Mehmet Ali Birand'ı şaşırtan gözyaşları

Mehmet Ali Birand'ı şaşırtan gözyaşları

32. Gün’ün yapım ve sunucusu Mehmet Ali Birand’ın şuan Haber7'de yazarlık yapan Osman Özsoy'a anlattığı meslek yaşamında ki en önemli hatırası...

Osman Özsoy'un yazısındaki ilgili bölüm:

(...)

1996 yılı Ocak ayında, Türkiye'nin en uzun soluklu haber araştırma programı olan 32. Gün'ün yapım ve sunucusu Sayın Mehmet Ali Birand'ı bir yayına konuk etmiştim. Tek kanallı dönemde Sayın Birand TRT'de habercilik adına büyük işler yaptı. Özal Türkiye'sini iyi okudu ve televizyonculukta ona uygun iyi bir çıkış yakaladı. İki kutuplu dünyanın önemli siyasi aktörleri ile ses getiren röportajlara ve dosyalara imza attı. O dönemde Birand Türkiye'nin dışa bakan en medyatik yüzü idi.

Bakmayın şimdi grup refleksi ile Ergenekon'u sulandırmaya yönelik yayınlarına. Birand'ın yüzüne bir dönem kara leke çalanlar, şimdilerde Birand'ın önemsizleştirme eğiliminde olduğu ekipten başkası değildi.

Birand'a o gün, kendisini en etkileyen ve meslek yaşamında büyük önemi olan en önemli hatırasının ne olduğunu sormuştum.

Filistin sorunun en kanlı döneminin yaşandığı ve Filistin'in efsanevi lideri Yaser Arafat'ın can güvenliği gerekçesi ile sığınaklarda, dehlizlerde yaşadığı 1980'li yılların sonlarında kendisi ile röportaja gittiğini anlattı. Arafat'ın kaldığı yer belli olmasın diye, gözleri bağlı olarak ve kontrol noktalarında birkaç araç değiştirerek Arafat'ın yanına götürüldüklerini söyledi.

Uzun çabalardan sonra bir dehlizde Arafat ile röportaj yapma imkanı bulduklarında ummadıkları bir sorunla karşılaştıklarını söyledi. Röportajın ilerleyen dakikalarında, Yaser Arafat'ın bir ara kendisine hakim olamayarak gözyaşlarına boğulduğunu, tam da içinden 'televizyonculuk adına iyi bir iş çıkardıklarını" düşündüğü anda kameramanın kulağına eğilerek, teknik bir sorun nedeni ile ses kaydı alamadıklarını ve kaydı durdurduğunu ifade ettiğini aktardı. Çekim ekibinin telaşını fark eden Yaser Arafat konuşmasını keserek, 'bir sorun mu var?' diye sorduğunu, durumu kendisine izah ettiklerinde, 'sorun değil, dert etmeyin, baştan alırız' dediğini ifade etti.

Sahte gözyaşları...

Birand'ı şaşırtan ise, Yaser Arafat'ın sorusuya yeniden cevap verirken az önce ağladığı aynı noktada hiç zorlanmadan tekrar ağlamaya başlaması ve sanki bir aktör gibi aynı sahneyi canlandırması olmuş. Birand o gün yayında bana; " O zaman anladım ki, herkes kendi işini yapıyor. Herkes kameralarla oynuyor. Herkes adeta rol kesiyor. Herkes vermek istediği mesajı bir aktör gibi yansıtmaya çalışıyor. O günden sonra muhatabımın kim olduğuna ve önem derecesine bakmadan, işimizi daha düzgün sonuçlandırmak için daha soğukkanlı davranmayı öğrendik" demişti.

(...)