Numan Kurtulmuş-Dilipak Röportajı

Numan Kurtulmuş-Dilipak Röportajı

RÖPORTAJ: ABDURRAHMAN DİLİPAK Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş.

Türkiye 'Saadet'i bekliyor

SAADET PARTİSİ GENEL BAŞKANI NUMAN KURTULMUŞ: Yarın yapılacak yerel seçimler öncesi son röportajını Vakit'e veren Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, "26 Ekim 2008'de kongreyle birlikte Türkiye'de, 'Saadet Türkiye' adı altında bir program dizisi yaptık. 33 vilayeti ziyaret etmişiz. Buralarda büyük salon toplantıları yaptık. Olumlu, sıcak tepkiler aldık.. Türkiye Saadeti bekliyor." dedi


RÖPORTAJ: ABDURRAHMAN DİLİPAK
Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, yerel seçim öncesinde son röportajını Vakit'e verdi. Son hazırlıkları ve yerel seçimde izledikleri strateji hakkında bilgiler veren Kurtulmuş, partisinin Ergenekon operasyonu ve Kanal B'de yapılan skandal görüşmenin içeriğine bakışını da anlattı.
-Kampanyanın sonuna geldik. Ne anlatmaya çalıştınız? Geçen sürece baktığınızda ne düşünüyorsunuz?
-26 Ekim 2008'de kongreyle birlikte Türkiye'de, 'Saadet Türkiye' adı altında bir program dizisi yaptık. 33 vilayeti ziyaret etmişiz. Buralarda büyük salon toplantıları yaptık. Ama sadece biz konuşmadık, vatandaşları da dinledik.. Aynı zamanda, akşamları sivil toplum kuruluşlarını, ticaret odalarını, o ili temsil eden insanları , yerel mediayı ziyaret ederek kentle ilgili, bölgeyle ilgili, Türkiye ile ilgili görüşlerini aldık. Yani Saadet Partisi ile ilgili tenkitleri, görüşleri, teklifleri varsa, 'Onları da dinlemeye hazırız' dedik. Çok güzel bir program serisi oldu. Programın bitimiyle seçim kampanyasına başlamış olduk. Mitingler başladı. Her geçen gün çok şükür, mitinglerdeki coşku, kalabalık ve miting alanlarını dolduran büyük kitlelerin özellikle kadın ve gençlerin olması çok güzel bir şey. Diğer taraftan televizyon programları, gazete röportajları, dergilerde yapılan röportajlar, bütün bunlarla birlikte söylediğim şeyler büyük kitleler tarafından da benimseniyor. Olumlu, sıcak tepkiler aldık.. Türkiye Saadeti bekliyor..
ZİHNİYET, KADRO VE PROJELERLE FARKLIYIZ
- 'Fark Var' sloganı gerekli yankıyı uyandırdı mı?
- Çok üretken bir slogan oldu. İller, ilçeler, adaylar kendilerine göre farklılıklar ortaya koydu. Zannediyorum bu seçim kampanyasında, özellikle iktidar ve ana muhalefet arasında, incir çekirdeğini doldurmayacak, horoz dövüşü diyebileceğimiz, mahalle kavgası üslubuyla sürdürülen böbürlenmeler, maalesef 'Televole' anlayışı içerisinde siyaset geliştirerek bu işler yürümez. Aksine biz gittiğimiz her yerde, tarz olarak, o bölgenin Türkiye'nin sorunlarına sahip çıkan teklifler getiren, ikaz eden, kendi görüşünü ortaya koyan bir siyaset takibi gördük. Zannediyorum, ildeki bütün partilerin mitinglerini izleyen vatandaşlar, sade bir vatandaş Saadet Partisi'nin farkını çok açık bir şekilde görür. SP, zihniyet, kadro ve projeleri ile farklı bir partidir..
BAŞKALARI İÇİN DOĞRU OLAN BİZİM İÇİN NİÇİN YANLIŞ OLSUN!
-Bazı yazarlar ve Şevki Yılmaz'ın da son günlerde gündeme getirdiği bir konu vardı. Bir yandan iktidar tarafını tutan bir medyanın size fazla yer vermediğinden yakındınız, ama öbür taraftan da Saadet Partisi'nin Doğan Medya'ya konuştuğu şeklinde bir eleştiri ortaya çıktı. Bu konuda söyleyecek bir şeyiniz var mı?
-Bu son derece haksız bir eleştiridir. Ben özellikle arkadaşlara sordum, Kurtulmuş 26 Ekim 2008'den itibaren geçen 4,5 aylık süre içerisinde kaç kere Doğan medyasına çıkmış? Televizyonlarda ve gazetede?.. 10 kere çıkmış Numan Kurtulmuş. Başbakan kaç kere çıkmış? 110 bin kere çıkmış. Şimdi bir kere bu anlamda yakışıksız olduğu, haksız olduğu ortadadır. Geçtiğimiz hafta Pazar günü İstanbul'da yapılan mitingler arasında en görkemlisi sanırım Saadet Partisi'nin mitingiydi. Bizi, "Saadet Partisi'nin mitingi niye Doğan Medyası'nda çıkıyor" diye eleştirenler, 2-3 satırla ya gördüler ya görmediler. Ben sözümün sahibi olan bir adamım. Ben ne söyleyeceğimi bilirim. Başkent Televizyonu'ndaki konuşmalarımın her satırında, hayatım boyunca özel konuşmalarımda da, miting meydanlarında da ne söylüyorsam değil her cümlesinin, her kelimesinin bile sonuna kadar arkasındayım. Biz sözümüzün sahibiyiz ve kitlelere ulaşmak için bu yollardan birini kullanmak durumundayız. Ya da kendileri doğrudan bizim konuşmalarımızı alıp kullanabilirler.. Başkaları için Doğru, iyi olan bir şey bizim için niçin kötü olsun.. Yarın Milletin ne dediğini göreceğiz.. Herkes susacak ve seçmen konuşacak..
DAR ZAMANDA KIT İMKANLARLA YOLA ÇIKTIK
- Saadet Partisi'ni sormayacağım, ama diğerleri için bir tahminde bulunabiliyor musunuz?
- Bu seçim büyük sürprizlere açık bir seçimdir. Çünkü bu seçim kampanyasında şimdiye kadar hiçbir seçimde olmayan bir şey oluyor. 2002'den bu yana bir kamplaşma ve kutuplaşma siyaseti izleniyor. AKP ve CHP, 'Sağcılar o tarafa, solcular bu tarafa' diyerek bir siyasal gruplaşma oluşturuyorlar. Yerel seçimler genel seçimlere göre çok farklıdır. Bu hep böyle olmuştur. Gezdiğim illerde iktidara karşı bir memnuniyetsizlik var. Seçimlerde İstanbul'a da yansıyacağını düşünüyorum. Bu seçimlerde SP bir işaret fişeği atacak. Cenab-ı Allah bize hazırlanma imkanı tanıyor. Çok kısa bir süre içerisinde çok büyük bir tecrübe elde ediyoruz. Çok dar bir zamanda kıt imkanlarla yola çıktık. Buna rağmen başaracağız..
"HERKES SÖVERKEN BİZ ÖLÇÜLÜ KALDIK"
- SP, AKP'ye karşı daha yumuşak bir dil kullansaydı AK Parti tarafında daha fazla kişinin, eski arkadaşlarının geri dönmesini sağlayabilirdi. Çok dışlayıcı, öfkeli bir dil kullandığı şeklinde bir eleştiri var.
-Bu tür şeyler karşılıklı. İnsani anlamda çok az hasarla geçilmiştir, insani anlamda söylüyorum. Ağza alınmaz küfürler, sözler, hakaretler, geri dönüşü olmayan yollar hiçbir şekilde ortaya çıkmamıştır. 2001 yılında Fazilet Partisi kapatılırken, bir gazeteye verdiğim röportajda, 'Ayrışma olacak mı?' diye sordular. Ben de, "Öyle anlaşılıyor ki bir ayrışma olacak ama bu geçici bir dönemdir. Bir gün gelecek, 'Nerede kalmıştık' diyerek yeniden bir Türkiye ideali etrafında Milli Görüş yeni söylemiyle bütün kadrolarını bir araya getirecektir" demiştim. Ben önümüzdeki günlerde bunu sağlayacağımıza inanıyorum. Özellikle AKP'ye oy vermiş büyük kitleleri hiçbir şekilde rencide etmeyen bir siyasal üslupla konuşmaya gayret ediyorum. Biz zaten AKP'nin politikalarını benimsiyor olsaydık, AKP ile beraber olurduk. Bunların hepsini Türkiye'nin üzerine giydirilmiş bir deli gömleği olarak görüyoruz. Siyasetin dili malesef çok iyi değil. Herkes küfürleşirken biz ölçülü davranmaya çalıştık..
DARBECİLERDEN EN ÇOK ÇEKEN PARTİYİZ!
"Tarihi boyunca hiçbir holdinge, bir medya grubuna, bir çıkar çevresine yaslanmamış bir siyasi partiyiz. Ve bu siyasi parti Türkiye'de görüşlerini sunuyor. Ben şuna inanıyorum: Saadet Partisi yükselişe geçtikçe birtakım çevreler rahatsızlık duyuyorlar. Bu tür oluşumlardan en çok çeken, bunlara karşı en çok mücadele eden bir partiyiz.."
ERGENEKON'DA SONUNA KADAR GİDİLMESİNE BİZDEN TAM DESTEK!
- SP'nin Ergenekon davasının yargılama sürecinden bir rahatsızlığı var mı?..
- Türkiye'de Ergenekon'la ilişkilendirilemeyecek tek parti Saadet Partisi'dir. Bizim söylediklerimiz belli ve açık. Başından beri Ergenekon için 4 maddelik fikrimizi söyledim: Ergenekon siyasi polemik konusu yapılmasın. Siyasetçiler ağzını kapatıp fermuarı çeksinler. Kimse savcı ya da hâkim rolüne soyunmasın. Bu mahkeme vesile edilerek Türkiye, kime kadar gidiyorsa, bu eylemleri yapanların arkasında kim varsa, sadece birkaç tane tetikçi değil, sonuna kadar gidilmesi daha mantıklı. İki süreç var; polis sorgulaması ve mahkeme kısmı. Soruşturma ve mahkeme kısmının uluslararası hukuka açık şartlarda ve hiçbir şaibeye mahal vermeksizin ortaya çıkarılması gerekir. Türkiye gerçekten bir 'temiz eller' operasyonu yapmak istiyorsa siyasal sistemin çete üretmesine müsaade eden anayasal ve yasal boşlukların ortadan kaldırılması sağlanmalı.
YAZICIOĞLU BİZİM KARDEŞİMİZ
- Sizinle paralel yürüyen bir parti vardı. Genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu helikopter kazası geçirdi ve hayatını kaybetti. BBP ile temelde çok bir farklılığınız var mıydı?
- Sayın Muhsin Yazıcıoğlu kardeşimiz. Muhsin Yazıcıoğlu kardeşim ve 7 arkadaşı, 28 Şubat hengâmesinde sivil yönetime sonuna kadar desteklerini esirgememişti. Ona ve yanında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, sevenlerine başsağlığı diliyorum

vakit