Katar Gazetesi:Türkiye Kavruluyor!

Katar Gazetesi:Türkiye Kavruluyor!

Beyrut Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü : Türkiye bu yaz kavruluyor. Aslında ateşi seksen yıldır hiç soğumadı....

Birkaç gün önce başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya Anayasa Mahkemesi önünde AK Parti'nin kapatılması yönündeki talebini teyit eden sözlü savunmasını sundu. Savunmanın sunulmasından birkaç saat önce Türk polisi, AK Parti iktidarını yıkmaya hazırlanan ve iktidarı ele geçirmek için ilk andan itibaren darbe yapmaya çalışan en büyük organize şebekesinin geri kalan isimlerini gözaltına aldı. Hatta soruşturmalar Ergenekon örgütünün doksanların ortalarından itibaren İslâmi şartlara karşı faaliyetlerine ve fitneleri körüklemeye başladığını su yüzüne çıkardı.
Polis tutuklamaları, ordudaki üst düzey emekli generaller, gazeteciler yanı sıra işadamları ve avukatlara kadar uzandı. Bu örgüt, planlarını hayata geçirmenin vitrini olarak başka örgütleri kullanıyordu. Tutuklamalar, asker ve laik sistemdeki aşırılıkçı güçler tarafından kapatılması girişimlerine karşı AK Parti'nin intikamı olarak yorumlandı. Üst düzey generallerin tutuklanması ilk defa olmasa da aynı anda birkaç general ilk defa tutuklanıyordu.
Türk yargısının İslâmcılara düşman laik mekanizmanın bir parçası olmasıyla birlikte Ergenekon örgütü hakkındaki soruşturmaları yürüten yargıç Zekeriya Öz, bu kuralın dışında görülüyor. Ergenekon örgütü faaliyetleri için başkalarını kullanıyorsa da kendisi de ordu, yargı ve özellikle de Anayasa Mahkemesi'nin oluşturduğu derin devlet denen güçlerin piyonu veya vitrinidir.
Ordu siyasi baskı için gücünü kullanma alışkanlığını bırakmadı. Önceki darbelerine karşın orduyu hesaba çekmeyen toplum, ordunun demokratik pratiği tahrip etme yönündeki yeni planlarına kolaylıkla karşı koyamıyor. Cumhuriyet dönemi boyunca Türk halkı devlete karşı isyana başvurmadı.
Devlet halkın nezdinde kutsaldı. Tabii bunun sebebi devletin kimliğin sembolü olması değil, aksine cumhuriyet dönemi boyunca derisinin devletin kırbacıyla yanmasıdır. Halk boyun eğmeye alıştı. Mesut Yılmaz askerin baskılarına maruz kalmadan önce acı hissetmiş olsa da Recep Tayyip Erdoğan bu kez halk iradesine karşı direniyor. Hatta bazı Ukrayna ve Gürcistan geleneği girişimleri, 'Ortak Akıl hareketinin' oluşturulmasıyla birlikte Türkiye'de başladı.
Türkiye şu an modern tarihsel sürecinin bu noktasında duruyor. Bazıları Türkiye'yi toplumun kesimleri arasındaki ayırımcı despot 20. yüzyıl zihniyeti içinde tutmaya çalışırken değişimci güçler demokrasi ve özgürlükler kapsından modern Türkiye'ye girmek istiyorlar.
Bugün her şeyin su yüzüne çıkmasının gölgesinde derin devlet güçlerinin terörünü kolaylıkla dayatması mümkün değil. Bugün ilk defa iktidardaki halkçı akım, askeri baskılara boyun eğmemeye ve Türklerin kanına sıkılan korku engelini kırmaya çalışıyor.
Sorun zihniyette ise şayet AK Parti'nin misyonu kolay değil. Fakat birkaç yıl zarfında AB ile üyelik müzakereleri kapısını açma noktasında modernlik ve Avrupalaşma çağrısı yapan laikler yıllar boyunca aciz kalırken bunu gerçekleştirenler için yolu hazırlamak ve Türkiye'yi İslâmcı, solcu, Kürt, Alevi, Hıristiyan ve diğer azınlıklardan herkes için genişleyen acımasız cezaevinden çıkarma yolunda ilk tohumları ekmek zor olmaz kesinlikle.
Bu zihniyet ve akılla Türkiye'ye güneş altında bir yer olmaz kesinlikle. Ergenekon şebekesi saflarında yaşanan tutuklamaların önceki gizli güç odaklarının sopasından korkma engelini kırması oldu.
AK Parti'nin görevinin kolay olmadığı şüphesiz ve daha cesur adımlar atmakta tereddüt ediyor ancak Ergenekon örgütüne karşı koymak, Türkiye'nin istikrarına, gücüne, kenetlenmesine, topraklarının bütünlüğüne ve rolüne zarar veren, bütün dinamiklerine sahip uluslararası bir güç olması yerine üçüncü dünyanın bir parçası olarak kalmasını isteyen sistemden kurtulma yolunda eşsiz bir adımdır.
Bu eski ve açık bir çekişme olduğu için bütün silah türlerinin kullanımına sahne olacaktır. Türkiye en hayati yıllarından biriyle yüzleşiyor. Daha da önemlisi halk iradesi geçmiştekinin aksine Türkiye'nin geleceğini savunmak için hazır ve uyanık.
Katar gazetesi El Şark, 6 Temmuz 2008, Arapça'dan çeviri: Halil Çelik [email protected]

 

vakit