Libya İşgalinin Ardındaki Gerçekler
İslam dünyası yeniden bilinmez bir girdabın içerisine girdi.
İslam dünyası yeniden bilinmez bir girdabın içerisine girdi. Baharın gelmesi ile cephelerde direniş hızlanırken,coğrafyamızda yeni işgaller ve işgalciler peydah olmaya başladı.
Geçtiğimiz son bir aydır Libya' da gelişen olaylar ve Birleşmiş Milletlerin Libya'yı işgali gündemin baş sırasında. Libyada muhaliflerin güç kazanması ve Kaddafi denen zalimi devirmeye yeltenmesi Mısır'da yaşananlardan sonra gelişen önemli olaylardandı.
Batılı emperyalistlerin Libya'yı işgali ilk başlarda masumane ve sanki Libya'lı muhaliflere destek olmak amacıyla düzenlendiği şeklinde gösterilmeye çalışıldı. Fakat gün geçtikçe anlaşılıyorki BM'nin işgalinin altında yatan gerekçeler daha farklı. Ben nacizane bu işgali sadece petrole bağlamanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Elinize haritayı alıp Libyanın konumuna baktığınızda gerçek gün yüzüne çıkıyor.
Libya, Akdeniz kıyısında, doğusunda Mısır, batısında Cezayir ve Tunus, güneyinde Nijer ve Çad, güneydoğusunda Sudan ile komşu olan bir Kuzey Afrika ülkesidir. Bu ülke jeopolitik olarak okadar önemli bir noktadaki bir yanda Akdeniz,diğer yanda önemli gelişmelerin yaşandığı Tunus, Mısır ve Cezayir ile komşu olan bir ülke. Mısır'da gelişen olaylara hakkıyla müdahil olamayan Batı ve ABD bu sefer bir erken hamle ile Akdeniz'i kontrol altında tutabilmek ve israilin güvenliğini sağlayabilmek için üst olarak Libya'yı seçmeye karar verdiler.
Bu durumda bir taş ile üç kuş vurmayı hedeflediler.
Birincisi coğrafyanın eşsiz zenginliklerinden faydalanabilmekti. İkincisi Mısır'da olduğu gibi Libya'da da güçlü olan islami hareketlerin bölgedeki etkinliğini azaltmaktı. Üçüncüsü ise, israil'in güvenliğini sağlamaktı.
Tunus'ta ve Mısır'da olası bir ABD karşıtı hükümetlere karşı bir nevi önlem mahiyetindeki bu müdahele, ana hedef olarak İsrail'i korumaya yönelik bir hamle idi. Çünki her halukarda burada gelişen olaylardan en fazla zararı görecek olan işgalci yahudiler olacaktı.
Libya'daki islami hareketlere kısaca göz atalım.
Muhaliflerin büyük bir çoğunluğunu oluşturan Selefi çizgideki müslümanlardır. Özellikle Afgan Rus savaşı ve ABD'nin Afganistan işgalinden sonra bölgede desteği bir hayli artan bu çizgi şuanda Müslüman Kardeşler İle birlikte bölgenin en etkili İslami Hareketleri arasındadır. Bu savaşlarda yer alan ve memleketlerine dönen bir çok eski mücahid şu anda cephedeki güçleri oluşturan en önemli gruptur.
Müslüman Kardeşler'in faaliyetleri ise Kaddafi tarafından yasaklanmıştır. Bir çok üyesi şehid edilmiş ve binlercesi ise hapishanelerde tutulmaktadır. Hizbu't-tahrir ve İslami Cihad ise bölgede düşük desteğe sahip hareketlerdir. Ülkedeki en önemli tarikat ise Senusi tarikatıdır.
Birleşmiş Milletlerin müdahalesinin ana unsuru ise Kaddafi'ye karşı muhaliflere destek olmak değildir. Kaddafi'nin hakimiyetinden memnun olan batı, olası bir İslami rejimin Libya'ya hakim olmasını önlemek için böylesine bir plan kurmuş ve bu planı faaliyete koymuştur. Libya'ya düzenlenecek olası bir kara harekatı ile batılı güçler bu bölgeye iyiden iyiye yerleşecek ve Akdeniz'in kontrolünü sağlamanın yanı sıra Afrika'ya da bir kapı açmış olacaktır.
Maalesef Libya'da bizim arzuladığımız bir yönetimin olması bu saatten sonra imkansızdır.Olayın özeti maalsef budur"
Yusuf Ensar Çalışkan