Bengal'de parmakları kesilen ustalardan biri tezgahına hüzünle, ellerinin uçlarına öfkeyle sonra göğe çaresizlikle baktı. Bir Tutsi öldürdüğü Hutu'nun bedenine tiksinerek, gözlerine öfkeyle, göğe çaresizlikle baktı. Yeni kıtaya çılgın bir coşkuyla gelen İspanyol askerleri, yeni doğmuş bebekleri annelerinin kucaklarından alıp aralarında en uzağa fırlatabilme yarışması yaptılar. Sonra annenin gözlerine büyük bir gururla tepeden, öldürdükleri bebeklere daha tepeden, karşılaştıkları bu medeniyet yoksunu (!) insan topluluğunun tamamına ise daha da tepeden baktılar.

Artık Bengalli usta çaresiz, öldüren Tutsi çaresiz, öldürülen Hutu çaresiz, öldürülen İnkalı bebek çaresiz, annesi çaresiz" Tepeden bakan, çaresizleştiriyordu. Zulüm, zalimliğine delalet edecek eylemleri üzerinde adım adım yükseldi. Zahiri bir suikastler silsilesi"

Neden kestiniz parmaklarını!

Bengal'in iktisadi gücünü, makineyi meşrulaştırmak adına dokuma ustalarının parmaklarını keserek yok ettiler. Stratejik öneme sahip coğrafyalar üzerinde kaynak kapışması yapan çok da gizli olmayan güçler, kirli emelleri için aynı toprakların iki kardeş topluluğunu birbirlerine kıydırdılar. İspanyol askerlerinin yaptıklarına bir müsebbip bulmaksa mümkün değil. Tepeden bakanı anlamak çoğu zaman öyle zor ki"

Dünyaya renklerini tarihinin serüveni verse bu kadar mavi görünebilir miydi? Dizlerimize kadar, belki belimize, yok yok boynumuza kadar kırmızıya batmadan yürüyebilir miydik yeryüzünde? Çığlık seslerinden sağır olmak üzere olan kulaklarımıza dinginlik uğrayabilir miydi?

Kanlı Tablo

Zulmün rengi her yerde aynı

Tepeden bakan, ne bu renkten ne bu sesten hiç rahatsız olmazdı. Dedik ya onu anlamak öyle zor ki" Bilakis derin hazlar duyar gibiydi fırçasının bıraktığı bu izlerden"

Bu tasvir pek iç açıcı değil biliyorum. Ancak onu başka şeylerin arkasına gizleyerek anlatamam ki. Neyin arkasına gizleyelim?

İnsan Hakları'nın mı?

"

Beğenmediniz biliyorum.

Birleşmiş Milletler Kararları'nın mı?

"

Onu da beğenmediniz.

Bari medeniyet (!) getirdikleri için beğenin canım!

Tepeden bakan, kendi yapacağı dünya tablosunda hep bu renkleri görmek, bu sesleri duymak ister. Fakat dünya hep mavi görünür. Çünkü dünyanın tarih serüveninde, ellerinde son derece etkileyici fırçaları ve boyaları olan öyle insanlar öyle medeniyetler geldi ki" İdeal tabloyu çizip önümüze ustalıkla sundular.

İnanıyorum ki bir gün Bengalli dokuma ustasının, Hutu ve Tutsi kardeşlerin, Mayalı ve İnkalı bebeklerin tepeden bakana söyleyecekleri bazı sözleri olacak. Tepeden bakanın akıbeti, adaleti hakkı ile verenin onun için hazırlayacağı tabloda olacak.

Tepeden bakıyor olmak, küçümsemek defterimizde olmasın asla!

Muhammet Enes Midilli tevazu ile baktı

dunyabizim