Mısır, Ümmetin Kalbidir
Mısır’a hâkim olan Kudüs ve Mescidi Aksa’ya hâkim olacaktır. Çünkü Mısır ümmetin kalbidir...
Dr. Yusuf Rezka / fiem
Önce Mısır Sonra Kudüs
Mısır’da seçimle işbaşına gelen Muhammed Mursi’ye darbe yapılmasına, İhvan'ın yönetimden uzaklaştırılmasına ve Mısır’daki demokratik tecrübenin aksamasına en fazla işgal rejimi İsrail’in sevindiğini herkes biliyor. Onun bu engin sevincinin arkasında düşünsel, tarihi ve siyasi sebepler var. Eskiden komutanlar ve liderler “Mısır’a hâkim olan eninde sonunda Kudüs’e de hâkim olur” diyorlardı. O nedenle işgal rejiminin 25 Ocak 2011 tarihinde meydana gelen devrimden sonra Mısır’a olan ilgisi daha da arttı ve Kudüs’te rahat nefes alabilmek için devrimi başarısız kılmak ve Müslüman Kardeşlerin yönetimini düşürmek amacıyla kolları sıvadı.
Birkaç gün önce Dr. Ammar Muhammed En-Nehhar’ın “Kudüs Haçlılara Böyle Teslim Edildi” kitabını okudum. Dr. En-Nehhar kitabında Salahaddin Eyyubi’den sonra Eyyubi ailesinin yönetimdeki çekişmesini ve bazılarının haçlılardan yardım isteyecek dereceye vardığını ifade ettikten sonra yukarıda verdiğim başlıkla ilgili de şu tespiti paylaşıyor: “Haçlılar istişare için toplandılar. İçlerindeki akıllı bazıları önce Mısır’a yönelip burayı ele geçirmeyi tavsiye etti. Buna gerekçe olarak da Nasır Salahuddin’in önce Memluklara hâkim olduğunu, sonra Kudüs ve sahil kesimini Frenklerin elinden çıkardığını, bunu da Mısır’ı elinde bulundurmasından ötürü yapabildiğini gösterdiler. Öyleyse önce Mısır’a yönelip burayı ele geçirmek gerekir. Burası ele geçirilirse Kudüs ve başka yerleri almanın önünde bir engel kalmayacaktır, dediler.” (İbin Vasıl’ın Muferricu'l-Kurub, isimli eserinden 3/258)
Aynı düşünce ve askeri tespiti savunan batılı tarihçi Antoni Periodic de yıllar önce haçlılara önce Mısır'ın ele geçirilmesini tavsiye etmiştir: “Mısır, Müslümanların kalesidir. Burası ele geçirilirse Kudüs dâhil Filistin’in bütün güney kesimi savaşsız Hıristiyanların eline geçecektir”. (Haçlı Savaşları Antoni Periodic, Tercüme Ahmed Ğassan s. 246)
Mısır’a hâkim olan Kudüs ve Mescidi Aksa’ya hâkim olacaktır. Çünkü Mısır ümmetin kalbidir. Mısır’ın güçlü olması sadece Kudüs için değil bütün ümmet için güç ve kuvvet demektir. Mısır 1967 yılındaki savaşta yenilince Kudüs de işgalci İsrail’n eline geçti. Mısır Camp David Anlaşmasıyla işgalci İsrail ile süren savaştan çekilince, İsrail Kudüs ve Mescidi Aksa’yı tamamıyla kontrol altına aldı ve bunu
Haçlılar hicri 615 yılında Kudüs’ü ele geçirmek için Mısır’ın Dimyat şehrine saldırdı. Bugün İsrail Kudüs’teki yönetimini perçinlemek için Sina’yı ele geçirmek istiyor. Onun için İsrail Mısırlı komutanların bu konuda kendisiyle el sıkışmalarından, tünelleri yıkmak ve Gazze üzerindeki kuşatmayı daha da ağırlaştırmak için hem kendisi hem de Amerika ile işbirliği içine girmelerinden oldukça memnun. (Tünelleri tamamıyla yıkması için Amerika Mısır ordusuna en son 30 milyon dolar para yardımında bulundu)
Kudüs’ün Mısır ile ilişkisi diplomatik ve siyasi arenada da kendini göstermiştir. Haçlıların Dimyat’ı ele geçirmeleriyle Mısır kralı El-Kamil’de korku ve zaaf emareleri baş gösterdi. Bunun üzerine Haçlılara Kudüs ve El-Celil’i vermesi karşılığında Mısır’dan çıkmayı teklif ettiler. O günden beri Kudüs zayıf ve diktatör yöneticilerin oluşturduğu siyasi pazarın