Hindistan’da Yine Müslüman Katliamı
Keşmir bölgesini saymazsak genelde katliam haberleri Kurban bayramı zamanında olurdu.
Hindistan’dan aralıklarla katliam haberlerinin gelmesine adeta alıştık. İşgal altında olan Keşmir bölgesini saymazsak genelde katliam haberleri Kurban bayramı zamanında olurdu. Çükü Hindular için kutsal olan “inek” Müslümanlar tarafından kurban edilmesi sonucu fanatik Hindular Müslümanlara saldırır ve ibadet amaçlı kesilen kurban nedeni vahşice katledilirler. Bu katliam yüzyıllardan beri devam ediyor. Buna rağmen Hintli Müslümanlar yılmadan ve bıkmadan kurban ibadetlerini yerine getirmekte tereddüt dahi etmezler.
Hindistan kalabalık nüfusunun yanı sıra büyük alana da sahip olan bir ülkedir. Eyalet sistemi ile yönetilen ülkede bazı eyaletler vardır. Bunların bir kısmı tarihleri boyunca katliam yapan ve “Çapulculardan” oluşuyor. Bunların başında “Assam” ve “Uttar Pradeş Eyaletleri” geliyor. Uttar Pradeş’de 200 Milyon bir nüfus yaşıyor. Bu bölge halkı tarih boyunca kendinin dışında olan herkese hep mesafeli durmuş ve ötekileştiren bir inanışa sahip olmuşlar. Burada işin garip tarafı Komünistler ve aşırı Milliyetçiırkçı gruplar birbirleri ile “kanka” olmuşlar.
Irkçı görüşleri ile bilinen Bharatiya Janata Partisi'nin (BJP) en çok oy çıkardığı eyaletlerin başında gelen Uttar Pradeş eyaleti aynı zamanda Hindistan’ın en fakir eyaletlerinden de biridir. Komünist parti ile Irkçı BJP bazen ortak çıkarları doğrultusunda beraber hareket ediyorlar. Söz konusu İslam düşmanlığı olduğu zaman hemen ortaklaşa eylem yapıyorlar.
BJP hem Hindu dinini kullanıyor hem de ırkçılık fikirleri yayarak kendilerinin dışında olanları yok sayıyor. Komünist parti da Müslümanların ellerinde bulunan toprakları almak için Irkçılarla birlik olarak Müslümanları katlediyorlar. Irkçılar sözde Hindu dini için Komünistler ise toprak elde etmek için eyaletteki tüm Müslümanları temizlemek için çirkin bir pazarlığın içine girdiler.
Olayların ana kaynağını İngilizler oluşturuyor
Hatırlayanlarınız olacaktır. 1992 yılında yine ayni burada Uttar Pradeş’te 2 binden fazla Müslüman katledildi. Ayodha arazisinin üzerinde bulunan tarihi Babür Şah mescidini fanatik Irkçı Hinduların yıkması üzerine Müslümanlar tarihi camilerini korumaya çalışırken hunharca katledildiler. Hem de devlet güvenlik kuvvetlerinin gözleri önünde.
Camii 1528 yılında Babür Sultanı Babür Şah tarafından Ayodhya'da mevkiinde yaptırdı. Camii yapılırken Babürların esareti altında olan Hindular sesini çıkaramadığı gibi yağcılık olsun diye Hindu eşraftan krala hürmetlerini sunanlar hatta caminin inşaatında, daha doğrusu uzaklardan taşınan taşların getirilmesinde çalıştılar. 3 yüz yıl boyunca tüm inanç kesimleri hiçbir şey söylemedi.
Ne zaman ki emperyalist İngiltere Hindistan kıtasında yayılmacı politikası sonucu hakim olmaya başladı. Dikkatleri kendi üzerinden başkalarının üzerine çekmek için her yerde olduğu fitne fesat oyunları ile Hinduları Müslümanların üzerinesaldırtmayı başardı. 1845 yılında başlayarak Hindu din adamlarına sözde “bilgin” İngiliz soytarıları tarafından “Babür Mescidinin altında Hindu Tanrısı Ram’ın tapınağı var” yalanları ile halkı kandırmaya başladılar. Daha sonra bu yalan haber sanki Hindular için tarihi bir vesika imiş gibi dilden dile anlatılmaya başlandı.
Artık İngilizler bir tarafa çekilip yerel halk konuşmaya başladı. “Burada daha önce bir Hindu tapınağı vardı ve mescit yapılırken bu tapınak yıkıldı”. 1853 yılında bölgede arazi yüzünden ilk Hindu Müslüman çatışması yaşandı. Bu kargaşa 6 yıl sürdü. 1859 da İngiliz sömürge yönetimi Hindu halkının sempatisini kazanmak için araziyi tellerle çevirerek, Hindulara da tapınacakları bir yer verdi. Küçük çaplı çatışmalar olsa da zalim ve emperyalist İngilizler hep Hindularla birlikte olarak Müslümanları katlettiler.
Mescidin önünde yapılan Hindu tapınağı kanıksandı ses çıkarılmadı. Ancak bu pislikler ve fitneciler rahat durmadı. Bu kezTanrı Ram sözde rahatsız olmaya başlamış. “Benim heykelimi Mescidin içine dikin, yoksa hepinizi yok ederim” diye de tehdit etmiş(!). Nihayetinde Irkçı ve fanatik 1949’da Hindular Ram’ın derme çatma bir heykelini yapıp gece gizlice Babür ŞahMescidinin içine girip yerleştirdiler. Yine olaylar çıktı. Önceden hazırlıklı olan Hindular yine yüzlerce Müslümanı katlederken devlet camiyi ve tapınağı kapattı.
Babür Şah mescidini tamtam dansı yaparak yıktılar
Hindular İngilizlerin yardımı ile 1959 da Nirmohi Akhara Vakfını kurdular. Tapınak ve Ayodha arazisinin sahibi olarak bu vakıf gösterildi. Müslümanlarda aynı yollarla 1961 de Allahabad Mahkemesine müracaat ederek Babri Mescidinin resmi sahibi “Sünni Vakıf Kurulunu” gösterdiler. Hindulardan bir grup da Ram Lalla Komitesini kurarak olaya müdahil oldu. Mahkemeler devam ederken 1986 da Bölge mahkemesi caminin kapılarını açarak içeride Hinduların ibadet etmesine izin verdi. Tabii olarak bu haksız ve hukuksuz karar Müslümanların büyük tepkisine sebep oldu.
Irkçı parti ülkede yapılan önceki seçimde beklenen oyu alamadığı için bu gerginliği oya dönüştürmek için var güçleri ile çalışmaya başladı. 1991’de BJP lideri faşist ve katil Lal Krishna Advani, bütün Hinstan'daki Hinduları Ayodhya'ya Ram tapınağı yapmaya çağırdı. Bu vahşet duyurusuna kulak veren on binlerce Hindu 6 Aralık 1992’de Babri Mescidine girerek tamtam dansları eşliğinde 16. yüzyıla ait Babür Mescidi yıktılar. Karşı durmaya çalışan Müslümanlar büyük bedeller ödeyerekcanlarını ve mallarını kaybettiler. Ülke genelinde Müslüman Hindu çatışmaları yaşandı. Mescidin yıkılmasını durduramadılar ama Allah'ın cennetine girmeyi garantilediler.
Sonra ırkçı lider Advani tutuklandı ama partisi ülkenin üçüncü büyük partisi haline geldi. 10 yıl sonra mahkeme araştırma dosyalarını tamamladı. 2010’da Allahabad Yüksek Mahkemesi 60 yıl süren dava sürecini sona erdirerek tartışmalı arazinin 3 davacıya bölüştürülmesi kararını verdi. Buna Göre 11 Bin Metrekarelik Arazinin Üçte Biri Sünni Vakıf Kurulu'na, Üçte Biri Hindu Ram Lalla Komitesine ve Üçte Biri de Hindu Nirmohi Akhara Vakfına Verilecek.
Ram Lalla Komitesi Hindu dininde değişiklik yaptı. Tanrı Ram aslında başka bölgenin tanrısı olmasına rağmen sahte belgelerle Ram’ın doğum yeri tam da Caminin inşa edildiği yer olarak gösterildi. Mahkeme de böylece Ram'ın doğum yeri olarak ilan edilen yerde bulunan Ram heykelleri yerinde kalmasına karar verdi.
Ancak dava Hindular açısından hala bitmedi. Müslümanların elinde bulunan yaklaşık 3 bin kusur metrekarelik alanı da almak istiyorlar. Böylece Müslümanların bu eyalette köklü bağlarının olmadığı mahkeme kararı ile ispatlanmış olacak. Bölgedeki tüm Müslümanları mecburi göçe zorlamak, göç etmeyecekleri ise katletmek için canice plan yapıyorlar.
Hindular olayları çarpıttırıyor
Eyaletin Muzaffernagar şehrinde sözde bazı Müslüman gençler Hindu kızlara laf atıp akabinde tecavüz etmişler. Tamamenyalan ve asparagas bir haber yüzünden masum Müslümanları katletmeye yönelik yapılan bir tezgahtır. Hatırlayacaksınız ayni yalan haber geçtiğimiz yıl Myanmar’daki Arakanlı Müslümanlar için söylenmişti. Neticesinde binlerce masum Müslüman katledildi. Ayni oyun şimdi bu eyalette oynanıyor. Yerel radyo ve televizyonlarda Müslümanların Hindu kadınlara ve kızlara tecavüz ettikleri anonsları geçildi.
Zaten son zamanlarda Hindistan’da artan tecavüz olayları halkı çılgına döndürdü. Hele tecavüz eden bir de Müslüman ise bu daha da vahim bir olaydır. Hindular bu olayı protesto etmek için sokaklara çıktı. Halk yolda yakaladıkları 3 Müslüman genci diri diri yakarak vahşice katlettiler. Bu görüntüleri hem Hindu fanatikler hem de Müslümanlar kendi sosyal paylaşım sitelerinden duyurmaları üzerine zaten tarihi gerginliğin olduğu bu bölgede bir de böylesi vahşetin yaşanması her iki tarafı sokağa ve silahlara sarılmaya itti.
İlk gelen bilgilere göre 38 kişi öldü. Bunların 25’inin Müslüman olduğu diğerlerinin ise Hindu olduğu bildirildi. Yaralananlarınsayısı ise 89 civarında. Hastaneye kaldırılan bazı Müslüman yaralılar ise hastanelerden bir şekilde kaybolmuşlar. Büyük ihtimalle yönetimi elinde bulunduran Sosyalist Samajwasi Partisi’nin desteği ile ırkçı BJP militanları yaralı gelen Müslümanları kaçırarak gizlice katlediyorlar. Çünkü şehrin dışında kimliği belli olmayan bazı erkek cesetleri bulunmuş. Olaylar hala sıcaklığını muhafaza ediyor. Kurban bayramının yaklaşması neticesinde tansiyon daha da yükseleceğe benziyor. Allah Müslümanların yar ve yardımcısı olsun.
Komünist ve ırkçı ittifak daha Müslümanların yaşadıkları köylere saldıracaklardır. Myanmar’da olduğu gibi devlet güvenlik birimleri köyün dışında bekleyecek katil militanlar Müslüman halkı katlettikten ve soygunlarını tamamladıktan sonra delil kalmasın diye etrafı yakacaklar. Devlet birimleri de geleneksel yalanını bir kez daha tekrarlayarak “ failleri araştırıyoruz” deyip yıllarca sonra da “bulamadık” deyip dosyayı kapatacaklar.
Bölgedeki köylerde asker ve polis sokağa çıkma yasağı ilan ederek, kontrolü sağlamaya çalışıyor. Eyalet polis amirlerindenArun Kumar yapılan incelemelerde, saldırıların organize ve planlı olduğu kanaatine vardıklarını dile getirmesi son derece önemli. Devlet birimleri belki de ilerde olacak olan olaylara seyirci kalmaz.
Bu katliam hazırlığının gelecek yıl yapılacak olan seçimlere yönelik bir çalışma olduğu biliniyor. Bu oyuna merkez Yeni DelhiHükümeti dahil olup olmayacağı önem arz ediyor. Olaylar yayılmadan derhal durdurulması gerekir.
Suriye ve Mısır’da yaşanan Müslüman katliamlarından sonra Hindistan’da yeni bir katliam yaşanmasını bu ümmet zor hazmeder. Yeryüzündeki tüm insanların ve özellikle de tüm Müslümanların barış ve huzur içinde yaşamalarını temenni ediyorum.
Aslan Balcı