İntihar Saldırıları

İntihar Saldırıları

Yalnızca geçtiğimiz hafta intihar saldırılarında elli kişi öldü. Geçtiğimiz beş yıl içerisinde yalnızca Irakta, masum insanlara yönelik binlerce intihar saldırısı oldu ve binlerce saldırgan da intihar saldırılarını yapamadan yakalandı ve Irak hapishanele

Hüseyin TAŞ / Rast Haber

 Allah'ın adıyla

        Irak'ta intihar saldırıları sonucu onlarca insanın ölümüne herkes alışmış görünüyor. Gün ve hafta geçmiyor ki Müslüman halklar bir intihar saldırısına maruz kalmasınlar. Türbelerde, mescitlerde, caddelerde binlerce erkek, kadın ve çocuk parçalanarak can verdi ve veriyor. Yüz binlerce insan sakat kaldı ve milyonlarca çocuk yetim kaldı. Irak'ta ortalama ayda iki yüz kişi intihar saldırılarında can vermektedir.

      Yalnızca geçtiğimiz hafta intihar saldırılarında elli kişi öldü.  Geçtiğimiz beş yıl içerisinde yalnızca Irakta, masum insanlara yönelik binlerce intihar saldırısı oldu ve binlerce saldırgan da intihar saldırılarını yapamadan yakalandı ve Irak hapishanelerinde yatmaktalar. Beş altı yıl içerisinde masum Irak halkına yönelik gerçekleştirilen bu saldırılarda ölen insan sayısı yüz binlerle ifade edilmektedir. Evet, yanlış okumadınız yüz binlerle ifade edilmektedir. Yine Pakistan'da da bu tür saldırılar sonucu günde ortalama elli kişi hayatını kaybetmektedir.

    Irakta gerçekleştirilen saldırılarda özellikle mescitler ve mukaddes mekânlar seçilmektedir. Irakta hiçbir intihar saldırısı Sünnilerin mescitlerinde olmamaktadır. Özellikle Necef'te İmam Ali, Kerbela'da İmam Hüseyin, Bağdat'ta İmam Musa Kazım ve Samarra'da imamlara ait türbeyi yıkan saldırılar gerçekleştirildi. Yine pazar yerlerine yönelik saldırılarda binlerce masum insan parçalanarak öldürüldü.

    Tarihin hiçbir döneminde bu kadar acımasız, bu kadar hunharca kitleler halinde mukaddes mekânlarda saldırılara maruz kalmadı. Hiçbir terör hareketi, bu saldırıları yapanlar kadar ibadet yapan insanlar üzerine saldırılar yapmadı. Dünyada hiçbir terör örgütü bu derece vahşet işleyememiştir.

        Bu saldırıları mezhepler arası savaş olarak ele almak temelden yanlıştır. Bu saldırılar Şiilere saldırmayı caiz görenlerin cinayetleridir ve tek taraflı olduğu için mezhepler savaşı olamaz. Mezhepler arası savaşın olmamasını garantileyen de Şia ulamasının sabırlı ve basiretli yaklaşımlarıdır. Mezhepler arası savaştan bahsetmek ise ancak İslam ve insanlık düşmanlarını memnun etmektedir. Bu saldırıları yabancı güçlerle de izah edemeyiz. Bu saldırıların hedefinde genelde Şii Müslümanlar ve imamların türbeleri ya da mescitler var. Düzenleyenler bazı Selefi Sünni guruplar olup, Sünnilerin ekseriyeti tarafından zaten  onaylanmamaktadır. Şiilerin düzenlediği intihar saldırılarından bahsetmek zaten mümkün değildir.

     Bu saldırılar ülkemizde gazete ve televizyonlardan "Şiilerin mescidine, Şiiler için mukaddes olan Kerbela'da İmam Hüseyin türbesine, Necef'te İmam Ali türbesine" saldırılar şeklinde verildi.  Hz. Hüseyin'in ve Hz. Ali'nin türbeleri sanki Sünniler için mukaddes mekân değilmiş gibi üstüne basa basa Şiiler için denilerek haberler verildi. Bu tür haber vermenin insani olmayan yanı, olayın vahametini azaltma çabası güdülmesidir. Yani çok önemli değil Şiilere karşı intihar saldırısı oldu gibi haberler verildi.

      Irak'taki bu terör olaylarında ülkemizdeki gazete ve televizyonlar yazan ve program yapanlar çok büyük manevi vebal altında kaldılar. Sağından soluna, özellikle İslami kesim olarak ifade edilen gazete ve gazeteciler bu konuda terörün aleyhinde olamadılar.

 Ülkemizdeki medya, yazar ve âlimler,  Iraktaki terör konusunda şu yanlışlıkları yaptılar:

1 – Ülkemizde medyada bu konularda söz söyleyenler, Irak'taki intihar saldırılarının adını koyamadılar. Bu insanlık dışı saldırıların kimler tarafından ve ne amaçlarla gerçekleştirildiğini ifade edemediler ve etmediler.  Genellikle intihar saldırılarını düzenleyenler direnişçi olarak verildi. İntihar saldırısının hedefindekiler de doğal olarak işbirlikçi olarak ele alındı. Bu şekildeki yaklaşıma yüzlerce örnek bulunabilir.

2 – Müslümanları genelleme yaparak temize çıkarmanın ne gerçeklerle, ne akılla ne de İslam'la alakası olabilir. Özellikle İslami kesimden bu konuda görüş belirtenler anlamsızca Müslümanlar bu saldırıları yapmazlar gibi yersiz savunma içerikli yaklaşımlar sergilediler. Müslümanlar bu intihar saldırılarını yapmıyorlarsa kimlerin yapıyor olduğunu açıklayamadılar. Müslüman bu tür cinayet işlemez diyenler ya bu olayları görmüyorlar ya da tarihten haberleri yok.  Bu saldırılar sonucu Irak'ta ölen insan sayısı İşgalci Amerika'nın saldırıları sonucu ölenlerden kat kat fazladır.

3- Bu ülkedeki din adamlarının bu intihar saldırıları konusunda açıklamalarını duyamıyoruz. Dini açıdan bu insanlık dışı saldırıları mahkûm etmek gerekmez mi? Din adamlarımıza göre de acaba medyanın sunduğu gibi Hz. Ali'nin türbesi ya da Hz. Hüseyin'in türbesi Şiilerin mukaddes saydığı mekânlar mı? Sünniler açısından bu mekânlar mukaddes değil mi? Bu mekânları mukaddes saymayan İslami anlayış olabilir mi? Bu olaylar karşısında sessiz kalmak, yazmamak ve konuşmamak İslami açıdan acaba affedilecek bir durum mudur?

    Iraktaki intihar saldırılarında tümüyle Şii Müslümanların gittikleri mescit ve mukaddes mekânlar hedef alınmaktadır. Şu ana kadar bir tane Sünni camiye yönelik intihar saldırısı olmamıştır.  Özelde Sünnilerce hürmet gösterilen bir tane türbeye karşı intihar saldırısı olmamıştır. Bunların nasıl da bu şekilde olduğunu saygıdeğer din adamları açıklamalı değil mi?  Yoksa bu insanlık faciasıyla ilgilenmek din adamlarımızın ilgisi ve bilgisi alanında değil mi?

   İslam, insanlığın sorunlarına karşı lakayt kalmayı asla caiz görmez.

4- Bu ülkede insan haklarını gündeme getiren dernekler ve kuruluşlar bu konuda  acaba seslerini çıkarabildiler mi? Bu konuda insani duyarlılığı ortaya koymak noktasında neler yaptınız? Iraktaki bu cinayetler ki bir milyondan fazla insan bu tür saldırılarda can verdi. İnsan hakları adına bu olayların anlaşılması, sorumlularının tanınması ve mahkûm edilmesi gerekmez mi?

5 – Ey aydınlar, ey İslamcı yazarlar ve ey din adamları ve ey ülkemizde insan hakları savunuculuğu yapanlar Irak'taki bu cinayetlerde hepinizin üzerinde kara lekeler var. Hepiniz bilmeden ve anlamadan ve bir bilgiye dayanmadan bu olayları işgalciler yapıyordur diye anlamsız bir izah getirdiniz. Tabii ki bir bilgiye dayanmadığınız için işgalcilerin, bu kadar intiharcıyı nasıl elde ettiğini izah edemezsiniz. Söyleyin intihar saldırılarında ölen saldırganları yoksa Amerikan işgal güçleri satın mı alıyor? Fazla imkân sunarak binlerce saldırganı ölüme mi yolluyor? Bu akılsızca izahlarla toplumumuz olan olayları nasıl anlasınlar? İslam dünyasındaki intihar saldırganlarının tamamına yakını Müslüman kimlikli kişilerdir.

6- Televizyonlarda dünyadaki olaylarla ilgili program yapanlar açısından "intihar saldırıları" konulu bir program olamaz mı? Böyle bir program tamamen insani hassasiyetlerle ve sorumluluk gereği yapılmış olur. Irak'taki çoğu evde yakınlarını intihar saldırılarında kaybetmiş mazlum bir halk var. Ayrıca insanlık tarihi bu kadar ve bu şekliyle teröre maruz kalmamıştır. Camide namaz kılarken caminin içinde vücutlarına yerleştirdikleri bombaları patlatarak camileri ya da pazar yerlerine patlayıcı yüklü araçla gerçekleştirilip yüzlerce insanı parçalayan bu saldırılar ya da yalnızca bir saldırıda Hz Ali'nin türbesinde altı yüz kişinin hunharca öldürüldüğünü biliyoruz.

7 – Irak hükümet yetkilileri Irak'ta gerçekleştirilen intihar saldırganlarının yarısının Arabistan vatandaşı olduğunu açıkladı. Aynı zamanda bu açıklamasını Arabistan hükümetiyle de paylaştı.  Bu intiharcı Arabistanlılar, canlarını ortaya koyarken cihat yapıyorlar. Cenneti elde etmek için canlarından vazgeçiyorlar. Bu saldırganların hepsi de müslümandır. Yani başka dinden olan yok. Hani Müslümanlar bu tür eylem yapmazdı?

      İntihar saldırılarını mahkûm etme konusunda hükümetimiz kısmen duyarlı davranmış ve diplomatik dille bu saldırıları kınamıştır Keşke din adına söz söyleyenler en azından hükümet kadar cesaret gösterseydiler. Din adamları, din adına konuşma yapanlar, dini cemaatler bu konuda alabildiğine bir körlük ve izah edemeyecekleri bir kötülük içerisindedirler. Hoca efendiler hedef İsrail olduğunda gözlerinden yaşlar giderken hedef mazlum Irak halkı olduğunda hiç sesleri çıkmamaktadır.

      Eğer müslümanım diyenlerin düzenlediği bu intihar saldırılarıyla Hıristiyan, Yahudi, Budist ya da Ateist öldürülseydi Müslüman âlimler, yazarlar, gazeteci ve aydınlar haklı olarak defalarca kınama ve mahkûm etme durumunda olurlardı. Ama ne olduysa Iraklı Müslümanlara ya da Pakistanlı Müslümanlara karşı işlenen bu cinayetlere karşı affedilmez bir sessizlik hâkim oluyor. Hiçbir Müslüman, bu sessizliğin hesabını Allah'a veremeyecektir. Bu sessizlik lekesi,  zemzemle bile yıkanamaz. Bari bundan sonra bu yanlışlığın içerisinde olunmasın.

     Allah'ım bu kahrolası körlük, vicdansızlık ve cehaletten ülkemizin âlim, aydın ve yazarlarını kurtar. Allah'ım onlara hiçbir mazeretlerinin olmadığını öğret.