"Maşallahçı Kadınlardan Utanıyorum"
Kadın olmak; şeref, edep , haysiyet, onur, iffet gerektirir..
Ayşe Müzeyyen Taşçı / "Kadın"
8 Sütun
Kadın olmak; şeref, edep , haysiyet, onur, iffet gerektirir..
Hele de Müslüman olan bir kadın yaşamını ancak bu donelerle anlamlı kılabilir.
Dolayısı ile, oturması kalkması, ağzından dökülen sözcükler, hal ve hareketleri Mü'min bir kadına yakışır muhtevaya sahip olmalıdır.
Bu; entelektüel, yazar, çizer, akademisyen, siyasetçi iş kadını da olsa böyledir..
Müminlerin, temsil ettiği misyona sadık kalmaları, her ortam ve şartta geçerliliğini muhafaza etmeli değil midir zaten.
Şimdi sormak isterim.
"Ben Modern Müslüman bir kadınım, dolayısıyla rahat ve sorumsuzca hareket edebilirim" mantığı kitabın neresinde yer almaktadır acaba.
Seküler Dünyanın Modern Müslüman kadınları olarak "kitaba göre değil de düzene göre" diyorsak şayet işte bu, dehşet bir çelişkiyle karşı karşıyayız demektir.
Bahsi geçen hususların muhatabı olarak öncelikle kendi nefsimi ardından da tüm Mümin kardeşlerimin nefsini yoklamaktır muradım.
Seküler dünyanın Modern Müslüman Kadınlarını daha önce bu sayfada kaleme almıştım tekrar edecek değilim elbette.
Ancak, hem genel anlamda hem de hususi bazı durumlarda "Müslüman kadın" kavramındaki yozlaşmadan duymuş olduğum tedirginlik ve rahatsızlığa bir kez daha vurgu yapmak ihtiyacı duymaktayım doğrusu.
Sosyal hayatın içerisinde giderek anlamını yitiren "Müslüman kadın" kavramından geriye bir siluet kalıyor olması fevkalade üzücüdür.
Öte yandan tebliğ esaslı neşriyat ve yayınlarda şahit olunan "kadın" profiline de vurgu yapılmalı belki...
Kılık, kıyafet, tavır, tarz".
Ancak yine de ayrıntılarına değinmeme gerek olmadığı kanaatindeyim..
Gelelim, kadın figürünün kullanıldığı bir başka hususa..Eğlenerek (!) izlediğimiz A9 TV deki "maşallahçı" bayanlara..
Hani güleriz ya ağalanacak halimize"
Hiçbir kadın olamaz ki, hoca, üstat, yazar, çizer, entelektüel kim olursa olsun- bir erkeğin karşısında yukarda belirtirmiş olduğumuz kavramları hiçe sayarda İslam ve Din tebliği yapar.
Mahremi olmayan bir adamın sulu sepken iltifatlarından hoşnut kalıp kurum kurum olur.
Hayatım boyunca Müslüman kisvesinde bir kadın topluluğunu izleyip de bu kadar aşağılandığımı hissetmedim.
Kendini "mehdi" zanneden ve bunu belgelemek için türlü atraksiyonlar yapan bir adamın karşısına geçip hafif meşrep makyajlarla İslam adına sohbet meclisi oluşturmasından fena halde rahatsızlık duyuyorum.
Sarışın esmer, tesettürlü, tesettürsüz- genç kızları karşısına dizmiş, "beni seviyor musunuz " diyen bir adamın egosunu tatmin edercesine yanıtlar veren kadın güruhunun hemcinsi olmaktan "ar" ediyorum.
"Allah için sevmeye" örneklendirdiği cümlelerle şahıs, muhataplarına yönelttiği sözüm ona - sevgi sözcükleriyle nefsini nasılda coşturuyor oysa.
Nitekim onun egosunu beslediğini fark edemeyen hemcinslerim adına duyduğum utancı kelimelerle ifade edebilmem mümkün değil.
Araba lastiğine dikkat çekmek maksadı ile süslü kadınları kullanan reklam sektöründen farkı nedir bu durumun..
İlim sahibi olmaklığının bir gereği olarak kanalından tebliğ yaptığını zanneden ve kendini tartışmasız- mehdi ilan eden bu şahsın İslami hassasiyetler ve ahlaki değerler noktasında da biraz ilim tahsil etmesi gerek kanaatimce.
Hoş benim tepkim ve nefretim bu gibi karşı cinsten ziyade kendisini taşımayı bilemeyen, kadınlık sıfatına haiz olmayan hemcinslerime ya.
Kimse kursa bakmasın.
Müslüman kadın ve erkekler beşeri ilişkilerinde mesafeli olmak ve haramdan kaçınmak durumundadırlar.
Aksi halde o ortamda İslami bir vakıadan söz edilemez.
Kaldı ki birbirlerine namahrem olan kadın ve erkeler arasında olması gereken iletişim biçimi, "saygınlığını" ve "Kur'ani hakikatlere" uygunluğunu korumadığı müddetçe, sağlıklı bir gelecek inşa edebilmemiz mümkün olmayacaktır..
Bu böyle biline"