? Gülen karşıtları, bu yayınları alıp 'Bakın, işte Ergenekon Soruşturması'nı aslında kimlerin yürüttüğünü görüyor musunuz?' diye kampanyalarına destek malzemesi olarak kullanıyorlar. Böyle bir ortamda 'Gazetecilik mesleğinin gereğini yapıyorum, haber değeri gördüğüm malzemeyi kullanıyorum, karşı taraf bunu nasıl istismar ederse etsin' diyebilir misiniz?

Açıkçası 'Ergenekon Soruşturması' sayesinde Türkiye'de karanlık etkinlikler alanıyla ilgili büyük temizlik gerçekleşmesini bekleyenleri hem ümitli bir heyecan hem tereddütle izliyorum. Soru düşmüyor: Sahi; süreci gerçekte kim helalinden destekliyor, kim baltalıyor, kim kısa günün kârı için bilgi ve kanaat kirliliğimizi tırmandırıyor? 'Üst düzey' tutuklamalar karşısında 'Görmemişin oğlu olmuş koparmış Ergenekon'unu yemiş' gibi yayın yapanların soruşturmaya zararlarını, ulusalcı cepheninkinden daha fazla ciddiye alıyorum.
Bugün