Milliyet fena yakalandı

Milliyet fena yakalandı

Milliyet Gazetesi'nin Doğan Grubuyla ilgili ses kaydıyla ilgili haberlerde nasıl çifte standart yaptığı delilleriyle bu haberde.

Milliyet'in Yayın Yönetmeni Sedat Ergin ise son dönemde çıkan dinleme kasetlerinin Milliyet'te yayınlanmamasyla ilgili olarak; "bu konuda net bir tavrımız var. Bir dinleme, hâkim kararıyla yapılmış ve dava dosyasına, iddianameye girmişse yayımlıyoruz. Onun dışındaki dinlemelere dayanan haberleri koymuyoruz. Mahkeme kararıyla yapılanlar dışında ortam ve telefon dinlemesi suçtur; bu yoldan elde edilen bilginin yayını da suçtur". diyor.

Ama Milliyet Gazetesi, 24 Şubat tarihinde İbrahim Tatlıses ile Yıldız Tilbe arasındaki telefon konuşmasını yayınlıyor. İbrahim Tatlıses o telefon görüşmesini mahkeme kararı ile mi kaydetti?

Can Dündar ve Milliyet Yayın Yönetmeni Sedat Ergin galiba Milliyet'i okumuyorlar.

İşte Stratejikboyut'un Can Dündar'ı ve Milliyet'i fena yakalayan haberi...

Can Dündar, 26 Şubat tarihli  "Bir Cinnet Hali" başlıklı yazısında[1]  "İbrahim Tatlıses - Yıldız Tilbe" arasında son günlerde yaşanan telefon görüşmesi ele alarak "dinle-kaydet-sızdır" yöntemiyle mahremiyetin ayaklar altına alındığını ifade etmektedir.
 
Buna bir diyeceğimiz yoktur. Gerçekten mahkeme kararı ile yapılmayan dinlemeler hukuka, bu dinlemelerin kamuya sızdırılması ise ahlaka aykırıdır. Mahkeme kararı ile yapılan dinlemelerin ise ancak mahkeme kapıları içerisinde kalmaları ve ancak yargılamaya konu olması gerekir. 
 
Lakin Can Dündar, bahse konu yazısında hükümeti bu tür uygulamalara sessiz kalması konusunda eleştirirken "Ve ne mutlu ki, bu ilkeleri savunan bir gazetede yazıyorum"ifadesiyle Milliyet'in gazetecilik ilkelerinden (!) duyduğu mutluluğu dile getirmektedir.
 
Hatta yazısında Sayın Dündar, Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin'e atıfta bulunmaktadır. Güya Sayın Ergin demiş ki, "bu konuda net bir tavrımız var. Bir dinleme, hâkim kararıyla yapılmış ve dava dosyasına, iddianameye girmişse yayımlıyoruz. Onun dışındaki dinlemelere dayanan haberleri koymuyoruz. Mahkeme kararıyla yapılanlar dışında ortam ve telefon dinlemesi suçtur; bu yoldan elde edilen bilginin yayını da suçtur".
 
Tekrar dikkatinizi çekmek isterim. Milliyet Yayın Yönetmeni diyor ki "Mahkeme kararı dışındaki telefon dinlemelerinin yayını suçtur". Sayın Dündar diyor ki: "Ne mutlu ki böyle ilkeleri olan bir Milliyet'de yazıyorum".

ŞİMDİ SIKI DURUN
 
Neden mi? İşte Milliyet'in 24 Şubat tarihinde internet sitesinde yer alan bir haber. Söz konusu haber Milliyet'in internet istesinin flaş haberler bölümünde

"Rezalatte İkinci Perde""[2] başlığını taşımakta. Linki tıkladığımızda ise "İbrahim Tatlıses'den Savunma" başlığı ile Yıldız Tilbe'nin yaptığı harcamaların faturası ile Tatlıses - Tilbe arasında geçen telefon görüşmelerinin dökümü aynen yer almaktadır. 
 
Tekrar bu haber üzerine Sedat Ergin'e dönüyorum: "Bu konuda net bir tavrımız var. Mahkeme kararı dışındaki telefon dinlemelerinin yayını suçtur". Şimdi de Sayın Dündar'a: "Ve ne mutlu ki, bu ilkeleri savunan bir gazetede yazıyorum".
 
stratejikboyut