İsrail: Ölsün Daha İyi
Ölü İsrailli Hamas'ın Elinde Yaşayan İsrailliden Daha İyidir...
Dr. Isam Şâver / Fiem
"İsrail" askeri Gilad Şalit, Hamas Hareketi tarafından serbest bırakıldıktan sonra belki bedensel sağlığına yeniden kavuşmaya başladı. Fakat ruh sağlığının iyileşmesi için zamana ihtiyacı var. "Özgür İnsanlara Vefa" anlaşmasının ardından "İsrail"in sıkıntısı daha da arttı. Hamas'ın daha başka askerler esir alma tehditlerini ciddiye alıyor. Şalit sonrasına hazırlanıyorlar. Ne pahasına olursa olsun, kaçırılan askerin hayatı aşırı tehlikeyle yani ölümle karşı karşıya da kalsa, asker kaçırılmasını önlemeyle ilgili Hannibal Protokolü'nü yeniden gündeme getiriyorlar.
Kaçırılan askerin geri getirilmesinin kutlanması ve ödenen ağır bedelin övülmesi çok sürmedi. Bazıları düşman başbakanına esir takası anlaşmasını kabul etmesi için baskı yapan halkı suçladı. Bazıları ise bizzat Netanyahu'nun kendisini İzzeddin El-Kassam'ın taleplerine boyun eğmekle ve güçsüzlükle itham etti. Anlaşmazlıklar artıyor. Şalit ve ailesi, askerlerinin "Özgür İnsanlara Vefa" anlaşması gibi bir anlaşmayla evlerine dönmektense ölmesini tercih eden bir ordu karşısında şanslı olduklarının farkındalar. Az önce bahsettiğim protokolün tartışılması ise, askerlerin kaçırıldıkları anda öldürülmelerine engel olabilecek her hangi bir yanlış anlamayı gidermek içindir.
Gazze Savaşı'nda işgal ordusunun bazı komutanları askerlere kaçırıldıkları anda kendilerini havaya uçurmaları emri verdi. Bazıları da, kaçırılan askerlerin hayatı tehlikeye girecek olsa bile kaçıranlara ateş etmelerini tavsiye etti. Bazıları ise Gilad Şalit olayında olduğu gibi kaçırılan askerin kendi haline bırakılması görüşündeler. İşgal devletine göre bu sonuncu grup problem. Çünkü ona göre, herkesin "Ölü bir İsrailli, kaçırılıp "İsrail"e utanç getirecek diri bir İsrailliden daha iyidir" ilkesine bağlı kalması gerekiyor.
Şu anda "İsrail" ile Mısır arasında uygulanmayı bekleyen bir anlaşma var. Mossad ajanına karşılık "İsrail"in ödediği bedel otuz Mısırlı esiri geçmiyor. Bu, daha önce de söylediğimiz gibi İsrailli askerin hükümetinin nezdinde ve İzzeddin El-Kassam Tugayları'nın da nezdinde değerinin olmadığını gösteriyor. Bu noktada, bir takım şüphecilerin dışında ihtilaf yok. Fakat olayın yararlı tarafı, işgal askerlerinin Filistin direnişinin karşısına çıkarken sahip olacakları kötü halet-i ruhiyenin idrak edilmesidir.
Kanunun ağırlaştırılması işgal askerlerini kahramanlığa sevk etmeyecek. Bilakis çıldırmalarına ve histeriye kapılmalarına yol açacak. Oysa "Yokedilen Vahim" operasyonunu gerçekleştiren kahramanlar, kardeşlerini esaretten kurtarmak için hayatlarını feda ettiler. Onlar başarılı oldular ve kahramanlarımız işgal zindanlarından başları dik ve maneviyatları yüksek bir şekilde, Netanyahu'ya meydan okuyarak ve işgal rejimini tehdit ederek çıktı.