Hudeybiye'de Anlaşma Zafere Tercih Edilmiştir
Hudeybiyede Müslümanlarla kafirler arasında bir savaş çıksaydı Müslümanların galip geleceğini anlıyoruz. Fakat Allah, sadece kendisinin bildiği hikmete binaen burada anlaşmayı zafere tercih etmiştir.
Abdüssettar Kasım
Katar'ın başkenti Doha'da yapılan Kudüs Konferansında Filistin Özerk Yönetim Başkanı Mahmut Abbas, Siyonistlerin Kudüs'ü Yahudileştirmesine tepki göstermek için Müslümanların şehri ziyaret etmelerini istedi. Böyle bir ziyaretin işgal rejimiyle ilişkileri normalleştirme anlamına gelmeyeceğini de iddia etti. Bu konuşmanın ardından, kendisine bağlı Evkaf Bakanlığının dayatmalarına maruz kalan Batı Yaka'nın bir çok hatibi Cuma hutbesinde (02 Mart) aynı konuyu işledi. Onlar da aynen Abbas gibi Müslümanları Kudüs ve Mescidi Aksa'yı ziyaret etmeye davet ettiler. Bununla yetinmediler, işgal altında olan bu şehri ve Mescidi Aksa'yı ziyaret etmenin bu aşamada haram olduğuna dair fetva veren Allame Yusuf El-Karadavi'ye de saldırmaktan geri durmadılar. İmamlar ziyaret çağrısını, Hz. Peygamber (s.a.v)'in müşriklerin yönetiminde Mekke'ye girişiyle desteklemeye çalıştılar.
Allah Resulü Hz. Muhammed Mekke'yi elinde kılıcı olduğu halde ziyaret etmek istedi. Ancak Allah (c.c) onun için Hudeybiye Anlaşmasının tamamlanmasını irade etmişti. Hz. Peygamber Mekke'yi asla zelil bir şekilde ziyaret etmedi. Tersine güçlü bir irade ve elinde silahıyla ziyaret etti. Allah'u Teala Fetih süresinde şöyle buyuruyor: "Allah size, elde edeceğiniz birçok ganimetler vaad etmiştir. Bunu size hemen vermiş ve insanların ellerini sizden çekmiştir ki bu, müminlere bir işaret olsun ve Allah sizi doğru yola iletsin. Bundan başka sizin güç yetiremediğiniz, ama Allah'ın sizin için kuşattığı ganimetler de vardır. Allah herşeye kâdirdir. Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı arkalarına dönüp kaçarlardı. Sonra bir dost ve yardımcı da bulamazlardı."Ayeti kerimelerin akışından (Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı arkalarına dönüp kaçarlardı) Hudeybiye'de Müslümanlarla kafirler arasında bir savaş çıksaydı Müslümanların galip geleceğini anlıyoruz. Fakat Allah, sadece kendisinin bildiği hikmete binaen burada anlaşmayı zafere tercih etmiştir. Ama Allah'ın tercihiyle Abbas'ın tercihini kıyaslamak asla mümkün değildir.
Müslümanların Kudüs'ü ziyaret etmeleri için öncelikle bulundukları ülkelerindeki Siyonist konsolosluğa gidip vize almaları, bunun için ücret ödemeleri, vize aldıktan sonra işgal yönetiminin kontrolü altındaki El-Lud Havaalanı için de ayrıca ücret ödemeleri gerekir. Sadece bu değil, oraya gidinceye kadar bir kısmı direk işgal yönetimine giden bazı vergiler için de ücret ödemesi gerekir. O bunu yaparken Siyonist istihbaratı da onu avlamak, kendisinden bilgi almak veya daha sonra kendi çıkarı için kullanmak üzere devreye girer. Böyle bir ziyaretin işgal yönetimini, işgal ordusunu güçlendirecek bir faaliyete dönüşmesi uzak bir ihtimal değildir.
Böyle bir ziyaret düşmanla ilişkileri normalleştirme ve onu kabul etmekten başka bir şey değildir. Bu tür ziyaretler ancak işgalcinin iradesine ve iznine bağlı olarak gerçekleşebilir. Bu, Mescidi Aksa ve Kudüs şehrini işgal eden gayri meşru varlığı kabul etmek demektir.
Kudüs'e gitmek isteyen oraya özgürken girsin. İşgal yönetimini besleyecek paralar harcayarak gelmek yerine kılıcını kuşanıp Kudüs'e doğru yola koyulsun. Kudüs'e boynu bükük ve başı eğit bir şekilde değil; başı dik, izzetli ve onurlu bir şekilde girilmeli. İşgal yönetimi ancak bu şekilde Kudüs'ün mukaddes olduğunu ve birilerinin söz ve fiilleriyle onun için baş kaldıracağını anlar.
Diğer taraftan düşmanla tokalaşan; onunla ticari, siyasi, diplomatik ve ekonomik ilişkiler kuran birinin Kudüs'ten, Kudüs'ün kutsiyetinden ve oranın Yahudileştirilmesinden bahsetmemesi gerekir. Demagoji ve yalanlardan bıktık artık.
fiem