Ne İran, Ne Hizbullah, Ne de Şeyh Kardavi...

Ne İran, Ne Hizbullah, Ne de Şeyh Kardavi...

Bazı kardeşler, Şeyh Kardavi"nin Suriye konusundaki açıklamalarının kaynağını soruyor...

Kendisini çağdaş İslami uyanışın en önde gelen şahsiyetlerinden ve siyonizme karşı mücadelede direnişin güçlü savunucularından biri olarak tanıdığımız Şeyh Yusuf el Karadavi"nin geçen hafta Katar"ın başkenti Doha"da verdiği cuma hutbesinde, Müslümanları ve özellikle de Mekke"ye giden hacıları İran İslam Cumhuriyeti"ne karşı beddua etmeye çağırdığında, artık gelinen bu noktanın ciddi anlamda sorgulanması gerektiğine inanıyoruz...

Biz kişilerin şahsiyetine saldırma durumunda değiliz. Ama bize bir taraftan İslami usulleri öğretenler, diğer taraftan da, kendilerinde hata ve kusur gördüğümüz kişilere yönelik eleştirilerimize en küçük tahammülü gösteremeyenler, bu usulleri ne kadar ciddiye aldıklarını bir düşünmelidirler...

Bize bir ömür boyu Peygamber dışında herkesin sorgulanabileceğini, Hz. Ebubekir"in hilafete geldiğinde okuduğu hutbede "Ey insanlar, ben en hayırlınız olmadığım halde sizin başınıza halife seçildim. Eğer iyilik yaparsam bana yardımcı olun. Eğer sırat-ı müstakimden kayarsam beni düzeltiniz" dediğini siz öğretmediniz mi..?

Yine Hz. Ömer kendini halife seçenlere hitaben, "ben bir yanlış yaparsam ne yaparsınız?" diye sorduğunda, "seni kılıcımızla doğrulturuz" cevabını aldığı zaman, "Allah"ım! Sana hamd olsun ki, ben yanıldığımda bu halkın içerisinde beni düzeltecek birileri var" şeklinde dua ettiğini siz öğretmediniz mi..?

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ